Adalet ve barış için genel af

Cezaevi / foto:AFP

Cezaevi / foto:AFP

  • İnfaz düzenlemelerini içeren kanun teklifinin bu hafta Meclis Başkanlığına sunulması ve ardından komisyonda görüşülmeye başlanması bekleniyor. DEM Parti de ziyaretlerini bu hafta MHP ve AKP ile sürdürecek.
  • İnfaz düzenlemesi ve kapsamlı bir genel affın, yalnızca adaletin tesisi açısından değil, toplumsal barışa da doğrudan katkı sağlayacağını vurgulayan İHD'li Ercan Yılmaz, cezaevlerinin artık boşaltılması gerektiğini söyledi. 

MEDİNE MAMEDOĞLU /AMED

Bu hafta gözler Meclis’te. Gündem yoğun. On binlerce mahpusu yakından ilgilendiren İnfaz düzenlemesi ile ilgili yasa teklifini Meclis’e sunmaya hazırlanan AKP, muhalefet partileri ile uzlaşırsa Kurban Bayramı’na kadar düzenlemeyi yasalaştırmayı planlıyor. DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, "Meclis tatile girmeden bir inisiyatif oluşturulmalı. Aksi takdirde toplumun bu sürece ilişkin olan inancı zarar görür" dedi. 

Meclis, bu hafta Genel Kurul, komisyonlar ve parti çalışmaları açısından yoğun. Son aylarda kamuoyunda tartışılan ve partilerin bayram öncesi çıkarılması için “örtülü uzlaşma” sağladığı infaz düzenlemelerini içeren kanun teklifinin Meclis Başkanlığına sunulması bekleniyor. Düzenleme, geçen hafta AKP Grubu tarafından muhalefet partilerinin görüşlerine sunuldu. Muhalefet partilerinin infaz düzenlemesine ilişkin öneri ve eleştirilerini dün AKP Grubu'na iletmesi bekleniyordu. Muhalefet partileri destek verirse Meclis hafta sonu da çalışma kararı alarak İnfaz düzenlemesi ile ilgili yasayı Kurban Bayramı’na yetiştirecek.

İnfaz düzenlemeleri

İnfaz paketinde, 31 Temmuz 2023 öncesinde cezaevine giren ancak 5 yıl denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilme hakkından yararlanamayanların, bu haktan faydalanmasını sağlayacak düzenleme yer alacak. Bu düzenlemede, suçun işlendiği tarih esas alınacak.

Cezaevi koşullarında tek başına hayatını sürdüremeyecek hastalar ile yaşlılar ve hamileler için de “evde infaz” düzenlemesi yapılacak. Hastalar için adli tıp raporu aranacak. Ayrıca özel infaz türleriyle ilgili de düzenlemeye gidiliyor.

Pakette, mükerrer suçlarla ilgili düzenlemenin yanı sıra cezasızlık algısının ortadan kaldırılması amaçlı hükümler de yer alacak.

Meclis Genel Kurulu’nda, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümlerle ilgili yapılan düzenlemelerin yer aldığı torba kanun teklifleri görüşülecek.

DEM Parti, paketin sadece teknik değil, aynı zamanda toplumsal barışa katkı sunacak nitelikte geniş kapsamlı olması gerektiğini savunuyor. Parti yetkilileri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının eksiksiz uygulanması, ‘İnfaz Yasası’nda eşitliğin sağlanması, kayyum uygulamalarına son verilmesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması gibi demokratikleşme yönünde atılacak adımların da pakete dahil edilmesini talep ediyor. Bu öneriler, yalnızca cezaevi koşullarının iyileştirilmesini değil, aynı zamanda yargı bağımsızlığının güçlendirilmesini ve ifade özgürlüğünün genişletilmesini hedefliyor.

Meclis Başkan adayları

28. Dönem 2. Devre Meclis Başkanlığı seçim süreci de Çarşamba günü başlıyor. Aynı gün siyasi partiler, Meclis Başkanı adayını Türkiye Meclisi Genel Sekreterliğine bildirecek. Meclis Başkanlığı seçimi ise 3 Haziran’da yapılacak. 

AKP Meclis yönetimi

AKP, 2. Devre Meclis yönetimini belirlemek üzere bu hafta kapalı grup toplantısı yapacak. Kapalı grup toplantısında AKP Grup yönetimi seçimi yapılacak. Meclis parti yönetiminde çok fazla değişim beklenmiyor.

AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı. Erdoğan, bugün bakanların katılacağı bir grup milletvekili ile parti genel merkezinde bir araya geliyor.

DEM Parti'den ziyaret

DEM Parti, PKK’nin fesih kararının ardından siyasi partileri ziyaretini sürdürüyor. DEVA, Saadet, CHP ve Gelecek Parti'sine ziyaret gerçekleştiren DEM Parti, bugün MHP’yi Meclis'te ziyaret edecek. DEM Parti bu hafta içinde AKP'ye de ziyarette bulunacak. DEM, süreçle ilgili demokratik ve hukuki adımların atılması için kurulması beklenen komisyonla ilgili görüşlerini Cumhur İttifakı ortaklarına iletecek.

 

 

Çözüm için reform şart

İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, Türkiye'nin Kürt meselesine yönelik uzun yıllardır başvurduğu şiddet temelli yaklaşımın artık geçerliliğini yitirdiğini söyledi. Yılmaz, “Bizim açımızdan çok kıymetli bir süreç, çünkü çatışma dışı yollarla bu meseleyi çözme iradesi, yasal reformlar ve hukukun etkin uygulanması gerekliliğini de beraberinde getiriyor” dedi. Sürecin yalnızca sembolik adımlarla değil, somut ve kalıcı düzenlemelerle ilerlemesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerinin giderilmesi için kapsamlı reformların zorunlu olduğunu söyledi. Yasal değişiklik gerektiren alanların hızla ele alınması gerektiğini kaydeden Yılmaz, “Bazı adımlar için yasa değişikliğine bile gerek yok; hukukun uygulanması yeterlidir. Özellikle siyasi ve hasta mahpusların serbest bırakılması, kayyum uygulamalarının sonlandırılması, infaz yasasının eşitlik ilkesine uygun şekilde düzenlenmesi gibi başlıkların aciliyet taşıyor. Kayyum atamaları, gazeteciler ve insan hakları savunucularının tutuklanması, gözaltıların artması gibi uygulamalar, çözüm sürecinin ruhuna aykırı” şeklinde konuştu. 

Yargı siyasal ve tıkayıcı

Yılmaz, Türkiye’de yargının siyasallaşmasının Kürt meselesinin çözümsüzlüğüyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulayarak, 'Terörle Mücadele Kanunu’nun yürürlüğe girmesi, Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve Özel Yetkili Mahkemelerin kurulması gibi adımların, çözüm imkanlarını tıkadığını söyledi.

Toplumsal barışa da katkı

İnfaz düzenlemesi ve kapsamlı bir genel affın, yalnızca adaletin tesisi açısından değil, toplumsal barışa da doğrudan katkı sağlayacağını söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: "Özellikle Kürt toplumu açısından bu yönde çok güçlü bir beklenti var. Hapishanelerde tutulan çok sayıda insanın artık serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz.”

Geniş bir uzlaşı sağlanmalı

Sürecin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için yalnızca devletin değil, sivil toplumun da aktif biçimde rol alması gerektiğini belirten Yılmaz “Geniş bir toplumsal uzlaşının sağlanması gerekiyor. Baroların, meslek örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının sürece aktif şekilde dahil olması, sürecin toplum nezdinde kabul edilmesi ve kalıcı barışın sağlanması açısından çok önemli” dedi.

Eşit yurttaşlık ilkesi

Kürt halkının sadece son 40 yılda değil, Cumhuriyet tarihi boyunca ayrımcılığa ve hedef göstermeye maruz kaldığının altını çizen Yılmaz, “Bugünden sonra bu ayrımcılığın son bulması ve eşit yurttaşlık ilkesinin toplumun her alanında tartışılması gerekiyor. Bu noktada devletin de insan hakları temelli bir kültür inşa etmek için kararlı ve sürekli bir çaba göstermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Travmalar giderilmeli 

Geçmişte yaşanan çatışmalar ve hak ihlallerinin özellikle Kürt bölgelerinde derin toplumsal travmalara yol açtığını belirten Yılmaz, bu travmaların giderilmesinin sürecin meşruiyeti açısından hayati olduğunu dile getirdi. Yılmaz, “Kürt toplumu her zaman barış talebini dile getirdi. 

Güven verici adımlar

Aynı iktidarla yeniden bir barış sürecine başlanmasının önemli olsa da toplumun kaygılarının giderilmesinin şart olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: "Bu sürece toplumun güvenebilmesi için her iki tarafın da güven verici adımlar atması gerekiyor. PKK açısından bunun sağlandığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde devletin de benzer güven verici adımlar atması gerekiyor.”

 

 

Meclis tatile girmeden

MA'nın sorularını yanıtlayan DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır da sürecin sürdürülebilirliğinin olması açısından vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde yasal, anayasal ve demokratik reformların hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. 

Kürt Halk Önderi'nin, Kürt halkının eşit yurttaşlık taleplerinden tutalım tüm siyasal, toplumsal, varlıksal haklarının tanınacağı, anayasal güvenceye kavuşturulacağı bir 'Toplumsal Sözleşme’yi tarif ettiğini hatırlatan Bayındır, "Kürt halkı, Türkiye halkları yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü, herkesin dilini, hukukunu, kültürünü, inancını güvence altına alan bir anayasanın olması gerektiğine dair güçlü bir kanaati var. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü gündeme gelirken esas olarak tartışılması gereken sivil, özgürlükçü, demokratik anayasa meselesidir. Anayasanın, hükümetin günlük siyasi çıkarlarına kurban edilmemesi gerektiğinin farkındayız" dedi. 

Zamana yayılmaması lazım

Meclis tatile girmeden yasal ve anayasal değişikliklerin ana omurgasının çıkarılıp pratik adımlara geçilebileceği bir inisiyatif oluşturulmasını istediklerini vurgulayan Bayındır, şöyle devam etti: "Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünde önemli merkezlerden biri Meclis’tir. Bu meselenin, uzun belirsiz bir zamana yayılmaması için yetkilendirilmiş, inisiyatifli kılınmış, siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan yasal, anayasal reformların ana çerçevesini çıkaracak bir komisyonun oluşmasını istiyoruz. Aksi takdirde bahsi geçen komisyonun bu sürece hizmet etmeyeceğini, hatta süreci riske bile koyabileceği ihtimalini dikkate almakta yarar görüyoruz. Bizlerin talebi; bu komisyonun hızlı bir şekilde kurulması ve Meclis tatile girmeden yasal ve anayasal değişikliklerin ana omurgasının çıkarılıp pratik adımlara geçilebileceği bir inisiyatif oluşturulmuş olmasıdır. Aksi takdirde bu komisyon, çok farklı tartışmalara, toplumun bu sürece ilişkin olan inancına ciddi anlamda zararlar verecektir." 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.