Akademik çalışmanın önemi

Demir ÇELİK yazdı —

  • Alevilere rağmen Alevi olmayanlar tarafından yazılan, bilimsel ve objektif olmayan kirli ve başkalaştırmaya hizmet eden anlayışa karşı objektif, bilimsel ve özerk çalışmaya ekmek, su kadar ihtiyaç vardır.

Almanya’nın Dortmund kentinde, kültürel soykırıma karşı Alevi inancının hak ve hakikatini yaşamak ve yaşatmak şiarıyla 12 Ocak’ta Rıza Şehri Akademisi hizmete açıldı. Açılıştan hemen sonra akademi bünyesinde 6 ay sürecek ilk dönem eğitimleri de başlatılmış oldu. Dersler, konularında uzman akademisyenler tarafından verilecektir. Altı ay boyunca her hafta pazar günü saat 13.00-15.00 arasında verilecek eğitimlere şu an 110 öğrenci devam ediyor. Dortmund ve yakın çevresinde oturanlar akademinin dersliklerinde, Dortmund dışında oturanlar ise Zoom üzerinden aynı anda eğitime katılabileceklerdir. Alt aylık birinci devre eğitimlerin ardından pirlerin katılacağı bir form düzenlenecektir. Bu formda pirler inancın ruhani, itikadi ve manevi değerlerini aktaracak ve eğitime katılan canlara sertifikalarını vereceklerdir.

Rıza Şehri Akademisi’nin 1. devre ders programı:

1- Alevilik nedir? Hangi kültürel kodlardan(anlayıştan) beslenir?

2- Alevi inancının devlet ve iktidarla ilişkisi nedir?

3- Alevi inancının ritüelleri, sembolleri (cem, semah, kurban, kutlama ve anma takvimi)                                     

4- Alevi felsefesi, edebiyatı ve sözlü tarihi.

5- Alevi inancının coğrafya ve mekanla ilişkisi.

6- Alevi inancında kadın ve kadın ana kültü.

7- Alevi kurumlarının yapısal ve örgütsel sorunları nedir. nasıl çözüm oluruz?

Başta Raa (Reya)Heqî inancı olmak üzere, genelde Alevilik devlet ve iktidar dışı otantik ve doğal bir inançtır. Ocaxlar sistemi, aşiretler konfederasyonu ve jiyar û diyarlar gibi üç temel toplumsal form üzerinden kendisini güncelleyerek toplumsallaştırmıştır. Devlet ve iktidar dışı bu toplumsallığı Ocaxlar, ziyaretler, musahiplik ve kirvelik gibi dört kurum üzerinden öz gücüne dayanarak sürdürmüştür. İnancın Ocaxları, tarih boyunca bu hakikatı sürdürmenin en temel kurumları olma işlevlerini görmüşlerdir. İnanç insanları, Ocax pirlerinden sadece inancın ruhani ve manevi değerlerini öğrenmiyordu. Her bir Ocax, aynı zamanda yaşanan dönemin birer akademisi olma işlevine sahip olup, inanç topluluklarının dilsel, kimliksel, kültürel ve inançsal her tür ihtiyacını da karşılamaktaydı. Bu anlamda Ocax; kültürün, sanatın, edebiyatın, tarihin, felsefenin, sosyolojinin de üretildiği ve toplumsallaştırıldığı birer okul olma potansiyeli ve işlevine sahipti. Tarih boyunca kırım ve katliamlardan geçen otantik doğa inanç sahipleri, yakılıp yıkılmasın diye ürettikleri bu toplumsallığı söze dönüştürmüş, bu söze de sır demişlerdir. Pîr’den Pîr’e, Pîr’den talip topluluklarına aktarılan bu söz; coğrafyadan coğrafyaya, etnik kimlikten etnik kimliğe başkalaşıma uğrayarak tarihsel hakikatinden giderek uzaklaşmıştır. Özellikle 200 yıl önce başlayan uluslaşma ve ulus devlet sürecinde bu başkalaştırma ve kendi hakikatine yabancılaştırma daha hızlı ve daha derinlikli yaşanmaya başlar.

1925’te Ocaxların kapatılması, Pîrlerin talip topluluklarına gitmelerinin engellenmesi ile tarihsel zincirin halkaları bir bir kopmaya başlar. Bu tarihten sonra Türk ulus devleti, ideolojik aygıtlarıyla Alevilerin tarihini kendine göre yazmaya, inancın ruhani ve itikadi değerlerini tariflemeye, kavram ve kuramlarını kendine göre yorumlamaya başlar. Bu nedenle sır, sır olmaktan çıkmış, ulus devletin egemen dininin ve egemen kültürünün biçimlendirdiği, şekillendirip Alevilere dayattığı kendilerine yabancı kültürel öğeye dönüşmüş olur. Devlet din, eğitim, ekonomi, siyaset, hukuk, medya üzerinden kuşattığı Alevileri kendine göre şekillendirmeyle kalmaz, onların tarihsel hafızasını ve inanç belleğini de karartır. Son yıllarda bu karartma ve yabancılaştırmayı daha organize ve örgütlü yapmaya çalışan devlet, açıkçası Alevileri kültürel soykırım kıskacına almış bulunuyor.                                                         

İşte Rıza Şehri Akademisi hem bu kültürel soykırıma ön almayı, hem de inancın tarihsel hakikatini açığa çıkarmayı amaçlıyor. Bugüne kadar Alevilik tarihi, inancın sosyal-kültürel boyutu, itikat ve inanç değerleri devlet ve devletin hassasiyeti ile hareket edenler tarafından yazıldı, çizildi. Alevilere rağmen Alevi olmayanlar tarafından yazılan, bilimsel ve objektif olmayan bu kirli ve başkalaştırmaya hizmet eden anlayışa karşı objektif, bilimsel ve özerk çalışmaya ekmek kadar, su kadar ihtiyaç vardır. İşte Rıza Şehri Akademisi, bu ihtiyacı karşılamak üzere faaliyetine başlamış bulunuyor. Akademi; Antropoloji, arkeoloji, felsefe, sosyoloji, tarih, siyasal bilimler vb. alanlardaki sosyal bilim insanlarının özerk ve bilimsel çalışmalarıyla inancın tarihini, ahlaki-politik değerlerini, kavram ve kuramlarını, sanat ve kültürel boyutunu araştırmak, incelemeyi hedefliyor. İkinci önemli faaliyeti ise, inancın Yol önderi Pîrlerin inancın ruhani ve manevi değerlerini, inancın itikadını, etik kurallarını aktarmaları ve onları toplumsallaştırma çalışmaları olacaktır. Birbirini tamamlayacak olan bu iki alan çalışması sonucunda açığa çıkan verileri uluslararası literatüre kazandırmayı, dijital kayıt altına almayı, başta her sürekten Aleviler olmak üzere insanlığın hizmetine sunmayı hedefine koymuş bulunuyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.