Bakanlık onaylı tüzük bile delil
- MEBYA-DER Eşbaşkanı Yüksel Almas hakkında 20 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanan derneğin tüzüğü bile delil olarak gösterildi.
MEBYA-DER Eşbaşkanı Yüksel Almas’ın 1990’lı yıllarda köylerinin yakılması, gördükleri işkence ve göçe zorlanmalarına dair verdiği röportajlar da suç sayıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) hakkında başlatılan soruşturması kapsamında 27 Şubat ve 3 Mart tarihlerinde 29 kişi gözaltına alınmış ve bunlardan 12’si tutuklanmıştı. Başsavcılık, söz konusu kişiler hakkında hazırladığı iddianameleri mahkemeye sunmaya başladı. Dernek yöneticisi Hatun Aslan’ın ardından Eşbaşkan Yüksel Almas’ın iddianamesi de mahkemeye sunuldu.
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin, Aslan’ın iddianamesiyle birebir benzerlik göstermesi dikkati çekti. İddianamede, Almas’a ”örgüt üyesi olmak” ve ”örgüt propagandası yapmak” iddiaları yöneltilerek, 8 yıl 6 aydan 20 yıla kadar hapis cezası istendi.
İtirafçı iftiraları
İddianamede, hakkında herhangi bir kapatma davası bulunmayan derneğin ”PKK ile bağlantılı” olduğu ileri sürüldü. İddianamede, soruşturmanın Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından Habur Sınır Kapısı‘ndan 9 Kasım 2020’de teslim edilen Yasmin Yalçın ile 13 Şubat 2021’de teslim edilen Temur Güzel’in ifadesi üzerine başlatıldığı belirtildi. İddianamede, ”ZS35SN58UV52PG10” kod adlı gizli tanığın ifadeleri, dernek aramasında el konulan materyaller ”PKK ile bağlantıya” delil olarak gösterildi.
Her şeyi delil yapıldı
Özgür Halk, Jineloji, Demokratik Modernite, Şopa Rojê adlı dergiler, derneğin üyelik formu, İçişleri Bakanlığı tarafından onaylı derneğin program ve tüzüğü, çocukları yaşamını yitiren ailelerin başvuruları, derneğin üye, yönetici listesi, derneğin faaliyet raporu, basın açıklamaları da deliller arasında yer aldı. Yine, toplu mezarlar ve kimsesizler mezarlıklarına dair bilgiler, bu mezarlıklardaki cenazelerin alınması ve ”DNA örneği verme” için yapılan çağrılar da delil olarak sunuldu. İddianamede, derneğin genel kurul toplantısına dair 20 sayfalık tutanak ve seçilen yönetimin listesi, önergeler, faaliyet, maliye raporlarının da ”örgüt bağlantısı” olarak değerlendirilmesi dikkati çekti.
Musa Anter’i anmak da suç!
İddianamede, Eşbaşkan Almas’ın katıldığı cenaze, taziye, açlık grevi açıklamaları, Şeyh Said ve Musa Anter’in anması, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) kongreleri de suç sayıldı. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve HDP’li Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesi, TJA üyesi Sevil Rojbin Çetin’e köpekli işkence, ulusal birlik, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü açıklamalarına katılmak da suçlama konusu yapıldı.
Alkışlamak örgüte destek!
İddianamede, Yüksel’in bir etkinlikte alkış çalması da ”örgütü desteklemek” olarak değerlendirildi. İlgili bölümde, ”28.09.2020 tarihinde HDP (Halkların Demokratik Partisi) organizesinde saat: 16.00’da Yenişehir ilçesi Prestij Otel karşısındaki parkta ‘Gündeme İlişkin’ adı verilen basın açıklaması düzenlenmiştir. Bahse konu basın açıklamasında konuşmacı tarafından örgütsel faaliyetlerinden dolayı gözaltına alınan şahısların gözaltına alınma sürelerinin uzatılmasına tepki gösterdiği ve katılanlar tarafından da bu konuşmaları desteklemek amacıyla alkışlayarak şüphelinin de destek verdiğinin tespit edildiği...” ifadelerine yer verildi.
Hayatını anlatması da suç!
İddianamede, Almas’ın 1990’lı yıllarda köylerinin yakılması, gördükleri işkence ve göçe zorlanmalarına dair verdiği röportajlar da suç sayıldı. Almas’ın, mezarlıkların yıktırılması, toplu mezarlar, zorla kaybettirilmeler, cenazelerin ailelere verilmemesi, cenazelere işkence yapılması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihara sürüklenen İpek Er’e dair verdiği demeçler de yine suçlamalar arasında yer aldı. AMED
