Cemaatler silahlanıyor, intikam için örgütleniyor

Dosya Haberleri —

Van/cemaatler

Van/cemaatler

Van’da özel savaş politikalarının yakından görmek için bölgeye gittik; yoksulluk, uyuşturucu ve fuhuş sorununu bölge halkıyla konuştuk...

  • Örgütlenmeye başladıklarından beri bir yurttaş olarak gözlemliyorum cemaatleri. Ne yapıp ne ettiklerini merak ediyorum. Mahallelerde örgütleniyorlar. Kuran kursları ve peygamber evi dedikleri evlerde, özellikle de Akköprü ve Erek mahallelerinde aktif olduklarını gözlemledim ilk zamanlarda.
  • Türkiye’deki en büyük cephanelerinin de Van’da olduğu belirtiliyor. Ciddi anlamda silahlanıyorlar. Glock dışında av tüfekleri ve pompalı tüfekleri olduğunu da gördüm. Devletin de onlara ciddi imkanlar tanıdığını da söyleyebiliriz. Örneğin kayyum belediyelerinde işe alımlarda hep bunları görüyoruz.
  • HDP Van Milletvekili Sezai Temelli: “Devlet bölgede her türlü enstrümanı ve psikolojik savaş tekniklerini harekete geçirmiş durumda. Ev ev, mahalle mahalle, sokak sokak bu ideoloji saldırılara karşı fikriyatımızı bütün halkımıza anlatmaya ve toplumsal örgütlülüğü bu anlamda güçlendirmeye çalışıyoruz."

 

Yaklaşık 9 bin yıllık tarihiyle insan uygarlığının önemli merkezlerinden biri olan Van, geçtiğimiz yüzyılda da Anadolu, Mezopotamya ve Ortadoğu için önemini korudu. Son yüzyılda sık sık katliamlar ve katliamlara karşı direnişlerle Ortadoğu ve Kürdistan tarihi için önemini koruyan Van, günümüzde de sık sık özel savaş uygulamalarıyla gündeme geliyor. Küresel savaş politikaları kaynaklı ortaya çıkan göç dalgasıyla göçmen ve mülteciler için önemli bir geçiş noktasına dönüşen bu kent, aynı zamanda Türkiye’nin Kürt halkına karşı yürüttüğü imha savaşı kapsamında da özel savaş uygulamalarının merkezi haline geldi. Gerek stratejik konumu gerekse de coğrafi özellikleriyle birçok ekonomik imkan barındırmasına rağmen TÜİK’in Mayıs 2022’de açıkladığı verilere göre Türkiye’nin en yoksul şehirlerinin başında geliyor.

Ağaçların yerine Türk bayrağı!

Buraya en son 2013 yılında bir tiyatro turnesi kapsamında gelmiştim. 10 yıl aradan sonra bu kez yalnız geldim. Belki bu gelişimde amacım farklı olduğu için daha şehre girmeden birçok şey çekmeye başlıyor dikkatimi. Bunlardan ilki Orman Genel Müdürlüğü tarafından çıplak bir tepeye kireçle çizilmiş devasa ay-yıldız sembolleri. Orman Genel Müdürlüğü’nün tek bir ağacın dahi bırakılmadığı tepelere bir işgal sembolü gibi çizdirdiği bu bayrak temsili ironik geldi bana. Boyu 3-4 metreyi aşan sazlıklar, göl kenarındaki bataklıklar, artık kullanılamayacak kadar eski sandallar, işlenmemiş tarım arazileri ve sokaklarında kış vakti montsuz, gocuksuz koşturan çocukların olduğu köylerin arasından göl kıyısı boyunca Van’a doğru ilerlerken gözlerime bir şey daha takılıyor. Güneş paneli tarlaları. Her ne kadar yenilenebilir ve yeşil bir enerji olduğu iddia edilse de güneş enerji sistemlerinin tarım alanları ve civarda yaşayan insanların sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nihayet dünyada konuşulmaya başlanıyor. Bu paneller, üretildiği malzemelerin kanserojen ve toksik yapılarının yanında güneş ışınlarını manipüle etmesi, ürettiği kimyasal atıklar ve toprağın güneşle ilişkisinin kesilmesi gibi birçok gerekçeyle tartışılıyor. Kurulduğu bölgedeki tarımı tamamen bitirdiği ise artık neredeyse herkes tarafından kabul ediliyor.

Sorunların asıl müsebbibi devlet

Van’a ulaştığımda önceden randevulaştığım arkadaşlarımla buluştum. Hiç kimse bu yazıda ismini vermemi istemiyor. Bunun birkaç sebebi var. Üzerine konuştuğumuz konularda ciddi bir çeteleşme hakim. Bu çeteleşme, insanların kişisel güvenlik kaygısına girmelerinin en önemli sebebi. Bir diğer önemli sebep de devlet. Zira bu yazıda işleyeceğimiz tüm sorunların asıl müsebbibi devlet. Haliyle buradaki sorunların görünürleşmesi devlet için rahatsızlık sebebi. Bu rahatsızlığın kaynağı da doğal olarak devletin hedefine oturmaktan çekiniyor. Elbette görüştüğüm herkes için aynı gerekçeler geçerli değil ancak bu, Van’lıların sorunlar karşısında ketumlaştığı gerçeğini değiştirmiyor. Bu yüzden yazıda görüşmecilerimin isimleri yerine harf kodları kullanmayı daha doğru buluyorum.