Almanya diktatörleri meşrulaştırıyor

Dünya Haberleri —

Suriye

Suriye

  • Sol Parti Milletvekili Cansu Özdemir: “Afganistan’la diplomatik temasların kurulması, uluslararası standartlara göre terör örgütü olarak kabul edilen grupların normalleşmesine işaret ediyor. Bu durum, özellikle bölgedeki kadınlar, azınlıklar ve demokratik değerlere bağlı kişiler için ölümcül bir sinyal veriyor.
  • Taliban bayrağı gerçekten Berlin’de dalgalanırsa, bu siyasi ve ahlaki bir utanç olur. Almanya, yıllarca Afganistan’da Taliban’a karşı savaşa katıldı. Ve şimdi federal hükümet, yalnızca sınır dışı etmeleri mümkün kılmak için, tam da bu radikal İslamcıları normalleştirmeye hazır.
  • Colani’ye sarılıyorlar ve onu tek alternatif olarak görüyorlar. Benzer şekilde Erdoğan’la iş birliği, Türkiye’deki otoriter uygulamaların ve siyasi hakların kısıtlanmasının mülteci hareketlerini kontrol etmek amacıyla göz ardı edildiğinin bir göstergesidir.”

REWŞAN DENİZ/BERLİN

Afganistan’daki Taliban yönetimi, Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Afganistan Büyükelçiliği’ne kendi bayraklarını çekmek istediğini resmi olarak bildirdi. Bu taleple, uluslararası alanda tanınmayan “Afganistan İslami Emirliği”nin sembolik olarak temsil edilmesi amaçlanıyor. Almanya henüz Taliban yönetimini tanımış değil. Almanya Dışişleri Bakanlığı, bu girişimden önceden haberdar olmadıklarını belirterek, Taliban’ın bayrak talebini “sürpriz” olarak karşıladıklarını duyurdu.

Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Cansu Özdemir, Almanya’nın Taliban gibi radikal İslamcı gruplarla diplomatik ilişkiler kurma arzusunun, siyasi ve ekonomik çıkarların ürünü olduğuna dikkat çekti.

Cansu Özdemir, şu hususlara değindi: “Alman hükümeti sık sık göç ve güvenlikten, yani mülteci akımlarını kontrol altına almaktan ve terör saldırılarını önlemekten yana tavır takınmaktadır. Almanya, bölgedeki nüfuzunu artırmak istiyor. Afganistan halkının gerçek ihtiyaçları ise önemsiz bir rol oynuyor. Aynı şekilde siyaset, insan haklarıyla değil, ekonomik çıkarlarla ölçülüyor. Diplomatik temasların kurulması, uluslararası standartlara göre terör örgütü olarak kabul edilen grupların normalleşmesine işaret ediyor. Bu durum, özellikle bölgedeki kadınlar, azınlıklar ve demokratik değerlere bağlı kişiler için ölümcül bir sinyal veriyor. Almanya, göçü kontrol etmek veya ekonomik çıkarları güvenceye almak uğruna insan haklarından ödün veren bir ‘uzlaşmacı’ gibi davranmamalıdır. Bunun yerine uluslararası politika; silahsızlanma, insani yardım, sivil toplumun güçlendirilmesi ve kadın haklarının korunmasına odaklanmalıdır.”

Normalleşme sinyali gönderiyor

Almanya'nın Taliban’la diplomatik ilişkiler kurma girişiminin, insan haklarına dayalı bir dış politika iddiasıyla doğrudan çeliştiğine işaret eden Özdemir şöyle devam etti: “Almanya, resmi olarak insan hakları, eşitlik ve azınlıkların korunmasının dış politikasının temel ilkeleri olduğunu vurgulamaktadır. Ancak pratikte bu ilkeler, genellikle stratejik, ekonomik veya göç politikası çıkarları uğruna feda edilmektedir. Diplomatik temaslar, büyük insan hakları ihlallerinden sorumlu bir gruba karşı normalleşme sinyali göndermektedir. Sonuç olarak kadınlar, azınlıklar ve sivil toplum fiilen dışlanmaktadır. İnsan haklarının korunması yerine güvenlik ve ekonomik çıkarlara öncelik vermek, genellikle yerel olarak etkilenenlerin durumunu daha da kötüleştirmektedir.”

 

 

Kadınlara baskıya onaydır

Taliban’la ilişki kurmanın, kadınlara yönelik baskıcı politikaları zımnen onaylamak anlamına geleceğini belirten Özdemir sözlerini şunları ekledi: “Afganistan’daki kadınlar okullara, üniversitelere ve işlere erişimlerini kaybetmeye devam ediyor. Siyasi anlaşmalar genellikle istikrar ve güvenlik çıkarlarını, kadınların temel haklarından daha öncelikli hale getiriyor. Uluslararası aktörler, kadın haklarının ‘müzakere edilebilir’ olduğu sinyalini veriyor.”

Utanç olur

Cansu Özdemir, Taliban bayrağının Berlin’de dalgalanmasının siyasi ve ahlaki bir utanç olacağını vurguladı: “Almanya, yıllarca Afganistan’da Taliban’a karşı savaşa katıldı. Ve şimdi federal hükümet, yalnızca sınır dışı etmeleri mümkün kılmak için, Taliban’ı normalleştirmeye hazır. Onların bayrağı, devleti değil; baskı, korku ve insan onurunun yok edilmesini temsil ediyor. Taliban bayrağı, haklarından mahrum bırakılan kadınları ve özgürlük ile eşitlik hakkını hak eden bütün bir toplumu aşağılayan bir bayraktır. Taliban rejimini meşrulaştıran veya onun yönetimini normalleştiren hiçbir sembolizm olmamalıdır. Federal hükümet, bu baskı sembolünün Berlin’de dalgalanmasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.”

Göçü kontrol için Colani’ye sarılıyor

Alman hükümetinin göç kontrolüne yoğun şekilde odaklanan bir politika izlediğine dikkat çeken Özdemir, hükümetin istikrar sağlama veya göçü kontrol etme bahanesiyle Türkiye’de Erdoğan veya Suriye’de El-Colani gibi otoriter ve İslamcı aktörlerle temaslarını sürdürdüğünü belirtti.

“Colani ile yapılan görüşmeler aracılığıyla radikal İslam yanlılarının fiilen normalleştirilmesi hedeflenirken, kadınların, Kürtlerin, Dürzilerin, Êzîdîlerin, Süryanilerin hakları büyük ölçüde kısıtlanmaya devam etmektedir. Yakın zamanda hazırlattığım Bundestag Araştırma Servisi'nin raporu, HTŞ’nin düzenli olarak insan hakları ihlalleri ve katliamlara karıştığını doğruladı. Bunu bilmelerine rağmen Colani’ye sarılıyorlar ve onu tek alternatif olarak görüyorlar. Rojava’daki öz yönetim yapılarını -tek demokratik ve feminist alternatifi- görmezden gelmek için bilinçli olarak çaba sarf ediyorlar. Benzer şekilde Erdoğan’la iş birliği, Türkiye’deki otoriter uygulamaların ve siyasi hakların kısıtlanmasının mülteci hareketlerini kontrol etmek amacıyla göz ardı edildiğinin bir göstergesidir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.