Adalet çığlığı duyulmalı
- Hasta tutsakların şehadetinden ATK ve yargının sorumluluğunun bulunduğunu belirten ÖHD Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, “Tutsak ailelerinin adalet çığlığına kulak verilmeli” dedi.
Ailelerin, hasta ve infazı tamamlanmalarına rağmen tahliyeleri engellenen tutsak için Adalet Nöbeti eylemleri iki kentte sürüyor; Amed’de 33, Van’da ise 10. gününe girdi. Hasta tutsakların tahliyesi için girişimlerde bulunan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Bünyamin Şeker, tutsakların yaşamını yitirmesinde ATK’nin almış olduğu siyasi kararların etkili olduğunu belirterek, “Bugüne kadar ATK’nin bu tutumundan dolayı yüzlerce hasta tutsak hayatını kaybetti. Maalesef İnfaz Yasası’ndaki düzenlemeler ve ATK’nin tutumu, devletin hasta tutukluları ‘toplum güvenliği’ gerekçesiyle tutmaya dair tavrı değişmedikçe bizler ölümlerle karşılaşmaya devam edeceğiz” dedi.
Şeker, ihlallerle birlikte cezaevlerinde tabutların çıkmaya başladığını ve cezaevlerinin “ölüm yerleri” haline geldiğini söyledi. Şeker, “Bu gerçek bir tokat gibi yüzümüze vuruyor. O karantina odalarının hasta tutuklular için ölüm yerleri olduğu gerçek bir durum. Hasta tutsakların tedavilerinin yapılmaması, kelepçeli muayene gibi birçok uygulama yaşanıyor. Bugün yaşanan ölümler, devletin sorumluluğunu net bir şekilde ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
İnfaz Kanunu’nda yapılan düzenleme sonrası kurulan Cezaevi Gözlem Kurulları’yla birçok tutuklunun infazının yakıldığını anımsatan Şeker, kurulların verdiği kararları “keyfi” olarak nitelendirdi. İnfaz Hakimlikleri ve ATK’nin tutumlarını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Şeker, şunları söyledi: “Hasta tutukluların tedavilerinin sağlıklı bir şekilde yapılması gerekiyor. Tutuklulara karşı daha hassas ve daha özenli bir yaklaşım olması gerekiyor. Maalesef daha düzensiz ve yüzeysel yaklaşımlar söz konusu. Çünkü tutuklulara düşman hukuku uygulanıyor. Bu ülkede ‘çözüm’ sürecinde bile hasta tutuklular pazarlık konusu yapıldı. Ahlaki olmayan ve son derece devletin siyasal yaklaşımlarından kaynaklı bugün cezaevlerinde bulunan 604 ağır hasta tutukludan bahsediyoruz. 604 diyoruz ama bu sayı bin 500’den daha fazla. Her hasta cezaevinde daha fazla risk altında.”
Yaşanan ölümlerden herkesin payının olduğunu ifade eden Şeker, tutsak yakınlarının sürdürdüğü Adalet Nöbeti’ne destek verilmesi çağrısı yaptı. Şeker, şunları ekledi: “Yıllardır sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için üstün bir çaba içerisindeyiz. Yeterli değil. Eğer bugün ölümler yaşanıyorsa demek ki hiçbirimiz görevimizi layığıyla yerine getirmemişiz. Bugün Adalet Nöbeti tutan ailelere destek olmak için, daha fazla ne yapabiliriz diye kendimize sormamız gerekiyor. Bir adaletsizlik girdabından bahsediyoruz. Uzun bir süredir adalet rafa kaldırılmış durumda. Bugün bu ailelerin çığlıkları, adaletin uygulanması gerektiği yönünde bir çağrıdır. Bu çağrılar haklı ve meşru çağrılardır. Bu çağrılara kulak verilmeli.