20 yılda koşar adım faşizme

  •  AKP’nin 20 yıllık iktidarı döneminde soykırım siyaseti yüzünden Kürt sorunu çözümsüz bırakılarak, savaş sürdürüldü; tüm kaynak ve imkanlar Kürtlere karşı kullanıldı. 
  •  30 bin işçi, iş cinayetlerinin kurbanı oldu, yüzlerce gazeteci tutuklandı, 8 bini aşkın kadın katledildi. Tecridin derinleştirildiği cezaevleri adeta "ölüm evlerine" döndü.  

 

BERİVAN KUTLU/MA/VAN

AKP'nin 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Özgürlük, adalet, demokrasi, eşitlik ve insan hakları argümanları üzerinden iktidara gelen AKP, 20 yıl içerisinde siyasi, ekonomik ve sosyal krizler derinleşti, özgürlükler ve demokrasi tamamen rafa kaldırıldı. Savaş ve soykırım siyaseti yüzünden Kürt sorunu daha da içinden çıkmaz bir hal aldı. Kürt sorununun çözümünde muhatap gösterilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit de derinleştirildi. Buna bağlı olarak cezaevleri adeta "ölüm evlerine" döndü. Ayrıca binlerce iş cinayeti yaşandı, yüzlerce gazeteci tutuklandı ve tahliyesi engellenen birçok hasta tutsağın cansız bedeni cezaevinden çıktı.  

AKP döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği hiç olmadığı kadar kötü bir noktaya evrildi. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) verilerine göre; AKP’nin iktidara geldiği tarihten Eylül 2022'ye kadar en az 30 bin 62 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Soma, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Isparta, Düzce, Ermenek, Esenyurt, Erzurum, Samsun, Güllük, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, Hendek, 3'üncü Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama ve Bartın gibi iş katliamlarının hepsi AKP döneminde yaşandı. Sorumluları ya yargılanmadı ya da ödül gibi cezalar aldı. İSİG Meclisi Sözcüsü Murat Çakır, iktidarın işçi haklarını koruyan yasaları ortadan kaldırdığını belirtti. Özellikle 2016’dan sonra binlerce kişinin işsiz kaldığını ifade eden Çakır, "Diğer emekçiler de işsizlik tehdidi ile en temel haklarını dahi arayamaz duruma geldi. Birçok emek karşıtı yasa ve uygulama (BES uygulaması, grev yasakları vb.) bu dönemde hayata geçirildi" dedi. İş cinayetlerinin "adaletsizlikle" sonuçlandığına dikkati çeken Çakır, "Cumhurbaşkanı başta olmak üzere iktidar yetkilileri, bürokrasi, patronlar ve onların aklı, ‘kaza, kader, fıtrat, güvensiz davranış, eğitimsizlik’ diyor. Bizler ise bu anlayışa ‘Hayır' diyoruz" diye konuştu. 

Çocuklar kurban ediliyor

İSİG'in verilerine göre AKP döneminde iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı en az 843. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Taner Akpınar'a göre çocuklar küçük işletmeleri memnun etmek için kurban ediliyor. Çocukların "mesleki eğitim" adı altında çalıştırıldığına dikkati çeken Akpınar, "İlk kez 2016-2017 eğitim-öğretim yılında, bu yıl ile sınırlı olmak üzere, mesleki eğitim adı altında çalıştırılan çocuk işçilere yasal olarak ödenmesi gereken ücretlerin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenmesi düzenlenmiştir. Düzenleme daha sonra farklı kararlarla uzatıldı. Kararın çıkmasının ardından 5 ay içinde 343 bin çocuk 'mesleki eğitim' adı altında çalıştırıldı" dedi. Akpınar, Eğitim Bakanlığının 2022 sonunda toplam sayıyı 1 milyona çıkarmayı hedeflediğini söyleyerek, "mesleki eğitim" çalışmalarına yoğun ilgiyi, "Siyasi iktidarın, iktisat bilimiyle bağdaşmayan, özgün iktisadi yaklaşımı ve bu yaklaşım doğrultusunda uyguladığı politikalar sonucu yoksulluğun yaygınlaşıp derinleşmesi” olarak yorumladı. 

En az 859 gazeteci tutuklandı

20 yılda en çok tartışılan konuların başında, basın özgürlüğü geldi. AKP iktidarı döneminde en az 859 gazeteci tutuklandı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) verilerine göre; 92, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) verilerine göre ise 67 gazeteci şu an hükümlü. Sadece son 5 ayda Amed ve Ankara merkezli Özgür Basın çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında 33 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 26'sı tutuklandı. DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu üyesi Ali Ergin Demirhan, 'diyalog süreci'nin sonlanması sonrası basın üzerindeki baskının arttığını söyledi. Demirhan, "Bu ülke, iktidarların baskı, şiddet ve sansürle yönetmeye çalıştığı toplumsal eşitsizlikler, çözümsüzlükler ve savaşlar ülkesidir. İktidar 20 yıldır uyguladığı baskıyla yetinmeyerek yeni sansür yasalarının ve gözdağı operasyonlarının peşinde koşuyor. Türkiye en ağır baskılara rağmen iktidarın arzu ettiği sessizliğin sağlanamadığı bir direnen gazeteciler ülkesidir. Bu nedenle AKP’nin 20. yılında bir şey anlatılacaksa bu mağduriyet değil, direniş öyküleri olmalıdır" şeklinde konuştu.

8 bin 297 kadın katledildi

AKP'nin 20 yılı, kadınların en çok hedef alındığı yıllar oldu. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek gibi birçok benzer karara imza atıldı. CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı’nın yayınladığı rapora göre; 1 Ocak 2002 ile 31 Aralık 2021 tarihleri arasında en az 8 bin 51 kadın katledildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerini de ekleyince AKP iktidarında en az 8 bin 297 kadın katliamı yaşandı. 564 kadının ölümü ise kayıtlara 'şüpheli' olarak geçti. KCDP İstanbul Temsilcisi Fidan Ataselim, nafaka, boşanma, kürtaj gibi birçok hakkın gasp edildiğini söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığının kadın haklarına müdahale ettiğini ifade eden Ataselim, şunları söyledi: "Sadece sözsel değil, icra ve planlama ile ilgili olarak da kadınlarla ilgili muhatap Diyanet'miş gibi davranılıyor. Ne kadar gerici ve baskıcı bir rejimle karşı karşıya olsak da her yetkiyi elinde toplayan bir siyasi iktidarla karşı karşıya olsak da eşit ve özgür yaşamak için haklarından vazgeçmeyen kadınlar umuttur geleceğe dair. Bu yüzden hiçbir koşulda kadınlar asla yalnız yürümeyecek. Bu kadın düşmanlarını, siyasi iktidarı göndereceğiz. Bu karanlığı dağıtacağız.” 

Tutsaklara ölüm dayatıldı

AKP döneminde en çok hak ihlalinin yaşandığı yerlerin başında cezaevleri geldi. Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik derinleştirilen tecrit politikası tüm cezaevlerine yayıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre; 2002 - Eylül 2022 arasında cezaevlerinde en az 958 kişi hayatını kaybetti. İHD verilerine göre şu an en az 651'i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak bulunuyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre; 288 bin 798 kapasiteli cezaevlerinde şu an toplam 326 bin 960 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. İHD Ankara Şube Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, AKP döneminde tutuklu ve hükümlü sayısının 5 buçuk kat arttığını aktardı. Çevirmen, "Bu dönemde sürekli olarak hapishane inşaatları devam etmiş ve yeni yapılan hapishaneler tecrit ağırlaştırılmıştı. Bu hapsetme biçimi yalnızca ağırlaştırılmış mahpuslar için değil, süreli hapis cezası almış olanlar için de uygulanmaktadır. En büyük sorunlardan biri de hasta mahpusların durumudur. Ağır hasta mahpusların tedavileri yapılmıyor, tahliye edilmiyor ve hapishanelerde yaşamlarını kaybediyor. Adli Tıp Kurumu siyasi saiklerle karar veriyor. Hapishanelerde işkence ve kötü muamele vakaları ve şüpheli ölümlerde de artış meydana gelmiştir. Cezaevi yönetimleri diyalog kurmuyor ve bilgi de vermiyor" şeklinde konuştu. 

 

30 milyon açlık içinde

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, AKP-MHP iktidarının yarattığı ekonomik çöküşe dikkat çekerek, 30 milyonun üzerinde insan açlıkla mücadele ettiğini söyledi. 

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP Grup Toplantısı'nda yeni ekonomi modelinin büyük bir başarı ile icra edildiğini iddia ettiğini hatırlatan Oluç, bu konuyla ilgili veriler paylaştı. İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) verilerine göre; enflasyonun, Ekim'de yüzde 4, yıllık bazda 108,77 olarak belirendiğini kaydeden Oluç, "Bu oran, son 27 yılın rekorudur. TÜİK de bütün çabalarına ve hormonlu oranlarına rağmen rekor enflasyon açıklamak zorunda kalıyor. Türkiye'deki enflasyon dünya ortalamasının en az 10 katı" dedi. 

Hepsinde rekor kırıyor

Bütçe açığının, cari açığın, dış ticaret açığının rekor kırdığını belirten Oluç, şöyle devam etti: "Yeni ekonomi modeli çökeli epey oldu, işlemiyor. Büyüme dediğiniz de bir hikayeye döndü. İşçi, emekçi, emekli ve orta gelir kuşağında olanlar, düşük gelirliler için bir büyüme yok ortada. Türk-İş yeni açıkladı. Açlık sınırı 7 bin 425 lira, asgari ücretin üstüne çıktı. Yoksulluk sınırı 24 bin 185 lira; dört tane tane asgari ücretle yoksulluk sınırına ulaşamıyorsunuz. Şimdi böyle bir durum söz konusu. 10 milyonun üzerinde asgari ücretli var. 10 milyon emekli ve işsizle birlikte Türkiye’de 30 milyonun üzerinde insan bugün açlıkla mücadele ediyor. Hangi büyümeden bahsediyorsunuz, hangi istihdam artışından bahsediyorsunuz? Seçim dönemine girdiğimiz için bu masalı anlatıyorsunuz." 

En çok otoriterleşen devlet

Dünya genelinde en kapsamlı ve ayrıntılı demokrasi ölçümünü yapan V-DEM Enstitüsü, İsveç Göteborg ve Notre Dame Üniversitesi’nin 200’den fazla ülkeyi kapsayan son araştırma raporuna dikkat çeken Oluç, şunları paylaştı: "2022 raporunda Türkiye, en çok otoriterleşen 5 ülkeden biri olmuştur demokrasi alanında. Dünya demokrasi liginde Türkiye, Ruanda ve Bangladeş gibi ülkelerin gerisine düşürerek son 10 yılda en fazla antidemokratik duruma düşen ülkelerin arasında yer almıştır. 179 ülke arasında ancak 147. olabilmiştir. Rapora göre; Türkiye’de kutuplaşma AKP’nin 2002'de seçilmesiyle başladı ve demokrasiye karşı stratejik bir araç olarak kullanıldı. Kutuplaşma toksik hale geldiğinde farklı kamplar birbirlerini kendi yaşam tarzlarına ya da ülkelerinin varoluşuna karşı bir tehdit olarak algılamaya başlarlar."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.