552 çocuk nerede?

Kadın Haberleri —

Gulan Önkol

Gulan Önkol

  • Depremin ardından 14 kurumun bir araya gelerek Çocuk Hak Odaklı Kriz Yönetim Ağı’nı oluşturduklarını belirten Gulan Önkol, sahadaki durumu anlattı. Önkol 552 çocuğun akıbetinin bilinmediğini ve bu çocukların nerede olduğunu sordu.

Merkezi Mereş olan iki ayrı depremde 11 kentte yıkım yaşandı. On binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremde yüz binlerce insan yaralandı. Depremden ise en çok kadın ve çocuklar etkilendi. Binlerce çocuk enkazdan çıkarılırken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı konuya ilişkin kamuoyuna yaptığı bilgilendirmede enkaz altından çıkarılan refakatçisi olmayan bin 900 çocuğun kayıt altına alındığını belirtti. Bin 453 çocuğun ailesine teslim edildiğini açıklayan Bakanlık, 108 çocuk bakıma alındığı, 339 çocuğun ise hastanelerde devam eden tedavi süreci yakından takip edildiğini ifade etti. Bakanlık ayrıca kimliği tespit edilen bin 817 çocuk ile kimliği henüz bilinmeyen 83 çocuk bulunduğunu aktardı.

Depremin ardından 14 kurum da bir araya gelerek Diyarbakır Çocuk Hak Odaklı Kriz Yönetim Ağını oluşturarak ilk günden itibaren deprem bölgelerinde gönüllüler ile birlikte sahada çocuklar için çalışmalar yürütüyor. 14 kurum arasında bulunan Çocukça Derneği Yönetim Kurulu üyesi Gulan Önkol, sahada yapılan çalışmalara dair değerlendirmede bulundu.

AFAD konteyner kentlere girişe izin vermiyor

Gulan Önkol, ilk birkaç gün kadın ve çocukların acil ihtiyaçlarının tespit edilmesi üzerinden çalışmalar yürüttüklerini belirterek, “İhtiyaç tespitleri yapılıp, gönüllü arkadaşlarımızla beraber alanlara ulaşıp ihtiyaçları gidermeye çalışıyorduk. 4’üncü günün ardından izleme ve psikososyal çalışmalara yöneldik. Psikososyal çalışmalarımız da toplanma alanlarında yürütülen çocuk oyun çadırlarıydı. Bu da psikososyal çalışmalar için ön hazırlık niteliğini oluşturan bir çalışmaydı” şeklinde konuştu.

Bu çalışmalar ekseninde gönüllüler ile birlikte birçok çocukla temas geçtiklerini belirten Önkol, AFAD’ın engellemelerine dikkat çekti.AFAD ve konteyner kentlere sivil toplum örgütlerinin girmesine izin verilmediği için Amed genelinde bir çalışma yürütemediklerine belirten Önkol, “Şu an Adıyaman merkezli çalışıyoruz. Gönüllülerin desteği ile Adıyaman merkezde çocuk oyun çadırları kurduk. Yaklaşık 15 kişilik gruplar ile 3 günde bir Adıyaman'a seferler düzenliyoruz. Oraya hem oyuncak bağışı hem de oyun çadırları içerisinde gerekli olan tüm malzemeleri temin edip gönüllüler ile beraber yürüttüğümüz çalışmalar oluyor” dedi.  AFAD’ın bölgelerde oluşturduğu sistemleri kendi çevresi etrafında yürüttüğüne değinen Gulan Önkol, “Bu alanlar da sivil topluma ya da bağımsız çalışan sivil toplum örgütlerine açık değiller. O yüzden de Çocuk Kriz Ağı olarak oraya girmemize izin verilmiyor” diye ekledi.

552 çocuğun akıbeti bilinmiyor

552 çocuğun akıbetinin bilinmediğini açıklayan Önkol, çocuklara ne olduğunu sordu. Cezaevlerindeki çocukların durumuna işaret eden Önkol, o çocuklar üzerinden bir politika yürütüldüğünü aktardı. Göç politikalarına işaret eden Gulan Önkol şöyle devam etti: “Çocuğun barınma, yaşama, iletişim hakkı gasp ediliyor. Çocukları tamamen özel bir mülk olarak görme, kendi alanından, toplumundan kopartıp İstanbul gibi tarikat yurtlarına verilmesi durumu ile ilgili izlenimlerimiz devam ediyor. 

Kürt-Alevi köylerinden göç ve asimilasyon

Adıyaman'da Alevi köylerinin boşaltılması, o bölgedeki ailelerin batıya kanalize edilmesi de bir asimilasyon politikasıdır. Özellikle Kürt-Alevi köyleri üzerinden yürütülen bir politika söz konusu. Yoğun bir iç göç de söz konusu. Göçün olduğu yerde asimilasyon da söz konusu olur. Göç eden ailelerin oryantasyon süreci de önemli. Çünkü bir anda hiç bilmedikleri bir ortamda yer alacaklar ve oradaki adaptasyon süreci de ister istemez hem toplumu hem aileyi özellikle kadın ve çocukları olumsuz etkileyecek. Devlet yaşanan doğal felaketi kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Tam da istediği kimliksizleştirmekti.”

Sahanın boş bırakılmaması gerekiyor

Gulan Önkol, çocukların oyun hakkı ve psikososyal haklarının geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasının sonunda Önkol şunları kaydetti: “Doğal afet, savaş ve pandemi süreçlerinde en çok etkilenenlerin kadın ve çocuk olduklarını da gözeterek daha çok desteklenmeleri gerektiğini, psikososyal çalışmaların gerçekleştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sistemin ve devletin tüm mekanizmalarının da bu konuda seferberlik ilan etmesi gerektiği düşünüyoruz. Bizler de sahada bunları gözeterek çalışmalarımızı planlıyoruz. Çocuk endeksli çalışmayı düşünen ya da toplama alanlarında çocuk endeksli çalışma yürütecek gönüllülerin sahada aktif yer alması ve sahaları boş bırakmaması gerektiğini düşünüyoruz. Tamamen sahiplenme ve örgütlenme ile dayanışmanın geliştirebileceğine inanıyorum.”

GÜLİSTAN DURSUN-ROJDA AYDIN/ JINNEWS-AMED 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.