Almanya’da soğuk kıştan önce sıcak sonbahar mı?

Dünya Haberleri —

  • Avrupa ekonomisinin “motor ülkesi” Almanya'da artan hayat pahalılığı ve enflasyona bağlı olarak yerlisi-göçmeni bütün emekçileri zor bir kış bekliyor. 

 

Bu nedenle hükümet bir taraftan “soğuk kışın” etkisini azaltma adına yardım paketleri açıklarken, diğer taraftan halk arasında oluşan tepkilerin sokağa yansımaması için çaba harcıyor. Bu nedenle “soğuk kış”la birlikte “sıcak sonbahar” beklentisi hakim.

Bu yılın ikinci yarısından itibaren hızla yükselmeye başlayan ve son 40 yılın en yüksek oranı olan yüzde 7-8'lik enflasyonun yıl ortalamasının yüzde 10'a kadar varabileceği bazı ekonomistler tarafından tahmin ediliyor. Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre, halen temel gıda ve alkolsüz içeceklerde enflasyon yüzde 9,7 iken, bu oran enerji, konut giderleri ve suda yüzde 32,5.

ANALİZ -Yücel ÖZDEMİR
 Evrensel Gazetesi yazarı

Almanya'da enflasyonun yükselmesinin başlıca nedenler arasında yüksek enerji fiyatları geliyor. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik işgal harekatından sonra, AB'nin yaptırım kararlarını uygulayan Almanya, önce Rusya'dan petrol ithalatını durdurdu, sonra da Kuzey Akım 1 hattı üzerinden gelen doğal gazı azalttı. Yapımı tamamlanan Kuzey Akım 2 ise faaliyete geçirilmedi.

Bu durumda doğal gaz tedarikçisi şirketleri iflastan kurtarma adına SPD-Yeşiller-FDP'den oluşan “Trafik lambası koalisyonu”, şimdilik 1 Ekim 2022-31 Mart 2023 arasında geçerli olmak üzere doğal gazın kilovatsaatine 2,4 cent “katkı payı” (Gasumlage) yapılmasını karar verdi. 

Her haneye yıllık 500-600 euro arasında ek gider anlamına gelen hükümetin bu hamlesine geniş kesimlerden tepkiler gelmeye başlayınca bu kez söz konusu dönemde doğal gazdan alınan katma değer vergisi yüzde 19'dan yüzde 7'ye düşürüldü. Sonuçta bu kış sanayi de özel konutlar da doğal gazı fahiş fiyata satın alıp kullanacak.

Gaz fiyatlarının yüksek olması nedeniyle hükümet cephesinden sürekli “tasarruf” açıklamaları da yapılıyor. Örneğin, Federal Ekonomi Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede kışın, hastaneler ve yaşlı bakım yerleri dışında, tüm kamu binalarında sıcaklığın en fazla 19 derece olabileceği belirtiliyor. Koridorların ısıtılmaması, gereksiz yere ışıklandırmalardan kaçınılması da isteniyor. 

Daha da vahim olanı ise, batmakta olan doğal gaz şirketlerini kurtarma adına atılan bu adımdan, batmak bir yana aşırı kâr eden şirketler de yararlanmak için başvuruda bulundu. Şimdi, hükümet partileri arasında hangi şirketlerin “katkı payı”ndan yararlanacağı, hangilerinin yararlanamayacağı tartışması alevlendi.

9 euroluk bilet uygulaması bitti

Artan enflasyon karşısında özellikle dar gelirli vatandaşları koruma adına hükümet tarafından bugüne kadar iki “yardım paketi” açıklandı. Üçüncüsü üzerinde ise tartışmalar devam ediyor. 2. yardım paketinde üç ay süreli (Haziran-Ağustos) 9 euroluk bilet uygulaması, 1 Eylül'den itibaren herkese 300 euroluk maddi destek, benzin ve dizel fiyatlarında 36-17 centlik indirimler bunlar arasında en dikkat çekici olanları. 

Özellikle, ülke genelinde üç ay boyunca geçerli olan 9 euroluk bilet uygulaması geniş kesimler tarafından destek gördü. Alman Ulaşım İşverenleri Birliği (VDV) tarafından verilen bilgiye göre, 82 milyonluk ülkede 52 milyon insan bu bileti satın alarak kullandı. 31 Ağustos'ta son bulan bu uygulamanın devam etmesi için değişik kesimlerden açıklamalar geldi. Bazı kentlerde ise eylemler yapıldı. 

Yerine alternatif aranıyor

Ancak, hükümet uygulamanın nasıl devam edeceği konusunda henüz uzlaşmaya varmış değil. SPD ve Yeşiller, uygulamanın fiyat değişmek şartıyla başka bir şekilde sürmesinden yana. En son SPD Meclis Grubu, 9 euro yerine 49 euroluk bilet uygulaması getirilmesini talep etti. Yeşiller ise bölgesel düzeyde 29 Euro, ülke düzeyinde ise 49 euroluk bilet uygulaması öneriyor. Bu arada bazı eyaletler ve kentler farklı modellerle uygulamayı kalıcı hale getirmek için değişik adımlar atmaya başladılar. Bu da artan hayat pahalılığı karşısında toplu taşımanın ucuzlatılarak teşvik edilmesi gerektiğinin geniş kesimlerde destek gördüğünü gösteriyor. 

Belirtmek gerekiyor ki, devlete yıllık tahmini maliyetinin 10 milyar euro olan 9 euroluk bilet uygulamasını olduğu gibi uzatmaya yanaşmayan hükümet, askeri harcamalar için 100 milyar euroluk ek bir fon kurmuştu. Bu da aslında askeri harcamalarda yapılacak kısıtlamalarla halkın ulaşım sorununun kolayca çözülebileceğini gösteriyor.

Sıcak bir sonbahar olacak mı?

Hükümet cephesinden artan enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle halk arasında biriken tepki ve öfkeyi yardım paketleri ve işbirlikçi sendikaların desteğiyle bastırma eğilimi öne çıkarken, tepkilerin sokağa taşmasından da endişe ediliyor. Federal ve eyalet istihbarat örgütleri sık sık “sıcak sonbahar tehlikesi”ne dikkat çekerek uyarılarda bulunuyor. 

 Özellikle aşırı sağcı-faşist güçlerin tıpkı korona döneminde olduğu gibi harekete geçebilecekleri ifade ediliyor. Başta ırkçı-faşist Almanya için Alternatif (AfD) olmak üzere, değişik sağ-milliyetçi örgütlerin halkın ekonomik sorunlarını suistimal ederek sokağa çıkmaya hazırlandıkları elbette sır değil. Ancak bunların gerçek maksadının bu olmadığı açık. Zira, ülkede yaşayan farklı inançlardan ve uluslardan emekçiler arasında adil bir paylaşımı savunmuyorlar. “Önce Almanlar” söylemiyle göçmen düşmanlığı yapacakları açık.

Sol cephede ise biriken sorunlara karşı nasıl bir toplumsal muhalefetin örgütlenmesi gerektiği konusunda belirsizlik devam ediyor. Federal Parlamento'da temsil edilen ve son yıllarda güç kaybına uğrayan Sol Parti içinde de sokakta muhalefet konusunda değişik çekinceler ve uyarılar var. 

Parti merkezinin bu tutumuna rağmen, 5 Eylül'de Federal Parlamento'ya Leipzig'den doğrudan seçilmeyi başaran Sören Pellmann'ın çağrısıyla aynı kentte bir “Pazartesi gösterisi” düzenlenecek. Bu gösteriye ilgi ve katılım aynı zamanda sonbaharda siyasi havanın nasıl geçeceği konusunda bir fikir verebilir.

Almanya'daki ekonomik ve siyasi gelişmeler elbette bu ülkede yaşayan Türkiye ve Kürdistan kökenli göçmenleri de yakından etkiliyor. Bu nedenle gelişmelere duyarlı olmak, halkın sırtına bindirilen ağır faturaları reddetmek ve her yerde emekçiler olarak dayanışma içinde olmak büyük bir önem taşıyor.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.