Açlık grevi 5. ayına giriyor

  •  Tutsakların tecride karşı sürdürdüğü açlık grevi, yarın 4. ayını tamamlıyor. Tutsaklar, sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı. Öcalan’ın avukatları, ailesi ve vasisi, 14 Mart’tan beri günlük olarak yaptıkları görüşme başvurusunu dün de tekrarladı.

 

Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri Hatice Ay, Kadriye Özgan ve Münibe Koç, tecridin insanlık suçu olduğunu, devletin suç işlediğini belirterek, tutsakların taleplerine yanıt verilmesini istedi.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi, 119. gününde. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 98, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 81 gündür açlık grevi yapılıyor.

Öcalan’ın avukatları Faik Özgür Erol, Rezan Sarıca, Cengiz Yürekli, ve Serbay Köklü, müvekkillerinin sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili sosyal medyadan yayılan iddialara ilişkin “acil görüşme” talebiyle dün bir kez daha Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Avukatlar, aynı cezaevinde bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile derhal görüşme sağlamak için de başvuruda bulundu.

 Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ve vasisi Mazlum Dinç, İmralı’daki diğer tutuklular Ömer Hayri Konar’ın kardeşi Ali Konar, Hamili Yıldırım’ın kardeşi Polat Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın kardeşi Melihe Çetin de avukatları aracılığıyla görüşme başvurusu yaptı.

Aile ve avukat görüşünün ivedilikle ele alınması için başvuru yapan avukatlar, bu talebin bir an önce kabul edilmesini istedi. Öcalan ile en son 3 Mart 2020’de yapılan aile görüşü sonrasında kurulabilen tek iletişimin, 27 Nisan 2020’de kardeşiyle yapılan telefon görüşmesi olduğu hatırlatıldı. 14 Mart 2021’de birtakım internet haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında vücut bütünlüğüne ve yaşamına dair iddialar üzerine yapılan tüm başvurular yanıtsız bırakılıyor. Türk hükümeti, savcıya yaptığı kısa bir açıklamayla durumu geçiştiriyor.

Devlet suç işliyor

Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri Hatice Ay, Kadriye Özgan ve Münibe Koç, açlık grevi eylemlerine sahiplenme çağrısında bulundu. Hatice Ay, “Cezaevlerinde uygulananlar insanlık suçudur. İktidar ve devlet yetkilileri derhal açlık grevlerine girenlerle görüşmeli ve onların talepleri yerine getirmelidir” dedi. Kürtlerin tecride karşı ortak mücadele etmesi gerektiğinin altını çizen Ay, “Devletin bugüne kadar Kürtlere yaptığı bu acımasız uygulamalara karşı barış demeye devam ediyoruz. Barış, kardeşlik olsun. Kimsenin ölümünden yana değiliz. Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürtlerin de birlik olması gerekiyor. Birlik olmazsa özgürlüğü sağlayamayız. Devlet tecrit uygulayarak suç işliyor. Biz kimsenin toprağını, dilini, özgürlüğünü elinden almadık. Kendi yurdumuzda yaşamak istiyoruz. Kürtler bu zulümlere karşı baş eğmez ve bizi öldürmekle bitiremezler” şeklinde konuştu.

Görüşme sağlanmalı

Avukatlarının ve ailesinin İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmesinin sağlanmasını isteyen Kadriye Özgan, "Tecrit insanlık dışı bir uygulamadır. Artık cezaevlerinde tutsakların ölmesini görmek istemiyoruz. İktidar talepleri yerine getirilmeli. Buna da herkesin ses vermesi gerekir” dedi.

Tecrit tüm Kürtleredir

Öcalan şahsından bütün Kürtlere tecrit uygulandığını belirten Münibe Koç ise şunları söyledi: “Açlık grevi bir insanın yapacağı son eylemdir. İktidar diyalog yolları açmalı ve çözüm geliştirmelidir. Diyalog yollarının açılması gerekiyor. Öcalan’la görüşmeler sağlansın. Devlet ne yaparsa yapsın, Kürtler en demokratik haklarından vazgeçmiyor. Kürtler bu davadan vazgeçmeyecek.”  HAKKARİ

 

Tutsak Martı’nın durumu ağırlaşıyor

Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 6 yıldır tutuklu olan kardeşi Seyfettin Martı'nın sağlık durumun giderek kötüleştiğini belirten Şengül Martı, "Bir an önce bu işkence bitsin" diye seslendi.  

Seyfettin Martı'nın "Ailevi Akdeniz Ateşi" olarak bilinen FMF hastalığı bulunuyor. Hastalığından kaynaklı birçok kez hastaneye kaldırılan Martı'ın tahliyesi yönünde yapılan başvurular kabul edilmiyor. Ağabeyinin sağlık durumuna ilişkin konuşan Şengül Martı, salgın sürecinde durumunun daha da kötüleştiğine dikkati çekti. Martı, "Ağabeyim daha önce bir çok kez hastane sevk edildi. Ayrıca hastalığına ilişkin raporu da var. Bu raporlar görmezden geliniyor. Birkaç ay önce de geçirdiği ataklar sonrası kalp krizi geçirdi ve hastaneye kaldırıldı. Bize haber bile verilmedi" diye konuştu.

Ağabeyi ve diğer tutsakların, yakınları üzülmesin diye yaşadıkları hak ihlallerini fazla dillendirmediğini söyleyen Martı, baskıların patlak vermesi sonucu kimi durumlardan haberdar olduklarını kaydetti. Daha sağlıklı bilgi almak istediklerini ifade eden Martı, "Tutsaklar açlığa ve karanlığa terk edilmiş durumda. Bir an önce bu işkence bitsin” diye seslendi. 

 Açlık grevine girdi

 Ağabeyinin tüm bu yaşananlar karşısında son süreçteki açlık grevine de dahil olduğunu aktaran Martı, "Tecridin kaldırılmasını istiyorlar. Tecritle birlikte hak ihlalleri yaşanmasın istiyorlar. Ağabeyim daha önceki yıllarda da açlık grevine girdi. Bu ihlaller son bulsun" çağrısı yaptı.

 

27 yıllık tutsak kansere yakalandı

27 yıldır cezaevinde olan ve kanser teşhisi konulan Şemsettin Özer'in ailesi, "Bir an önce tahliye edin" çağrısı yaptı.

Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Şemsettin Özer (53), yaklaşık üç ay önce nefes almakta zorlanması üzerine cezaevi revirine kaldırıldı. Durumunun ağırlaşması sonrası Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Özer, kimi tetkiklerin ardından tekrar cezaevine gönderildi. Özer'in üç gün önce hastaneden gelen raporlarında, gırtlak kanserine yakalandığı ortaya çıktı. 

Özer'in sağlık durumuna ilişkin bilgi veren ailesi, Özer'in yaklaşık bir aydır koronavirüsü salgını nedeniyle karantina koğuşunda tutulduğunu ve elbiselerini dahi yıkayamayacak halde olduğunu aktardı. Özer’in durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğine dikkati çeken aile, "Tahliye edilmesini istiyoruz. Ömrü cezaevlerinde geçti. Kanser teşhisi de konuldu. Biz dışarıda tedavisine devam edelim" çağrısı yaptı. 

 İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) hasta tutsaklar listesinde bulunan Özer, Batman’ın Beşiri ilçesinde 1995’te gözaltına alınarak tutuklandı. Sonrasında yapılan yargılamada Özer hakkında "ülke birliği ve bütünlüğünü bozmak" suçlamasıyla müebbet hapis ve 5 yıl hapsi cezası verildi. İlk olarak Batman Cezaevi'ne konulan Özer, daha sonra sırasıyla Siirt, Muş ve en son Bafra T Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Özer, 27 yıl tutukluğu boyunca ülser rahatsızlığı, tansiyon, migren ve sinüzit gibi hastalıklarla boğuşuyor.  

Özer, ayrıca cezaevinde “Felsefe ile kendini arayan insan” ve “Ömrümün 7 günü” isimli kitapların yazarı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.