4 Kasım darbesiyle sindiremediler

AKP-MHP-Ergenekon ortaklığının 4 Kasım darbesiyle fiilen etkisiz hale getirmek istediği HDP, bütün siyasi soykırım operasyonlarına rağmen sinmedi; bu süreçten başarılı çıkarak, Türkiye siyasetinin belirleyici gücü haline geldi.

BERVİAN ALTAN/MA/ANKARA

Halkların Demokratik Partisi(ni (HDP) hede alan 4 Kasım 2016’daki siyasi darbenin üzerinden  5 yıl geçti. Eşbaşkanların da aralarında olduğu 15 milletvekili derdest edilerek Türkiye siyaseti dizayn edilmeye çalışıldı, ancak tüm devlet organları seferber edilerek uygulanan terör rejimi başarılı olamadı.

7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından tek başına iktidar olmayı kaybeden AKP, hızla 30 Ekim 2014’teki MGK toplantısında kararlaştırdığı “Çöktürme Planı”nı devre koydu. Erdoğan, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde “400 vekil verin bu iş bitsin” talebi karşılanmayınca Türkiye’yi çatışma ve kaosa sürükledi. Bu sürecin ilk sinyalleri 7 Haziran seçimleri öncesi 18 Mayıs 2015’te Adana ve Mersin İl binalarında, 5 Haziran 2015’te Amed’de düzenlenen “Büyük İnsanlık” mitingine yönelik bombalı saldırılarla verildi. Buna karşı halkların cevabı ise HDP’yi 80 milletvekiliyle Meclis’e göndermek oldu. Seçimlerin ardından koalisyon tartışmaları devam ederken, harekete geçirilen DAİŞ’in Antep hücresi, adım adım Türkiye’de rejim değişikliğine gidilecek süreci hazırladı. İlk olarak Urfa’nın Suruç ilçesinde 33 sosyalist gence yönelik canlı bomba saldırısı, ardından Ceylanpınar’da iki polisin şüpheli ölümlüyle birlikte, Türkiye artık geri dönülmez bir kaosun içine sürüklendi. 24 Temmuz’da Kandil’in bombalamasıyla sonlandırılan çatışmasızlık süreci, topyekun savaş sürecine evrildi. Bununla birlikte Kürt siyasetinin tasfiyesine yönelik düğmeye basıldı. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 28 Temmuz 2015’te, Çin yolculuğu öncesi “Dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünün kendi arkasında görünler ‘Biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz’ diyenler, bu ifadelerin bedelini ödemelidir” açıklamasıyla siyasi darbenin talimatı verilmiş oldu. 

Sistematik saldırılar

Adım adım hedef haline getirilen HDP, Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde 16 askerin öldürülmesiyle birlikte sistematik saldırıya uğradı. 23 Temmuz -23 Ekim 2015 tarihleri arasında saldırıya uğrayan HDP il ve ilçe binalarının sayısı 127’yi buldu. Aynı tarihler aralığında 2 bin 950’yi aşkın HDP’li gözaltına alınırken, tutuklananlar ise 630’u aştı. Yoğun bir saldırı ve baskı altında gidilen 1 Kasım seçimleri öncesi de emek güçleri tarafından barış talebiyle 10 Ekim 2015’te Ankara Gar Meydanı’nda gerçekleştirilen barış mitinginde katliama imza atıldı; 104 kişi katledildi. Bu süreçte, AKP yeniden iktidar oldu. “Çöktürme Planı” kapsamında bölge kentlerinde gözaltı ve tutuklamalar başladı, ardından sokağa çıkma yasağı ilan edilerek, saldırıların startı verildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİVH) verilerine göre, bu süreçte 78’i çocuk, 71’i kadın, 322 sivil katledildi.

Dokunulmazlıkların kaldırılması

Savaş politikalarıyla Kürtleri ve siyasetçilerini teslim alamayan iktidar, 12 Nisan 2016’da Anayasa’da yapacağı geçici bir değişiklikle Kürt siyasetine yönelik operasyonun zeminini oluşturdu. AKP’li 316 milletvekilinin imzasıyla Meclis’e sunulan dokunulmazlıkların kaldırılması teklifine, CHP “Anayasa’ya aykırı ama evet” diyerek destek verdi. Dokunulmazlıkları kaldıran Anayasa değişikliği, 20 Mayıs 2016’da 376 oyla kabul edildi. Meclis’te kabul edilen değişiklik, Erdoğan’ın ilk kez tek başına iktidar olmayı kaybettiği seçimlerin yıldönümü olan 7 Haziran 2016’da onandı.   

Anayasa değişikliğinin ardından 55 HDP’li milletvekili hakkında Meclis’e gelen fezleke sayısı 510’a çıktı. Bu fezlekelerde HDP’li siyasetçiler hakkında rekor cezalar isteniyordu. “İfadeye gitmeme” kararı alan HDP'liler, zorla götürülmeleri halinde, "Sizden hiçbir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir" şeklinde ortak savunma kararı aldı. Değişikliğin yürürlüğe girmesiyle ilk olarak 22 Haziran’da HDP milletvekilleri Ahmet Yıldırım ve Burcu Özkan ifadeye çağrıldı. 30 Haziran’da ise dönemin HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ifadeye çağrıldı. 

4 Kasım gecesi

İktidarın savaş politikalarına abandığı süreçte 15 Temmuz 2016’da devlet içi çatışma yaşandı. Erdoğan’ın “Allah’ın lütfu” dediği çatışma sonrası 20 Temmuz 2016’da Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. İlk Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte Demokratik Bölgeler Partili (DBP) 24 belediyeye kayyım atandı. AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım’ı 4 Kasım’a bağlayan gece, Amed, Bingöl, Hakkari ve Van savcılıkları siyasi darbe sürecini başlattı. İlk olarak dönemin HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın 00.45’te Ankara Esat’ta bulunan evi basıldı ve gözaltına alındı. Hemen ardından saat 01.30’da Demirtaş, sosyal medya hesabından "Diyarbakır'da evimde zorla gözaltına alınma kararı ile emniyet yetkilileri kapımdalar” mesajıyla operasyonu duyurdu. Yüksekdağ ve Demirtaş ile birlikte aynı gece gözaltına alınan Grup Başkanvekili İdris Baluken, milletvekilleri Selma Irmak, Leyla Birlik, Gülser Yıldırım, Abdullah Zeydan, Ferhat Encü, Nihat Akdoğan ve Nursel Aydoğan, daha sonra çıkarıladıkları mahkemece tutuklandı. Sonrasında devam eden operasyonlarda, 11 Aralık 2016’da HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ve milletvekili Besime Konca, Meclis çıkışında gözaltına alınarak tutuklandı. HDP’li Burcu Çelik Özkan ise 19 Nisan 2017’de Muş’ta tutuklandı.

4 Kasım’la sınırlı kalmadı

HDP'lilere dönük gözaltı ve tutuklama, 4 Kasım günüyle sınırlı kalmadı. O günden beri toplam HDP’li 15 milletvekili tutuklandı. Bu süreçte 27 milletvekili, bir kısmı birden fazla olmak üzere toplam 67 kez gözaltına alındı. Tutuklamaların ardından ilk tahliye 30 Ocak 2017 tarihinde Leyla Birlik ile gerçekleşti. Akabinde Baluken hakkında tahliye kararı verildi ancak daha sonra rutin bir uygulama haline gelecek şekilde, yapılan itiraz nedeniyle tekrar tutuklama kararı verildi. Aynı yöntem halen tutuklu olan Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’a da uygulandı.

Vekillere ceza yağdırıldı

HDP’liler hakkında fezleke hazırlayan savcı ve hakimler Fetullah Gülen Cemaati soruşturması kapsamında tasfiye olsa da usulsüz hazırlanan dosyalardan siyasetçilere ceza yağdırıldı. Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 11 milletvekilinin vekilliği düşürüldü. Başvuruların yapıldığı Anayasa Mahkemesi (AYM), 2014 yılında verdiği “Milletvekili tutuklu yargılanamaz” kararını hiçe sayarak, 16 Kasım 2017 tarihli oturumunda, HDP’li Gülser Yıldırım’ın “tutuklanmanın hukuki olmadığı” yönündeki başvurusunu dayanaktan yoksun buldu.

Tek adam yönetimine geçti

HDP’li siyasetçilerin tutuklu kaldığı süreçte 16 Nisan 2017 referandumu ile Türkiye’de rejim değişikliğine gidildi. 24 Haziran 2018’de gerçekleştirilen seçimlerle tek başına iktidar olamayan AKP, yeni ortağı MHP ile seçimlere girdi. AKP ve MHP ortaklığıyla Türkiye artık egemenliğin tek kişide toplandığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yönetilmeye başlandı. 

HDP’nin seçim başarısı

4 Kasım’la sınırlı kalmayan siyasi darbe, daha sonra yine kayyum atamaları, vekilliklerin düşürülmesi ve tutuklamalarla devam etti. HDP, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde “Kürdistan’da kazanma, Türkiye’de AKP’ye kaybettirme” stratejisiyle seçim çalışması yürüttü. Tasfiye operasyonlarına karşı direnmeyi ve mücadele etmeyi bırakmayan HDP, onlarca siyasetçisinin tutuklu olmasına karşın uyguladığı stratejiyle, Türkiye siyasetinin de rengini değiştirdi. AKP’nin kayyum politikasını boşa çıkaran HDP, aynı zamanda iktidarın İstanbul, Ankara, Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerde de kaybetmesini sağladı. 

Kaybetmeyi hazmedemeyen iktidar, ikinci kayyum rejimini devreye koydu. Seçimlerden kısa bir süre sonra 19 Ağustos 2019’da HDP’li Mardin, Amed ve Van Büyükşehir belediyelerine kayyum atandı. Akabinde geliştirilen operasyonlarla, 48 HDP’li belediyeye daha kayyum atandı.

Yine vekillik gaspı

Yargıyı denetimi altına alan iktidar, 4 Haziran 2020’de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile HDP Amed Milletvekili Musa Farisoğulları’yla birlikte CHP’li Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığı kaldırıldı. Berberoğlu, AYM kararıyla yeniden milletvekilliğini kazanırken, Güven ve Farisoğulları ise tutuklandı. 

Kobanê Davası

HDP’li siyasetçilere yönelik operasyonun üçüncü dalgası ise 25 Eylül 2020’de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mükerrer olarak başlatılan Kobanê Davası kapsamında yerine kayyum atanan Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, eski milletvekilleri Beyza Üstün, İbrahim Binici, Ayla Akat Ata’ın da  aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla gerçekleşti. Daha önce hakkında tutuklama kararı verilen Yüksekdağ ve Demirtaş ile birlikte 28 kişi tutuklandı. 

 AİHM Büyük Daire, 22 Aralık 2020’de Demirtaş hakkında ihlal kararı vererek, tahliye edilmesine hükmetti. AİHM tarafından Kobanê Davası’na gerekçe yapılan tweetlerde suç olmadığı tespitleri de yapıldı. AİHM kararının ardından hızla devreye giren yargı, bir kez daha şaşırtmadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 yıl boyunca rafta tutulan Kobanê soruşturması, hızla tamamlandı ve mahkemeye sunuldu. HDP’nin kapatma gerekçesi yapılan Kobanê iddianamesi, 7 Ocak 2021’de kabul edildi. 

 

HDP’yi kapatma davası

HDP Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve milletvekillerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında açılan ve 350 ek klasörden oluşan iddianamenin kabulünün ardından başlayan yargılamalar devam ediyor. Bu süreçte iktidarın hedefinden düşmeyen HDP hakkında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından 7 Haziran 2021’de kapatma istemiyle iddianame hazırlandı. İddianamenin Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle davaya dönüştü. 

Savaş politikalarıyla başlattığı ve HDP’nin tasfiyesini amaçlayan iktidar, küçük ortağı MHP ile birlikte toplumsal desteğini kaybediyor. İktidarın tüm baskılarına rağmen HDP, Türkiye’nin siyasetini belirleyici noktaya geldi. Nitekim Türkiye’de iktidar olmanın yolu HDP ve seçmeninden geçtiği, iktidarın da muhalefetin de kabulü oldu. Gelinen aşamada tarih bir kez daha tekerrür ediyor; Kürt’e tasfiye dayatanın kendisi tasfiye olur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.