Tutsak Çam için başvuru

Mehmet Emin Çam
- Geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırılan ve cezaevine geri gönderilen ağır hasta tutsak Mehmet Emin Çam'ın infazının ertelenmesi için başvuru yapıldı.
Batman Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ağır hasta tutsak Mehmet Emin Çam (73) 16 Nisan'da geçirdiği kalp krizi ardından Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan Çam, önceki gün cezaevine gönderildi. Çam'ın avukatı Nezahat Celen, infaz erteleme talebiyle Siirt İnfaz Hakimliği'ne başvuruda bulundu. Nezahat Celen yaptığı başvuruda savcılığın res'en gözetilecek sebeplerle gerekli işlemlerin yapmasını talep ederek, Çam'ın sağlık sorunları sebebiyle infazının ertelenmesi istedi.
Hayati risk
Çam'ın iki kez kalp krizi geçirdiğinde dikkat çekilen başvuruda, 3. kalp krizi riskinin bulunduğuna işaret edildi. Başvuru dilekçesinde, Çam'ın iki damarının tıkalı olduğu, beynindeki tümörün büyüdüğü, sol tarafının felçli olduğu, böbrek rahatsızlığı, görme ve duyma gibi sağlık sorunları olduğu hatırlatıldı. Tedavisinin cezaevinde devam etmesinin Çam için hayati risk oluşturacağı uyarısı yapılan dilekçede, Çam'ın tedavisinin sürmesine rağmen cezaevine gönderildiği hatırlatılarak, tahliyesinin ertelenmesi koşullarının oluştuğu vurgulandı.
Rapor da sunuldu
Dilekçede, Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu'nun Çam'ın sol tarafındaki 4/5 oranında kas zayıflığını, vücudunun yarısında meydana gelen kas güçsüzlüğünü, kalp kriziyle sonuçlanabilecek damar tıkanıklığını, kalp rahatsızlığını, atardamarlarda plak oluşumunu ile prostat hastalığını gösterir yönündeki raporu da yer aldı. Başvuru dilekçesinde, raporda, Çam'ın cezaevinde edilip edilmeyeceğine dair görüş bildirmekten kaçınılarak, "Adli Tıp görüşü uygundur" notu düştüğü hatırlatıldı.
Cezaevinde kalamaz
Başvuru dilekçesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3. Maddesi'nde düzenlenen "işkence ve kötü muamele yasağı" ile 17. Maddesi'nde düzenlenen "kişinin maddi ve manevi varlığının dokunulmazlığı" ilkesi anımsatılarak Çam'ın söz konusu haklarının ihlal edildiği vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği emsal kararlara da yer verilen dilekçede, Çam'ın maruz kaldığı ağır hastalık nedeniyle cezaevinde yaşamın idame edemeyecek durumda olduğu belirtildi. Dilekçede, Çam'ın sağlık infaz erteleme talebine esas olarak sağlık kuruluşuna sevkiyle rapor alınmasına, infazın ertelenmesine karar verilmesi talebinde bulunuldu.
* * *
Kürtçe mektuplar ücretli
Bolu F Tipi Cezaevi İdaresi, tutsak İhsan Balkaş’tan Kürtçe yazdığı mektubun tercümesi için para istedi.
Tutsaklara yönelik hak ihlalleriyle gündemden düşmeyen Bolu F Tipi Cezaevi’nde siyasi tutsak İhsan Balkaş’ın haberleşme hakkının keyfi bir şekilde engellendiği ortaya çıktı. Balkaş’ın ana dili olan Kürtçe yazdığı mektuplar, idare tarafından “anlaşılmadığı” gerekçesiyle gönderilmedi. Ayrıca idare, mektupların tercümesi edilmesi için kendisinden çeviri parası istedi. İhsan Balkaş ile görüşen ÖHD avukatlarından Berivan Barın, haberleşme hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlali olduğunu belirterek, bu durumun bir sansür mekanizmasına dönüştüğüne dikkat çekti. Berivan Barın, “Bu durum, mahpusların Kürtçe haberleşme hakkını fiilen imkânsız hale getirmekte; ekonomik durumları el vermeyen mahpusların haberleşme hakkı tamamen ellerinden alınmaktadır” dedi.
Kendi ana dilinde yazı yazması engellenen tutsağın kimliğine ve onuruna yönelik aşağılayıcı bir muameleye maruz kaldığını belirten Berivan Barın, yalnızca haberleşme hakkının değil, insanlık onurunun da korunması gerektiğini vurguladı. Berivan Barın, şöyle devam etti: “Haberleşme hakkı bir ayrıcalık değil, temel bir haktır. İdarenin Kürtçe faks ya da mektup için ‘tercüman dayatması’ yapması, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayat ve haberleşme gizliliği hakkının ihlalidir. Bu uygulama, siyasi saiklerle özellikle Kürt mahpuslara yönelik sistematik ayrımcılığın bir parçası haline gelmiştir.”
Mektupları gönderilmeyen Balkaş ise yaşanan hak ihlallerine ilişkin Bolu 2. İnfaz Hakimliğine itirazda bulundu. İtirazları değerlendiren Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, yaşanan hak ihlallerine ilişkin başvuruların tümünü reddetti. Mahkeme, yaşanan keyfi uygulamaları “idarenin takdir yetkisi” olarak değerlendirdi.
Bu kararın ardından avukatlar, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı.