Aşırı sağcıların suçları tırmanıyor
Dünya Haberleri —

Irkçılık karşıtı eylem
- Almanya’da aşırı sağcıların işlediği suçların oranı yüzde 17’yi geçti. Aşırı sağcıların hedefindeki mültecilere yönelik saldırılar da bu doğrultuda arttı. 2024 yılında mülteci barınaklarına yönelik 218 'siyasi saikli' ve 77 fiziki saldırı düzenlenirken, 8 barınağa da zarar verildi.
Almanya’da göç politikalarının sertleşmesi ve aşırı sağcıların işlediği suçlardaki artış, mültecilere yönelik saldırıları tırmandırıyor. Yeşiller Partisi Berlin milletvekillerinden Ario Ebrahimpour Mirzaie’nin talebiyle açıklanan verilere göre, 2024 yılında sığınmacı ve mültecilere yönelik 77 saldırı düzenlendi, 8 barınağa zarar verildi. Apa'ya bilgi veren Mirzaie, 2023 yılında 32 saldırı düzenlendiğini ve barınaklara zarar verilmediğini söyledi. Bu da şiddet dalgasının her yıl arttığını gözler önüne seriyor.
Saldırılar sonucunda 34 kişi hastaneye kaldırıldı. Yaralananlar arasında 16 kadın, 14 erkek, iki kız çocuğu ve yaşları belirtilmeyen iki erkek bulunuyor. Saldırılarla bağlantılı olarak 37 şüpheli tespit edilirken, bunlardan 11’inin poliste sabıkası olduğu bildirildi. Mülteci barınaklarına yönelik saldırılarda ise faillerle ilgili somut bir ipucu elde edilemedi.
Alarm zili çalıyor
İstatistiklerin yayınlanmasını isteyen diğer Yeşil milletvekili Jian Omar ise verileri “alarm zili” olarak nitelendirdi. Omar, “Mülteciler için net bir koruma planı, tehlike altındaki barınaklarda görünür polis varlığı, kapsamlı önleyici çalışmalar ve en önemlisi sağdan gelen şiddeti açıkça tanıyan ve kararlı biçimde mücadele eden bir siyaset talep ediyoruz” dedi.
Berlin’de şu anda resmi kabul merkezleri ve yurtlarda yaklaşık 35.000 mülteci barınıyor. Eski Tegel ve Tempelhof havaalanları gibi acil barınaklarda ise yaklaşık 10.000 kişi kalıyor. Bu tesisler, sıklıkla yetersiz koşullar ve aşırı kalabalık nedeniyle eleştiriliyor.
Yüzde 35 azalma
Berlin Mülteci İşleri Dairesi (LAF) yetkilileri, tüm barınaklarda şiddeti önlemeye yönelik güvenlik planlarının bulunduğunu ve çoğunda 24 saat güvenlik görevlisi olduğunu açıkladı. Kurum, Berlin’e gelen yeni sığınmacı sayısında da önemli bir düşüş yaşandığını bildirdi. Ocak-Şubat 2025 döneminde kente 1.761 kişi gelirken, bu sayı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35 azaldı. Mülteci ve sığınmacıların çoğunluğu Vietnam, Moldova, Afganistan, Türkiye ve Suriye’den geldi.
Ukraynalıların bu dönem daha az iltica etmiş olması raporda dikkat çeken en önemli detaylardan biri. 2024’ün Ocak ve Şubat aylarında 2.611 Ukraynalı Berlin'e sığınırken, bu yıl aynı dönemde sayı 1.722’ye düştü.
Almanya İçişleri Bakanlığı'nın verileri de ülkedeki genel eğilimi yansıtıyor. 2024 yılında mülteci barınaklarına yönelik 'siyasi saikli' 218 saldırı yaşanırken, bu sayı 2023’te 167 idi. Bireysel olarak mültecilere yönelik suçlarda ise düşüş gözlendi: 2023’te 2.488 olan sayı, 2024’te 1.905’e indi. Bu sayı 2016'daki mülteci akınından bu yana dönemin başbakanı Angela Merkel iktidarındaki en yüksek sayı.
Korunmak yerine şiddet görüyorlar
Sol Parti milletvekili Clara Bünger, hükümetin bu sorunu acilen ele alması gerektiğini söyledi ve ekledi: “Hakaret, tehdit ve saldırılar korkutucu düzey. Bunun siyasetçiler ve toplumun önemli bir kesimi tarafından kanıksanması kabul edilemez. Mülteciler koruma arayışıyla Almanya’ya geliyor ama buldukları şey ırkçı düşmanlık ve şiddet oluyor.” Bünger, ayrıca hem aşırı sağ hem de ana akım partilerin göçmen karşıtı söylemlerini eleştirdi.
Mart ayında Berlin’in güneybatısındaki Stahnsdorf kasabasında yedi aşırı sağcının bir mülteci barınağına zorla girmeye çalıştığı, bir güvenlik görevlisini darp ederek bayılttıkları bildirildi. Tanıklar, saldırı öncesinde grubun dışarıda aşırı sağ sloganlar attığını aktardı.
Suçları yüzde 17 arttı
Almanya’da genel olarak aşırı sağ kaynaklı suçlarda yüzde 17’den fazla artış kaydedildi. 2024 yılının ilk 11 ayında 33.963 aşırı sağ suçu kaydedildi; bunların 1.136’sı şiddet içeriyor.
Göçmen karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, Şubat ayındaki erken seçimde oyların yüzde 20’sinden fazlasını alarak en güçlü muhalefet partisi konumuna geldi. Yeni şansölye olması beklenen Muhafazakâr lider Friedrich Merz ise göç politikalarının sıkılaştırılmasını seçim kampanyasının merkezine koymuştu. SPD ile yapılan koalisyon anlaşması bazı vaatleri yumuşatsa da aile birleşimini sınırlayan, sınır kontrollerini sıkılaştıran ve Suriye ile Afganistan gibi ülkelere sınır dışı planlarını içeren sert önlemler öngörüyor.
CDU/CSU ile SPD’nin koalisyon kurmasının ardından imzalanan sözleşmede, göçmenler için sıkı şartlar getirilecek. Anlaşmaya göre, düzensiz göçün önlenmesine yönelik olarak bir süredir uygulanan kara sınırlarındaki denetimlere devam edilecek. Ayrıca iltica başvurularının daha hızlı sonuçlandırılması ve düzensiz göçün önüne geçilmesi amacıyla çeşitli yasal tedbirlerin alınacağına da işaret edilen sözleşmede, Afganistan ve Suriye'de suç işlemiş veya kamu güvenliği açısından risk oluşturan bireylerin sınır dışı edilmesinin önünün açılacağı belirtildi. Bunun yanı sıra geri dönüş programları teşvik edilecek, ülkede kalma izni bulunmayanların sosyal yardımlarında da ciddi kısıtlamalar uygulanacak.
138 Afgan tahliye edildi
Ülkede göç politikalarının tartışıldığı ve göçmenlere yönelik saldırıların arttığı bir dönemde, Afganistanlı 138 kişi daha Almanya’ya geldi. Almanya’ya kabul sözü verilen Afgan vatandaşlarını taşıyan bir tahliye uçağı, Çarşamba akşamı Pakistan’ın başkenti İslamabad’dan kalkarak Saksonya eyaletindeki Leipzig kentine indi. Alman İçişleri Bakanlığı, uçakta toplam 138 kişi bulunduğunu, bunlardan 45’inin çocuk ve genç, 76’sının ise kadın olduğunu açıkladı.
Almanya’ya getirilen kişilerin, Afganistan’da Alman devlet kurumları için çalışmış eski yerel personel ile Taliban tehdidi altındaki insan hakları savunucuları gibi gruplardan oluştuğu bildirildi.
2 bin 600 kişi sırada
Alman Dışişleri Bakanlığı’na göre, benzer şekilde bu yıl içinde üç tahliye uçuşu daha gerçekleştirildi ve toplamda 461 kişi Berlin ve Hannover’e getirildi. Ayrıca, yaklaşık 2 bin 600 Afgan vatandaşı Pakistan’da Almanya’ya kabul edilmeyi bekliyor.
CDU: Tahliyeler durdurulsun
Yeni hükûmette yer alması beklenen Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri, güvenlik gerekçesiyle tahliye programlarının sona erdirilmesini talep ediyor. Saksonya’nın CDU’lu İçişleri Bakanı Armin Schuster, Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un görev süresi sona ermek üzereyken bu tür kapsamlı adımlar atmasını eleştirdi.
Saksonya Başbakanı Michael Kretschmer ise, “Dışişleri Bakanı görevden ayrılmak üzereyken Afganistan'dan sürekli tahliye uçakları geliyor. Oysa yeni hükûmetin ve halkın bu konuda farklı bir tutumu olduğu açık” dedi.
Yeşiller: İnsani sorumluluk
Mevcut koalisyonun ortağı Yeşiller Partisi’nin Meclis Grup Başkanvekili Konstantin von Notz ise eleştirileri “insani açıdan utanç verici” olarak nitelendirdi. Von Notz, güvenlik kontrollerinden geçmiş bu kişilerin kabulünün yalnızca insan hakları değil, hukukun üstünlüğü açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. BERLİN