Besê örgütlemede yetenekliydi

Kadın Haberleri —

Besê Anuş

Besê Anuş

  • Şehadetinin üzerinden 42 yıl geçen Besê Anuş’u anlatan Mehmet Gencer, “Besê’nin doğal bir yapısı vardı. İnsanları çabuk etkiler, insanlarla çabuk kaynaşırdı. Karşısındakini etkileme, örgütleme noktasında çok yetenekliydi” diyerek, mücadele kararlılığına dikkat çekti.

Siyah saçları, elinde silahı ve keskin bakışlarıyla hafızalara kazınan bir fotoğrafla tanındı Besê Anuş. Kürt Özgürlük Mücadelesi içinde önemli bir yere sahip olan Besê Anuş’un cesareti, Kürt ve Alevi kadınlar için ilham kaynağı oldu. “Eğer şehit düşersem, inanıyorum ki silahımı kaldıracak yüzlerce kadın olacak” sözleriyle bir ateş başında arkadaşlarına, halkına vasiyetini ileten Besê’nin işkence seanslarında gösterdiği cesareti, hala başta doğduğu Bazarcixli kadınlar olmak üzere, tüm kadınlara cesaret vermeye devam ediyor.

Tarımla uğraşan bir ailenin çocuğuydu

Besê, Mereş’in Bazarcix ilçesine bağlı Esmapur (Karaağaç) Mahallesi, Mıstoli Mezrası’nda 1960 yılında dünyaya geldi. Daha sonra ailesiyle birlikte Bazarcix’a yerleşti ve ortaokulu burada okudu. 1977 yılına gelindiğinde Mehmet Gencer ile evlendi. Klasik bir evliliğin dışında bir yaşam süren Besê’yi adının anlamı gibi bir isyana götüren hikayesi de bu yıllarda başladı.

Kısacık yaşamına büyük isyanlar sığdıran Besê, 5 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi.

Tarım ile uğraşılan bu mezrada Besê, babasının toprak sahibi olması nedeniyle, köydeki diğer ailelere göre ekonomik durumu iyi bir ailede büyüdü. Çocuk yaşına rağmen babasının tarlasında çapa tuttu, bağ bozumunda üzüm topladı.  

‘Kız arkadaşımla aramıza girme’

Bir süre sonra mezradan Bazarcix ilçe merkezine yerleştiler. Besê burada ilkokulu okudu. Okulun ilk günlerinde öğretmeni, kız arkadaşı ile arasına oturacak yer bulamadığı için bir erkek öğrenciyi oturtmak istedi. Besê, erkek öğrencinin kız arkadaşıyla aralarına oturmasına, “Kız arkadaşımla aramıza girme, sen kenarda otur, kenarda otur” sözleriyle tepki gösterdi. Bu tepkisi öğretmeni dahil, tüm sınıfın dikkatini çekmişti. Bu çıkış bir cins örgütlenmesinin ilk adımlarımıydı bilinmez, ancak Besê’nin ileride kadın kimliğine yüklediği anlam, ilkokul sıralarında gösterdiği bu çıkışı daha anlaşılır kılıyor.

Paylaşımcıydı 

Ortaklaşan, paylaşan ve komün yaşamın temelleri de bu yıllarda oluşmaya başladı. Öyle ki evin tek kız çocuğu olan Besê, son süreçte babasından fazla harçlık istemeye başlamış, bu durum babasını da endişelendirmişti. Babasından aldığı parayı arkadaşlarıyla paylaşan Besê’nin paylaşımcı özelliği artık herkes tarafından biliniyordu. Besê, sınıf arkadaşı Mehmet ile benzer özellikler taşıyordu. Mehmet ve Besê aynı köydendi. Cesur ve adaletli olmak gibi ortak özellikleri bir süre sonra iyi anlaşmalarını sağladı.

Kavgaya koşar adım giderdi

1977 yılında Mehmet Gencer ile evlenen Besê, ortaokul son sınıfta okulu bırakma kararı aldı. Klasik bir evliliği reddeden, iki yoldaş olarak yaşayan Besê ve Mehmet devrimci faaliyetlerden geri durmadı. 

27 Kasım 1978 PKK adı ilk kullanılmaya başladığında, PKK’yi tanıyan ilk kadınlardan biri de Besê’ydi. O’nu bu isyana götüren gelişmelerin temelleri ise 12 Eylül darbesine giden sürecin başlangıcı olarak kabul edilen Mereş Katliam’nda atıldı.

İşkencecinin itirafı

Katliamın ardından devrimci faaliyetlerin içinde daha fazla yer almaya başlayan Besê, PKK’nin kuruluşunu ilan edilmesinin ardından Bazarcix’ta başlayan operasyonda gözaltına alındı.

Biat etmeyen duruşuyla bilinen Besê, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gözaltına alındıktan sonra tüm vücudu morarana dek işkence gördü. Gözaltında gördüğü işkencelere rağmen konuşmadı.

Öyle ki, bir işkenceci Besê için, “Ona işkenceyi kendi ellerimle yapmıştım. Ağzından bir kelime bilgi alamadık. Hiç olmazsa bağırtmak istedik ama ne yaptıysak bağırtamadık…” sözleriyle onun direnişini anlatmıştı.

Kadınlara özsavunma eğitimi verdi

Serbest bırakılan Besê, devrimci çalışmalarına daha fazla yoğunlaşmıştı. Köy köy dolaşarak, özelde kadınlara kendilerini nasıl koruyacakları üzerine eğitimler verdi. Bununla birlikte kadınlara silah eğitimi de veren Besê, özsavunmanın gerekliliğini anlattı. 

Daha sonra tekrar gözaltına alınan Besê, bu kez o çok istediği kırsala giderek PKK’ye katıldı. 

Cenaze törenine 3 bin kişi katıldı

Besê, Mart 1981’de Bazarcix’a bağlı Musolar (Payamlıbağ) ve Şoiyon (Şallıuşağı) mahalleleri arasından geçen Aksu Çayı’nda “Küçük Kale” olarak bilinen bölgede girdiği bir çatışmada yaşamını yitirdi. Besê’nin cenaze törenine yaklaşık 3 bin kişi katıldı.

Besê’nin ardından Bazarcix

Besê Anuş’un ölümünün 42’nci yılında onu tanıyanlar tarafından cesur, yetenekli, kararlı bir kadın olarak anılıyor. Kimi zaman terzi, kimi zaman elektrikçi, kimi zaman Mehmet’in kardeşlerinin “en iyi ablası, arkadaşı.” Akrabalarının kurtarıcısı, “Besê olsun bize yeter” diyen yakınlarının güven kaynağı…

Besê’nin savaşta yaşamını yitiren ilk kadın olması Bazarcix’ta başta kadınlar olmak üzere halk tarafından onurla karşılanıyor. O’nu tanımış olmak bir yana, aynı ilçeden olmak bile bir gurur kaynağı. Besê Anuş’un bir sisteme başkaldırdığını söyleyen kadınlar, “Keşke biraz daha yaşasaydı, biraz daha çalışma yürütebilseydi. O zaman her şey buralarda kısa sürede farklı olabilirdi. Çok gençti, genç yaşına büyük direniş sığdırdı” diyor.  

Mehmet Gencer: İnsanları çabuk etkilerdi 

Besê’nin yaşamını yitirmesinin ardından gözaltına alınan ve 20 yıl tutuklu kalan yoldaşı Mehmet Gencer’de, Besê’nin kavgacı yönünü anlattı. Besê Anuş’un Kürt özgürlük mücadelesinden asıl etkilenişinin Ali Haydar Kaytan’ın evlerine gelmesinden sonra başladığını belirten Gencer, “Besê’nin doğal bir yapısı vardı. İnsanları çabuk etkiler, insanlarla çabuk kaynaşırdı. Karşısındakini etkileme, örgütleme noktasında çok yetenekliydi. Müthiş kavrayıcı bir yönü vardı. Pazarcık’ta örgütleme çalışmaları yürütüyordu. Hatta bir ara gittiğimde 2 sandık elbise vardı. ‘Bu nedir?’ diye sorduğumda, ‘Para almıyorum. Gelenle konuşup hareketi anlatıyorum’ dedi” diye konuştu.          

Yoldaşlarına bağlıydı

Gencer, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “80’nin sonlarına doğru Pazarcık’ta tüm ailemi gözaltına aldılar. O zaman devlet bizim evli olduğumuzu bilmiyordu. Bir kişi evli olduğumuzu polise ihbar etmişti. Besê’yi de gözaltında aldılar. Gözaltında çok işkence görmüştü. Besê, Battal ve diğer arkadaşlar şehit olduktan sonra katılım yaptı. Yoldaşlarına bağlılığı en üst seviyedeydi.”

Gencer, Besê’nin mücadelede yaşamını yitiren ilk kadın olmasının insanları derinden etkilediğini ifade ederek, Besê’nin mücadelesinin hala sürdüğünü belirtti. 

Büyük davanın yoldaşı

Besê Anuş’un mezar taşında şöyle yazar:

 "Sarp kayalarda ceylan,

Gül dalında yufka yürekli bir güvercin idim, 

Dost sohbetlerinde can idim, 

Büyük davanın yolunda yoldaş, 

Halkımızın özgürlüğü için toprak anaya arkadaş oldum."

RUKIYE ADIGÜZEL / MA-MEREŞ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.