Cezaevinde değil, zulmün köşesindeyiz!
Kadın Haberleri —

İran-cezaevi
- İran'da Karçak Cezaevi’nde tutulan kadın tutsaklar: Biz Cezaevi’nde değiliz; biz zulmün köşesinde, bizi yok etmek için tasarlanmış bir yerde hapsedilmiş durumdayız.”
İran’ın Varamin kentinde bulunan Karçak Cezaevi’nde tutulan yedi kadın siyasi tutsak—Zohre Sarv, Golare Abbasi, Mahbube Rezai, Parivuş Moslemi, Mahnaz Tarah, Mercan Diba ve Ferzaneh Muhammedi Parsa—İran Yargı Başkanı Gulamhuseyin Muhsini Ejei’ye hitaben yazdıkları bir mektupla, cezaevindeki “insanlık dışı” koşullara ve devam eden belirsizliğe isyan etti. Siyasi görüşleri nedeniyle temel haklarının ve insanlık onurlarının hiçe sayıldığını vurgulayan tutsaklar, yaşadıkları sistematik zulmü kınadı ve acil çözüm talep etti.
Karanlık çukura hapsettiniz
Tutsaklar, mektuplarında, Karçak Cezaevi’nin zaten kötü olan koşullarının kendileri için “yüz kat daha zalimce” olduğunu ifade etti. İçme suyu, elektrik, yemek ve cezaevi atölyelerine erişim gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıldıklarını belirten kadınlar, “Bizi bir seri katilin düzeyinde değil, canlı varlıkların bile altında görüyorsunuz; sanki bombadan ve füzeden daha tehlikeliyiz” sözleriyle yaşadıkları muameleyi eleştirdi. Mektupta, “Adalet kapılarını en temel insani haklardan yoksunluğun demir kilitleriyle kapattınız ve bizi zulüm ve ayrımcılığın karanlık çukuruna hapsettiniz. Biz Karçak Cezaevi’nde değiliz; biz zulmün köşesinde, bizi yok etmek için tasarlanmış bir yerde hapsedilmiş durumdayız” ifadelerine yer verildi.
Merhamet dilemiyoruz
Mektuba göre, tutsaklar iki aydan uzun süredir “tam bir belirsizlik” içinde tutuluyor. Özgürlük veya Evin Cezaevi’ne nakil vaatlerinin yerine, mevcut koşullarda kalma tehditleriyle karşı karşıya kaldıklarını belirttiler. “İki aydır kulağımızda bomba ve füze sesleri yankılanıyor ve bu bizi bu karanlık kâbusun bitmesi arzusuna sürüklüyor” diyen tutsaklar, insan onuruna uygun koşulların sağlanmasını ve durumlarının netleştirilmesini talep etti.Yargı Başkanı Muhsini Ejei’ye seslenen mahkûmlar, onun en azından temel yaşam koşullarını sağlama yükümlülüğü olduğunu hatırlatarak, “Biz merhamet istemiyoruz, sizin sonuçsuz vaatlerinizi de beklemiyoruz; bu zulmün kınanmasını haykırıyor ve bu zulmün karanlık zindanındaki esaretin derhal sona ermesini talep ediyoruz” ifadeleriyle tepkilerini dile getirdi.
Sistematik zulüm uygulanıyor
Kadınlar, mektupta yalnızca inançlarının ve siyasi görüşlerinin farklı olması nedeniyle hayatlarının ellerinden alındığını vurguladı. “İktidar olarak göreviniz, bizim için asgari yaşam koşullarını sağlamaktır. Ancak bu görevi yerine getiremediğiniz gibi, bizi Karçak’tan çok daha zalimane koşullara mahkum ettiniz” ifadeleriyle Ejei’yi eleştirdiler. Mektupta, İslam Cumhuriyeti’nin savaş naraları attığı halde, savaş koşullarında bile tutuklulara temel hakları sağlayamadığı belirtildi: “Bizi atölyeden, içme suyundan, elektriğe ve hatta bazen yiyecekten mahrum bıraktınız. Bu sistematik bir zulümdür.”
***
Tutsakların yaşamı tehlikede
İran’ın Varamin kentinde bulunan Karçak Cezaevi, genellikle adli suçlardan hüküm giymiş kadınların tutulduğu bir tesis olsa da, son yıllarda özellikle İsrail’in Evin Cezaevi’ne saldırısı sonrası siyasi tutsakların da sıkça sürgün edildiği bir yer haline geldi. Cezaevinin uzak konumu, tutsakların aileleriyle görüşmesini ciddi şekilde zorlaştırıyor. İran Savunma Meclisi Kadın Komisyonu sayfasında, İran’daki Karçak Cezaevi’nde tutulan kadın siyasi tutsakların durumu hakkında bilgi paylaşıldı. 60’tan fazla kadın siyasi tutsağın Karçak Cezaevi’nde yaşamlarını tehdit eden koşullarda yaşadığı ve temel haklarından mahrum bırakıldıkları bildirildi. Yaklaşık 3 aydır cezaevinde ne olduğu bilinmeyen bir virüsün yayıldığı ve virüsün göğüs ağrısı, boğaz ağrısı, halsizlik ve oksijen yetersizliği gibi rahatsızlıklara yol açtığı belirtirilirken, tutsakların durumunun giderek kötüleştiği kaydedildi. HABER MERKEZİ







