AKP’nin camına 5 can

  • AKP Eyyübiye İlçe binasının 28 Ağustos 2015’te camının kırılması olayıyla ilgili olarak tutuklanan, yaşları 18 ile 24 arasında değişen biri kadın 5 genç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına mahkum edildi. Sadece camın kırılması, AA tarafından “bombalı eylem” olarak servis edilmişti.

 

EMRULLAH ACAR - MA/URFA

AKP Eyyübiye ilçe binasının 2015’te camının kırılmasıyla ilgili tutuklanan yaşları 18 ile 24 arasında değişen biri kadın 5 kişi, Emniyet’te gördükleri ağır işkenceleri mahkeme salonunda anlattı. Tecavüze uğradığını açıklayan Ş.Ç. ve diğedlerine, anlatımlarına rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi. 

AKP ilçe binasının sadece camının kırıldığı olay, o dönem kamuoyuna “bombalı eylem” olarak servis edildi. Herhangi bir patlamanın yaşanmadığı, ölen veya yaralanan kimsenin olmadığı eylem sonrası olay yerine gelen polislerin açtığı ateş sonucu Ş.Ç. isimli kadın belinden yaralı olarak yakalandı. Devam eden operasyonlarda ise  S.K., S.A., R.Ç. ve V.D. isimli kişiler gözaltına alındı.

İşkenceli sorgudan sonra tutuklama

Emniyet sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemede, Emniyet’te ağır işkenceler gördüklerini, ifadelerinin işkence altında alındığını söyleyen 5 genç, tutuklanarak cezaevine konuldu. Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılamada sırasında da maruz kaldıkları işkenceyi anlatmaya devam ettiler. 

Yaralı haldeyken her yerde işkence

Yaralı olarak yakalanan Ş.Ç., “Beni vuran polisler ayakları ile yarama bastılar. Belimden yaralandım, ancak dosyaya ayağımdan yaralandığım yansımış. 3-4 saat yaralı halde polis aracında bekletildim. Baygın haldeydim, 4 saat sonra hastaneye götürdüler. Hastanede 5-6 polis başımda durdu, saçımdan çekip tokat atıyorlardı. Ameliyata alındım. Ameliyattan sonra, polisler başımda bekliyorlardı. 17 gün hastanede kaldım, bu 17 gün boyunca beni ailemle tehdit ediyorlardı. Ailemin beni ziyaret etmesine izin vermiyorlardı. Polisler benden onların ajanı olmamı istiyorlardı” dedi.

İfadeyi alanlar gitti maskeli olanlar geldi

Hastaneden çıkarıldıktan sonra Urfa TEM Şube’ye götürüldüğünü söyleyen Ş.Ç., burada yaşadıklarını, “Beni istedikleri şekilde ifade vermem konusunda, aileme kötü şeyler yapacaklarını söyleyerek tehdit ettiler. Emniyette avukatımın yanında ifade verdim ama bazı şeyleri polislerin baskısından dolayı unuttum. Avukat gittikten sonra ifademi alanlar dışarıya çıktılar. Odada beklerken maskeli 6-7 kişi içeri girdi ve ‘polisler gitti, DAİŞ geldi, şimdi seni kim kurtaracak elimizden’ dediler. Başıma torba geçirdiler. Beni bir yere götürdüler, nereye götürüldüğümü bilmiyorum. Ameliyattan yeni çıkmıştım, daha dikişlerim alınmamıştı bu şekilde işkence yaptılar” sözleriyle dile getirdi.

Ben o haldeyken her şeyi yaptılar

Ş.Ç. isimli genç kadının Emniyet’te yaşadıklarına dair anlatımları bunlarla da sınırlı kalmadı. Tecavüze uğradığını söyleyen S.Ç., şöyle ifade edebildi: “Dilim varmıyor ne söyleyeyim, insanlık dışı davranışta bulundular. Zor durumdaydım, ayakta bile duramıyordum. O halde bana her şeyi yaptılar.” 

Polis yazdığı ifadeyi tekrarlamalarını istedi

S.K. de mahkemedeki savunmasında Emniyet ifadesinin işkence altında alındığını söyledi. Evlerine baskın yapan polislerin başına torba geçirip işkence uyguladığını belirten S.K., şöyle devam etti: “TEM’e götürdüler, yolda götürürken yumrukla, dipçikle vurdular. 4 gün boyunca bize korkunç işkenceler yaptılar. Aşağıda kamera olduğu için bizi üst kata çıkarıp, karanlık odada işkence yapıyorlardı. Dördüncü gün akşam yine beni yukarı çıkardılar. Biri ‘ben JİTEM’im, seni burada yok ederim’ dedi. Son gün JİTEM olduğunu iddia eden kişi ‘söylediklerimizi kabul edeceksin yoksa senin aileni perişan ederiz’ dedi. Polisler bana ‘savcılıkta vereceğin ifadeyi biz yazdık, buna uyacaksın’ dediler. Ben de polislerin baskı ve işkencesi nedeniyle bu şekilde ifade verdim. Sorgu ve savcılıktaki ifadelerimi kabul etmiyorum, mahkemenizdeki ifadem doğrudur.”

Kafama poşet geçirip işkence yaptılar

Mahkemedeki savunmalarında işkence gördüğünü anlatan R.Ç. ise şunları dile getirdi: “Beni TEM’e götürüp, orada işkence yaptılar. Kafama poşet geçiriyorlardı. Tam nefesim kesilip, artık öleceğim dediğim anda çıkartıyorlardı. Beni bir koridora uzattılar gelen giden tekmeledi.  İnsanlık dışı işkenceler yaptılar. ‘Senin cesedini buradan çıkarırız’ dedi bir polis. Emniyet’teki ifademi ancak 7 ay sonra ‘gizlilik’ kararı kalkınca öğrendim. Dilekçe vererek oradaki ifadelere itiraz ettim.” 

İşkence gördüklerini söyleyen diğer iki gençten V.D., Emniyet ve savcılıktaki beyanlarının baskı ve işkence altında alındığını belirtirken, S.A. ise olayla hiçbir ilgisinin olmadığını ifade etti.

Müebbet kararı Yargıtay’a taşındı

Bu anlatımlarına rağmen 13 Şubat 2020’de kararını açıklayan Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, her birine “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma”, “tasarlayarak, yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs”, “tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla müebbet hapis cezaları verdi. Avukatları, kararlara dair İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine itirazlarını Yargıtay’a taşıdı.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.