Adaletsizliğin kör karanlığı

  •  “Gözlerini kaybetmek” denildiğinde akla ilk gelen dünyayı görememek olsa da Roboskî Katliamı'nda oğullarını kaybeden iki baba için başka anlamlar ifade ediyor. Katliam günü dokunarak bulmaya ve tanımaya çalışmışlardı çocuklarının bedenlerini, ancak 10 yıldır adaletsizliğin kör karanlığındalar.

 

Mehmet Encü ve Abdurrahman Encü, Roboskî için görmeyen gözleriyle 10 yıldır adalet arayan iki baba. Biri “Devlet bana iki kardeş, bir oğul ve bir göz borçlu” derken, diğeri “gözlerimdi” dediği oğlunun ardından yarım kaldığını söyledi. 

Bundan tam 10 yıl önce 28 Aralık 2011’de Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı (Bêjûh) ve Ortasu (Roboskî) köyü sınır hattında günlük tabirle “kaçağa” giden 34 kişi her şeyden habersiz eşyalarını katıra yükleyip bir kez daha sınırı geçip Federe Kürdistan'agidip mazot, çay, şeker, pirinç alıp en fazla 50 TL kazanacaktı. Sınırı geçen 34 kişi akşam saatlerinde dönüş yolunda havalanan Türk savaş uçakları tarafından yapılan bombardıman sonucu katledildi. Çoğunluğu çocuk olan kafilenin içinde, kimi el ele tutuşmuştu, kimi yaşamını yitirmeden önce belki kurtulacağını düşünerek işaret parmağını kaldırıp kelime-i şehadet getirmişti. Bazılarının cenazesi teşhis edilemedi; kıyafetlerinden ya da eldivenlerinden tanındı. Paramparça olan bedenleri toplayan aileler, öfkeleri ve acıları diriyken adalet mücadelesini yürütmeye girişti.  

Mehmet Encü

Mehmet Encü (43), Türk savaş uçaklarının 28 Aralık 2011’de Federe Kürdistan'ın sınırında bulunan Şırnak’ın Uludere ilçesinin Roboskî köyüne yönelik bombardımanında 13 yaşındaki oğlu Erkan Encü’yü, kardeşleri 15 yaşındaki Savaş ve 43 yaşındaki Hüsnü’yü kaybetti. 1990’lı yıllarda devletin baskıları sonucu korucu olan Mehmet Encü, 1998’de mayın patlaması sonucu bir gözünü kaybetti. Koruculuğu bırakarak hayvancılık ile geçimini sağlamaya başlayan Encü’nün oğlu Erkan, babasının görmesini sağlamak için hem okudu hem çalıştı. 

İki gözüm de kör oldu

Baba Encü, oğlu ve iki kardeşinin katledilmesiyle iki gözünün de “kör” olduğunu ifade ederek, devletin kendisine iki kardeş, bir oğul ve bir göz borçlu olduğunu dile getirdi. Encü, “O gün ilk defa amcalarıyla sınıra gitmek istedi. Kar yağınca dışarı çıkmasına kıyamazdık. İlk kez gitti, sınırda bedeni parçalandı. Bu devlet bana yüz defa borçlu” dedi. 

Planlanmış bir katliamdı

İktidarın açıklamalarının aksine katliamın planlı olduğunun altını çizen Encü, “Kesinlikle yanlışlık değildi. Katliamdan bir ay önce Roboskî, Bêjûh ve Mergeh köylerindeki karakollar boşaltılmıştı. Aradan 20 gün geçmeden katliam yaşandı. O gece sınıra giden üç yolu da kapattılar. Değil 38 kişi, 100 kişi de gitseydi, bu katliamı yapacaklardı. Çünkü planlanmıştı” diye konuştu. 

Adalet arayışlarından vazgeçmeyeceklerini söyleyen Encü, şunun altını çizdi: “Nereye gidersek gidelim, ne olursa olsun, bir gün mutlaka hesap verecekler.” 

Abdurrahman Encü

Görmeyen gözleriydi Bilal

Görme engelli bir diğer baba Mele Abdurrahman Encü (52), katliamda 16 yaşındaki oğlu Bilal’i kaybetti. Oğlunun gözlerini ameliyat masraflarını karşılamak için kaçağa gittiğini ifade ederken duygulanan baba Encü, Bilal’in onun görmeyen gözleri olduğunu belirtti. Katliamın yaşandığı gün sınır hattına gittiğini aktaran baba Encü, “Katliamın yaşandığı gün 10 yaşındaki oğlum elimden tutarak beni katliam yerine götürdü. Kar yağmıştı ve hava çok soğuktu. Kan revan içinde kaldık. Cenazeler kar ve kayaların altında kalmıştı. Daha sonra diğer aileler geldi ve küreklerle cenazeleri karın altından çıkarttı. Ben oğlumu dokunarak bulmaya çalıştım ama tanıyamadım onu. 10 yaşındaki oğlum ağabeyini tanıdı. ‘Baba ağabeyim bu’ dedi, cenazesini göstererek. Oğlum başına darbe almıştı. Onu son defa öptüm” diyerek, son defa göremese de oğlunun bedenine dokunabildiğini söyledi. 

Artık doktora gitmedi

Oğlunun ölümünden sonra 10 yıldır doktora gitmediğini söyleyen baba Encü, nedenini şu sözlerle anlattı: “Oğlumun okumasına izin vermediler. Oğlum beni hastaneye götüreceğini, ameliyat edeceğini söylüyordu. O günden sonra doktora gitmedim. Madem oğlumun yapmak istediği şey yarım kaldı, ben de yarım kalayım.”

AKP’nin “adalet” kavramı üzerinden iktidara geldiğini anımsatan Encü, “AKP’nin merhameti yok. 10 yıldır adalet gelsin, çocuklarımızın failleri bulunsun diyoruz. Ölüp gideceğiz ama failleri göremeyeceğiz” dedi.  MA/ŞIRNAK

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.