• Gülistan Güven, sağlık sorunları nedeniyle 9 yıldır görüşüne gidemediği kızı Sudan'ın tahliyesinin ikinci defa uzatılmasına tepki gösterdi.

Amed’de 1990'lı yılların başında politik nedenlerle tutuklanan Metin Güven, yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) “Devletin birliği ve bütünlüğü bozmak” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cezasının infaz süresini tamamlayan Güven’in tahliyesi 6 ay uzatıldı. Güven, uzatılan infaz süresini tamamladıktan sonra Ekim 2022’de tahliye edildi. Güven'in cezaevinde olduğu 2009’da bu kez kardeşi Sudan Güven tutuklandı. 

Sudan Güven, Amed’in Bismil ilçesinde yapılan ev baskınında gözaltına alındı. Güven, Barış ve Demokrasi Partisi’ndeki (BDP) faaliyetleri nedeniyle Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Güven'e, “Örgüt üyesi olmak” ve benzer iddialarla 15 yıl 3 ay hapis cezasına çaptırıldı. Güven, cezanın 11 yıl 5 ay 23 gün olan infaz süresini 4 Mayıs’ta tamamladı. Tahliyesine sayılı günler kala tutuklu bulunduğu Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu'nun (GİK) "iyi halli olmadığı" yönündeki kararı üzerine tahliye edilmedi. Güven’in tahliyesi 6 ay erteledi. 

Güven’in tahliyesi, 26 Ekim 2023’te ise ikinci defa 6 ay daha uzatıldı. Güven'in infaz süresinin uzatılmasına, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit nedeniyle girdiği açlık grevi, daha önce aldığı disiplin cezaları, cezaevinde katıldığı eylemler ve "pişmanlık duymama" gibi gerekçeler gösterildi. 

 

 

9 yıldır göremedi

İki çocuğu birden cezaevinde olan Gülistan Güven’in (80) gözü hep cezaevlerinde oldu. Yaşının ilerlemesi nedeniyle konuşmakta zorlanan ve sağlık sorunları nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağlı yaşamak zorunda kalan Güven, sağlık sorunları nedeniyle son 9 yıldan beri çocuklarının ziyaretine gidemedi. Cezaevinden çıkan oğluyla birlikte yaşayan Güven, kızının ceza infaz süresinin uzatılmasına tepkili. Yıllardır, hastalıkları nedeniyle çocuklarını cezaevinde ziyaret edemediğini belirten Güven, “Daha önce oğlum cezaevindeyken ve şimdi ise infazı yakılan kızım benden uzak bir yerdedir. Ben yaşlı ve tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşadığım için görüşe gidemiyorum. 9 yıldır kızımın görüşüne gidemiyorum” diye konuştu.

Kürt olduğu için

İnfazları yakılan tutsakların bırakılmamasına tepki gösteren Güven, “Kürt olduğumuz için çocuklarımız bırakılmıyor. Barış ve adalet istiyoruz. Kızımı ve arkadaşlarını bırakın. Hepsi Sudan gibi benim çocuklarım” ifadesini kullandı. Anne Güven, kızının gönderdiği ve yakın zamanda eline ulaşan mektuptaki fotoğrafa bakarak, "Biz ne gördük, ne görmedik diyerek” diyerek gözyaşlarına hakim olmaya çalıştı. 

 

*****

Tutsaklar açlık grevinde

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlesi kapsamında dönüşümlü açlık grevi eylemi başlattı. 

Dün başlayan dönüşümlü açlık grevi eylemi, 15 Şubat 2024’e kadar devam edecek. Pendik’teki Aydos Ormanı’nda 19 Eylül 2019’da çıkan yangın sonrası itfaiye ve benzeri çeşitli kurumları arayarak haber veren ancak buna rağmen “Örgüt faaliyeti çerçevesinde orman yakma” ve “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” iddialarıyla yargılanıp 25 yıl ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Yakup Akman da  bulunduğu Marmara (Silivri) Cezaevi'nde dün başlatılan dönüşümlü açlık grevine girdi.

Akman, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde, açlık grevlerine dair mesaj verdi. Abdullah Öcalan’dan haber alınamama halinin ve tecridin kendilerini kaygılandırdığını aktaran Akman’ın mesajı şöyle: “Değerli ve yurtsever halkımızı siyasi tutsaklar adına selamlıyorum. Değerli yurtsever halkımız Sayın Abdullah Öcalan üzerinde eşi benzeri olmayan bir tecrit uygulanmamaktadır ve hiçbir haber alınamamaktadır. Bu durum tüm halkımızda olduğu gibi bizlerinde kaygılarını arttırmaktadır. Tecride alışmak zulümdür. Bu duruma ne alışacağız ne de kabul edeceğiz. Siyasi tutsaklar olarak hem tecridin kaldırılıp hem de Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için hem de Kürt sorununun demokratik temelde çözümü için girmiş olduğumuz açlık grevini tüm halkımıza duyurmak istiyoruz. Somut adımlar atılana kadar bu eylemimizi devam edecektir. Halkımızı da siyasi tutsaklar olarak direnişe davet ediyoruz. Bijî berxwêdana zindana.”