Üçüncü Yol nedir, ne değildir? -III-

Forum Haberleri —

Üçüncü yol

Üçüncü yol

  • Toplumsal ve ideolojik alanda kendisini var edemeyen Üçüncü Yol’un siyasal alanda varlığı çok mümkün değildir. Toplumsal düzlemde faşist Türkçülükler ve köle Kürtlükler yıkılmadan siyasal anlamda bir yeni inşa edilmeyecektir.
  • Üçüncü Yol perspektifi başlı başına toplumsal, tarihsel ve politik inşa arayışıdır. Seçim süreçlerine dar anlamda indirgeniyor olsa da siyasal alanda iki egemen Türkçü bloka karşı bir alternatif olması toplumsal – siyasal inşa muhtevasından gelmektedir.
  • Toplumsal alanda HDK ve siyasal alanda DEM parti ustalıkları ile verili krizi yaratabilecek, derinleştirebilecek esas güçlerdir. Yeşil ve beyaz Türkçülük’e karşı bu güçler bileşen yapısı ile kurumsal düzlemde üçüncü alanı var eden yegâne devrimci güçlerdir.

DİYAR RÛMET

Türk ulus devleti ulusalcı – milliyetçi bir formla yaratılırken Kürtler, komünistler ve islamcılar çeperin gerisinde yolda bırakılanlar oldu. Neoliberalizmin yükselişi ve SSCB gibi bir karşı gücün çözülmesi ile emperyalist sistem yeşil kuşak projesi kapsamında Türk ulus devletine İslamcıları da dahil etti. Türk ulus devletinin artık ana akım iki siyaseti mevcuttu: Yeşil Türkçülük ve Beyaz Türkçülük.

Ötesi mümkün mü? İkilikleri kırmak...

Karadeniz’de boğdurulan Türkiyeli komünistler demokratik bir Türklük icrasının da öncüleri olacaklardı lakin tarihin cilvesi ve egemenin zulmü buna ket vurmayı başarmıştı. Türkiye gibi devrim ülkesi olmaktan uzak bir ülkede demokratik temayüllerin görece işlemesi bile namümkün ise özgürlük hareketine yönelik savaş konseptinin yanında demokratik bir Türklük anlayışının yokluğu da bu ihtimali boğan başat sorunlardandı. Elbette Özgürlük Hareketi Önderliği çıkışı itibari ile dayandığı tarihsel-ideolojik öncüllerinden (THKP-C) fikir ve zikir kopuşu yaşamamıştı. Bu temelde mahkeme savunmasında Kemal Pir “1972 yılından sonra ortaya çıkan ve PKK hareketi olarak bilinen hareket bir örgüt değildir; ideolojik ve siyasal bir harekettir. Bu hareketin amacı Türkiye’nin bölünmüş durumdaki devrimci solunu birleştirmektir” diyerek düşmana karşı verili devrimci gücün yokluğu üzerine ne derece yoğunlaşma yaşanıldığını ve yaklaşım düzeyini açıkça göstermektedir. Merkez Türkiye sathından Kurdistan’a askeri – politik açıdan kayılmış olsa da “köle/eski Kürtlük’’ün yıkılması kadar demokratik bir Türklüğün varlığının da zaruriliği ortaya serilmiştir. Bu açıdan Türkiye sathında da Özgürlük Hareketi etkili temel güç olmalı ve demokratik Türklüğü demokratik ulus kapsamında demokratik cumhuriyet içinde var etmelidir. Nitekim yıllar önce Sayın Abdullah Öcalan Mahir Sayın ile yapılan röportajda; PKK’nin sadece Kürtler için değil Türkler için de kurulduğunu, Kürt ulusal savaşı verdiği gibi Türk ulusal savaşı da verdiğini belirterek demokratik Türklük ve özgür Kürtlük’ün eşitsiz gelişim koşullarını bozarak birlikte bir inşa zeminini oluşturma gayretini ifade etmiştir. Bu zeminin ideolojik formülasyonu olarak demokratik ulus-cumhuriyet, HDK- HDP, DBP-DTK kurumlar öncülüğünde görece devlet baskısından uzak olduğu çözüm süreci yıllarında Türk sosyolojisinde yükselen barış arzusunun ifasıdır. Bu ifa etme hâli kitlelerde gördüğü teveccüh ile ötesinin mümkün olduğunun ve Türk kamusunda devletperest düalizmin yıkılmasının gerçekçi bir hedef olduğunun açık göstergesidir.

Bir bütünen bu toplumsal uzlaşı ve barış hâlleri veya ihtimalleri Üçüncü Yol’un inşacı muhtevasına içkindir. Zira Üçüncü Yol siyasal alanda karşımıza kavramsal düzeyde çıktığı kadar toplumsal ve ideolojik düzeyde görüngüler ile kendini gösterir. Toplumsal ve ideolojik alanda kendisini var edemeyen Üçüncü Yol’un siyasal alanda varlığı çok mümkün değildir. Toplumsal düzlemde faşist Türkçülükler ve köle Kürtlükler yıkılmadan siyasal anlamda bir yeni inşa edilmeyecektir. Zira ‘yeni yaşam’ toplumsal olana özgüdür, toplumsal olan Üçüncü Yol perspektifidir, fakat onunla sınırlı değildir. Üçüncü Yol perspektifi başlı başına toplumsal, tarihsel ve politik inşa arayışıdır. Seçim süreçlerine dar anlamda indirgeniyor olsa da siyasal alanda iki egemen Türkçü bloka karşı bir alternatif olması toplumsal – siyasal inşa muhtevasından gelmektedir. Bilhassa o, verili Türklüğü yıkıp aşan yeni bir epistemenin de kendisidir. Bu episteme doğallığında Türk ulus devletinin krizlerin krizini yaşamasına neden olacaktır. Bu krizi yaratmak ve sürdürebilmek politik ustalığa dairdir. Toplumsal alanda HDK ve siyasal alanda DEM parti ustalıkları ile verili krizi yaratabilecek, derinleştirebilecek esas güçlerdir. Yeşil ve beyaz Türkçülük’e karşı bu güçler bileşen yapısı ile kurumsal düzlemde üçüncü alanı var eden yegâne devrimci güçlerdir. Kurumsal ve kuramsal yapısını topluma yansıtması ve orada yaşatması yeni bir toplumsallık ve yönetişimsellik için önemli bir ilerleme olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.