Tutsak Mahmut Yıldız şehit düştü

.

.

  • Şakran 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 3 Şubat’ta fedai eylem gerçekleştiren açlık grevindeki tutsak Mahmut Yıldız, kaldırıldığı Çiğli Devlet Hastane’sinde 14 Şubat’ta şehit düştü.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı açlık grevi devam ederken fedai eyleminde bulunan tutsak Mahmut Yıldız şehadete ulaştı. Yıldız, ailesinin yaşadığı Mersin’de toprağa verildi. 
Şakran 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 3 Şubat Çarşamba günü fedai eylem gerçekleştiren Yıldız, Çiğli Devlet Hastane’sine kaydırılmıştı. Yıldız, 14 Şubat’ta şehit oldu. Yıldız’ın eylemi hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Muhabirimiz Miheme Porgebol’e aileleri aracılığıyla açıklama yapan tutsaklar, Yıldız'ın eylemden önce kaleme aldığı mektubu savcılığa verdiklerini belirtti. Mektubun içeriğinde Mahmut Yıldız'ın kararlı bir devrimci duruşunun göze çarptığını kaydeden Yıldız'ın oda arkadaşları, "Mahmut arkadaş mektubunun içeriğinde Önderliğe bağlılığını yazıyordu. Ailesindeki diğer şehitlerden de bahsediyordu. Kendine ve kendi gerçekliğine ihanet etmeyeceğini özellikle belirtiyordu. Mektubun sonunda da Önderliğe ve Harekete bağlılığını en güçlü şekilde ortaya koyacağını belirtiyordu. Mektubun sonunda 'Bê Serok Jiyan Nabe" ve 'Bijî Serok Apo' sloganlarını kaleme almıştı" dedi.

Telefon görüşüne çıkmadı

Mahmut Yıldız’ın fedai eylemini gerçekleştirmek için telefon görüşüne çıkmadığını kaydeden tutsaklar, şunları söyledi: "Biz normalde telefon görüşlerine birlikte çıkardık. Bu sefer Mahmut arkadaş gelmedi görüşe. 'Görüşe çıkmayacağım' deyip kalmıştı odada.  Eylemini gerekleştirmeden önce de 'Bê Serok Jiyan Nabe' ve 'Bijî Serok Apo' diyerek yüksek sesle slogan atıyor. Yan odamızdaki arkadaşlar sloganın sesini duyuyor. Sloganın neden atıldığını merak ediyorlar. Biz telefon görüşüne çıktığımızda gardiyanlar tarafından saldırıya uğradığımızı bizim de buna karşı slogan atarak direndiğimizi düşünüyorlar. Yan odamızdaki arkadaşlarımız, personelin bizim koğuşumuza gelip baktığını söylüyorlar. Bakmalarına rağmen 'Gittik baktık, bir şey yok' demişler arkadaşlarımıza ama eğer odamıza gelip baksalardı Mahmut arkadaşımızın eylemini görmemeleri mümkün değildi. Belki de gördüler ama müdahale etmek istemediler. Böyle de bir durum var."

Ailesi idareyi uyarıyor

Cezaevi idaresinin Mahmut Yıldız'ın eylem gerçekleştirebileceğine dair uyarıldığını aktaran tutsaklar, "Muhtemelen ailesiyle görüşmelerinde bir eylem gerçekleştirebileceğini hissettirmiş. Ailesi, Mahmut'un bir şey yapacağından şüphelenip idareyi arayıp haber veriyor. İdare 'Oğlumuza göz kulak olun' diye uyarılmış fakat idare tarafından herhangi bir girişimde bulunulmamış" dedi. 

Örgütlü kararlılığı yüksekti

Mahmut Yıldız'ın iyi yürekli, neşeli ve sürekli espri yapan biri olduğunu belirten tutsaklar, şunları paylaştı: "9 yıllık tutsaktı. Olgun biriydi. Bilgi ve bilinç seviyesi yüksekti. Örgütlülüğe önem veriyordu. Kimseyi rahatsız eden biri değildi. Aynı zamanda ağırbaşlı ve etrafına karşı sorumluluk sahibi bir arkadaştı. Sürekli mücadeleyi yükseltme gerekliliğinden bahsediyordu. Harekete ve Önderliğe bağlılığı yüksek bir arkadaştı. Eyleminden yaklaşık 15-20 gün önce mahkemeye çıkmıştı. Mahkeme ona başka bir ceza daha vermişti. Orada da örgütlü duruşunu göstermişti. Eylemini gerçekleştirdiği sırada da zaten açlık grevindeydi." 

Mektubu gizlemek istediler

Mahmut Yıldız’ın fedai eyleminden sonra cezaevi idaresinin kendilerine saldırdığını belirten tutsaklar, eylemden sonraki süreci de anlattı: "Psikolojik bir saldırı yaptılar bize dönük. 'Arkadaşınızı asıp telefon görüşüne gitmediğinizi nerden bilelim?' diyerek bizi itham ediyorlardı. Bizi suçladılar. Hakkımızda disiplin soruşturması da açtılar. İfadelerimizi aldılar. Soruşturma hala sürüyor. Mahmut arkadaşın mektubu ortaya çıktıktan, slogan attığı öğrenildikten sonra bu sefer idare savunma pozisyonuna geçti. 'Siz bizi suçluyorsunuz' diyerek kendilerini savunma pozisyonuna geçtiler. Halbuki mektup ortaya çıkmadan önce onlar bizi suçluyordu. İfadelerimizde bunun politik bir eylem olduğunu söylediğimizde 'Nereden biliyorsunuz politik bir eylem olduğunu?' diye soruyorlardı bize. Eyleminden önce slogan attığını, bir mektup yazdığını söylediğimizde bu ifadelerimizi tutanağa almak istemiyorlardı. Mektubun üstünü kapatıp görünmez kılmak istiyorlardı. 

Sonunda tutanağa geçildi

Mektubun tutanağa işlenmesi gerektiğini söylediğimizde 'Nereye varmaya çalışıyorsunuz?' diyerek manipüle etmeye çalışıyorlardı. Biz de karşılığında 'Asıl siz neyi örtmeye çalışıyorsunuz' diyerek tepkimizi ortaya koyduk. Onca tartışma ve inatlaşmadan sonra mektubu güç bela tutanaklara ekleyebildik. Daha sonra arama adı altında bulunduğumuz odaya baskın yapıp her şeyimizi aldılar. Defterlerimizi, eşyalarımızı aldılar. Odadaki tüm eşyaları parçalayıp götürdüler. Bundan sonraki süreçte ne olacağını kestiremiyoruz açıkçası. Çünkü bize yaklaşımları dengesiz bir hal almaya başladı."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.