Çocuk hapishaneleri kapatılmalı!

Dosya Haberleri —

Cansu Şekerci

Cansu Şekerci

CİSST Hapiste Çocuk Tematik Alan Temsilcisi Avukat Cansu Şekerci ile cezaevlerinde bulunan çocukların maruz kaldığı hak ihlallerini konuştuk...

  • Anneleriyle tutulan 0-6 yaş arası çocukların sayısı paylaşılmıyor. Bu çocukların sayısına, tutulma şartlarına dair yaptığımız başvurular ise Adalet Bakanlığı tarafından “kamuoyunu ilgilendirmeyen kurum içi işleyişle ilgilidir” gerekçesiyle yanıtsız bırakılıyor.
  • Çocuk hapishaneleri kapatılmalı, bunun yerine çocuklara destek sağlayacak ve şayet dahil olmuşlarsa suç ortamından onları uzaklaştıracak yöntemler geliştirilmeli. Mevcut yasal düzenlemeler çocuk odaklı değil; hapishanelerin çoğunluğunu oluşturan erkek, yetişkin, heteroseksüel, Sünni, Türk, sağlıklı, fiziksel ya da ruhsal engeli bulunmayan kişiler odaklı.

ARAM PİRO

Çocuk hapishaneleri, çocuklar için hak ihlalleri üreten, gelişimlerini ve yaşamlarını olumsuz etkileyen kurumlardır. Aynı zamanda ‘çocuğun üstün yararı’  kanunlarla güvence altına alınmadığı için hukuksal olarak da mağdur edilen binlerce çocuk bulunuyor. Çocuk mahpuslarla ilgili; çocuk koruma kanunları hapishanelerdeki çocuk sayıları, sık rastlanan hak ihlalleri, hak arayan kurumlarının bu konuda nelerle karşılaştığını, çocuk odaklı olmayan hukuksal düzenlemeleri ve hak arama süreçlerine ilişkin Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği  (CİSST)  Hapiste Çocuk Tematik Alan Temsilcisi Avukat Cansu Şekerci ile konuştuk.

Hapishanelerde çocuk mahpuslara ilişkin güncel veri ve bilgiler nelerdir?  Hapishanelerde ne kadar çocuk var, ne kadarı hükümlü ya da tutuklu, ağırlıklı neyle ‘suçlanıyorlar’?

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, hapishane nüfusuna ilişkin birtakım temel verileri bir süredir resmi internet sitesinde paylaşıyor. Bu verilerden biri de çocuk mahpus nüfusu, cinsiyet dağılımı ve tutuklu/hükümlü mevcutları. Bu verilere göre 2 Ocak 2023 tarihi itibariyle hapishanelerde 12-18 yaş arasında 2 bin 511 çocuk bulunuyor. Bunların bin 664’ü tutuklu, 847’si hükümlü. Toplam çocuk nüfusunun 95’i kız, 2 bin 416’sı oğlan çocuğu. Hükümlü çocuklar, eğer haklarında başka dosyadan tutuklama kararı yoksa hali hazırda covid izniyle cezalarını dışarıda tamamlıyorlar. Bunlar tabi temel veriler; peki, hangi temel veriler yok? Hükmen tutuklu çocukların sayısı yok. Halbuki son derece basit bir yöntemle çekilebilecek bir istatistik verisi. Hükmen tutuklu, bir diğer deyişle hüküm özlü çocuklar, ilk derece mahkemesinin hükmüyle birlikte tutukluğu devam eden çocuklardır. İlk derece mahkemelerinde çocuk mahkemesi ve çocuk ağır ceza mahkemesi ile karşılaşırken istinaf ve temyiz süreçlerinde yani bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay’da çocukların yargılandığı dosyaların incelendiği bir ihtisas mahkemesi yok. Dolayısıyla çocukların dosyaları, suç tipine göre yapılan bir ayrımla kalabalık dosyaların arasına dahil oluyor ve bu yargılamaların uzamasına, bunun doğal sonucu olarak tutukluluk sürelerinin uzamasına neden oluyor. Bunun dışında anneleriyle tutulan 0-6 yaş arası çocukların sayısı da paylaşılmıyor. Bu çocukların sayısına, tutulma şartlarına dair yaptığımız başvurular ise Adalet Bakanlığı tarafından “kamuoyunu ilgilendirmeyen kurum içi işleyişle ilgilidir” gerekçesiyle yanıtsız bırakılıyor. Hapishanede anneleriyle birlikte kaç çocuğun hapsedildiği, niye kurum içi işleyişle ilgili olsun?

Çocuk mahpuslarda en çok karşılaştığınız hak ihlalleri başvurusu nelerdir? En çok başvuru aldığınız konularda, öne çıkması gereken spesifik konular var mı?

En temelinde onarıcı adalete hiçbir şekilde hizmet etmeyen, çocuğun üstün yararını korumayan, iyilik halini gözetmeyen hapsetme pratiğinin kendisinin hak ihlali olduğunu vurgulamakta fayda var. Çocuk hapishaneleri kapatılmalı, bunun yerine çocuklara destek sağlayacak ve şayet dahil olmuşlarsa suç ortamından onları uzaklaştıracak yöntemler geliştirilmeli. Güncel olarak ise sıklıkla kendine zarar verme davranışı, akran zorbalığı, farklı hapishanelerde tutulan çocukların farklı uygulamalara tabi olması yani tutulma şartlarının tüm çocuklar için standardize olmamasından dolayı maruz kalınan ayrımcılık gibi örneklerle karşılaşıyoruz. Akran zorbalığına maruz kalmak, hapsedilmenin getirdiği çaresizlik, aile ve ev özlemi, korku gibi ve bunlarla sınırlı olmamak üzere ruhsal açıdan pek çok zorlukla karşılaşıyor hapsedilen bir çocuk. Bu duygusal zorluklardan etkilenmeleri için gerekli izlemelerin yapılması ve destek sisteminin işlemesi gerekiyor. Hapishane nüfusuna kıyasla var olan psikososyal servis uzmanları bunun takibi için yeterli değil. Akran zorbalığına maruz kalan ya da bir sebeple manevi çöküntü yaşayan çocuklarda sıklıkla kendine zarar verme davranışı görülüyor. Bu hem çocukların maddi ve manevi bütünlüğünün korunması hakkının hem de geniş anlamda yaşama hakkının ihlali. Çünkü BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yorumlanmasında görüyoruz ki çocuğun yaşam hakkı yalnızca onu hayatta tutmak değildir, çocukluğunu yaşaması için de gerekli adımların atılmasıdır. Bir çocuğun çocukluğunu yaşaması ise hapishanelerde mümkün değil, şüphesiz.

Öte yandan İnfaz Kanunu, cezalandırmayla ilgili pek çok düzenleme içeriyor ancak özellikle çocuklar gibi hapishanenin genel nüfusuna uymayan özel ihtiyaç sahibi mahpus grupları için risk ve ihtiyaçlarını gözeten, koruyucu düzenlemeler yeteri kadar bulunmuyor. Dolayısıyla çocukların erişebildikleri haklar da yasal bir zorunluluğa işaret etmeyen bu sistemde bir standarda kavuşamıyor. Örneğin çocuk hapishanesinde tutulan bir çocuk görüntülü görüşmeden faydalanabiliyorken görüntülü görüşme altyapısı kurulmamış bir yetişkin hapishanesinde tutulan bir başka çocuk faydalanamıyor. Bir çocuk koğuş dışına sadece haftada bir saat top oynaması için çıkarılıyorken aynı ilde başka bir hapishanede tutulan bir başka çocuk kültür sanat aktivitelerinden daha fazla yararlanıyor gibi birbirinden çok farklı ve adeta idarenin inisiyatifine uygulamalarla karşılaşıyoruz. Bu sınırlayıcı uygulamalarla özellikle kız çocuklarının tutulduğu hapishanelerde karşılaşıyoruz. Örneğin İstanbul’daki Maltepe çocuk hapishanesinde kalan oğlan çocukları, daha fazla etkinlikten faydalanabiliyorken koğuş tipleri, etkinlik çeşitliliği çocuklar için özellikle belirlenmişken Bakırköy kadın hapishanesinde tutulan kız çocukları, tek bir koğuşta ve birkaç gözlem odasında daha yoğun bir tecrit altında, risk ve ihtiyaçlarının daha görünmez olduğu bir ortamda tutuluyor. Ancak belirtmek gerekir ki bu sadece İstanbul’un değil, kız çocuklarının tutulduğu tüm hapishanelerin durumu; çünkü kız çocukları çocuk hapishanelerinin aksine kadın hapishanelerindeki çocuk koğuşunda tutulurlar. Tabi, kapasite fazlalığı gibi sebeplerle erkeklerin tutulduğu yetişkin hapishanelerinin çocuk koğuşlarında kalan oğlan çocukları da var. Haklara ve ihtiyaçlara erişimde ortaya çıkan ayrımcılığı çocuk hapishanelerindeki oğlan çocukları ile yetişkin hapishanelerindeki oğlan çocukları arasında da görüyoruz. 

Hak ihlalleri ve hak arama, başvurularından nasıl sonuçlar alıyorsunuz?

Hapishanelere ilişkin insan hakları başvurularını çeşitli kurumlara yapıyoruz. Meclis’teki TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ki bu komisyonun altında alanla ilgili bir ‘tutuklu ve hükümlü alt komisyonu’ bir de “çocuk hakları alt komisyonu’ var. Bunlar; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi, il ve ilçe insan hakları kurulları, adalet komisyonlarındaki ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları, Kamu Denetçiliği Kurumu gibi hapishanelerde izleme ve/veya denetleme yapmaya yetkili mekanizmalar. Yaptığımız başvuruların her mekanizmada farklı bir karşılığı oluyor. Yereldeki insan hakları kurullarını ve ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarını ayrıca önemsiyoruz çünkü başvurularımız üzerine yerinde inceleme yapmaları çok daha mümkün ve periyodik izleme yapma olanakları da var. Ancak bu kurulların çalışma biçimlerinde de bir standart maalesef yok. Bir kurul başvurumuz üzerine efektif bir izleme yapabiliyorken başka bir kurul bir ziyaret gerçekleştirmiyor ya da başvurumuza bir cevap vermiyor, bir diğer kurul hak odaklı bir izleme yapmadan matbu bir “ihlal yoktur” cevabı vermeyi yeterli buluyor. Çocuk mahpuslar açısından bu kurulların efektif işlemesi için başkaca dikkat etmemiz gereken noktalar var bu arada. Örneğin bir çocuğun hak ihlalini bu mekanizmalara iletmesi, bunları tanıması ve tanıması ve kendini ifade edebilmesi için çocuğa alan açılmasıyla ilgili elbette. Ancak kapalı kurumlar gerçeğinde çocuklar için böyle bir durum yok. Dolayısıyla bu mekanizmaların çocuk mahpusların takibini yapmakla ilgili bir bilince sahip olması çok önemli. Periyodik izlemeler, raporlamalar ve kontrol ziyaretleri olmalı. Çocuk hakları odağında bu ziyaretler yapılmalı ve çocukların risk ve ihtiyaçları çocuk katılımı sağlanarak belirlenmeli. Hem bize gelen başvuru yanıtlarında hem de Meclis ya da TİHEK gibi raporlarını kamuoyuyla paylaşan kurumların raporlarında bu tür biz izlemeyle karşılaşmıyoruz maalesef.

Sahada çalışan bir hukukçu olarak mevcut yasal düzenlemeler çocuk odaklı mı, yapılması gereken yasal düzenlemeler nelerdir? 

Mevcut yasal düzenlemeler çocuk odaklı değil; hapishanelerin çoğunluğunu oluşturan erkek, yetişkin, heteroseksüel, Sünni, Türk, sağlıklı, fiziksel ya da ruhsal engeli bulunmayan kişiler odaklı. Bu durum da bu grup dışında kalan grupların risk ve ihtiyaçlarını açıkta bırakıyor. Bir çocuksanız görünmezsiniz, bir kız çocuğuysanız daha istisnai bir grupsunuz ve görünmezsiniz, yabancı bir kız çocuğuysanız çok daha görünmezsiniz. Geçtiğimiz dönemlerde Türkiye’nin stratejik planında çocuk ve gençlik infaz sisteminin düzenlenmesi gibi bir hedef varken son zamanlarda bu hedefin de kaldırıldığını görüyoruz maalesef. Yapılması gereken düzenlemeler, öncelikle adalet sistemine dahil olan bir çocuğu hapsederek onarıcı adaleti benimsediğimiz yanılgısını terk etmek ki kağıt üzerinde Türkiye’deki adalet sistemi bu tip bir adaleti benimsemektedir. Var olan mevcut düzenlemeleri BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve genel yorumlarda yer alan ilkelere iyileştirmeliyiz. Örneğin çocuğun hapsedilmesinin son yöntem olması, mümkün olan en kısa süreyle uygulanması maddesi Türkiye’de karşılık bulmuyor maalesef. Çocuklar, yaşlarından daha uzun hapis cezalarıyla karşılaşıyorlar. Yapılacak yasal düzenlemelerin de infaz mevzuatında alıştığımız üzere disiplini sağlamak adı altında hak sınırlayıcı değil, çocukların haklarını güvence altına alıcı bir yerden kurgulanması gerekiyor.

Hapishanelerde çocuklar ve annelerinin yaşadığı sorunlara ilişkin temel başlıklar neler?

Türkiye’de 0-6 yaş arası çocuklar anneleriyle hapishanede tutuluyorlar. Eğer anne henüz tutukluysa tahliye talebi yargılandığı mahkemece değerlendiriliyor, hükümlüyse cezanın infazının ertelenmesini talep edebiliyor ve burada da karar mercii savcı. Uygulamada görüyoruz ki bu değerlendirmeler çocuğun üstün yararından ziyade annenin suç tipine göre yapılıyor. Hem tahliye ya da infaz erteleme kararları hem de hapishanede çocuklar ve annelerinin erişebildikleri ihtiyaçlarda suç tipinin ayrımcı bir unsur olduğunu görüyoruz. Bunun dışında çocuğun sağlıklı gıdaya, oyuncaklara, dış dünyaya erişebilmesinin önünde kocaman bir hapishane engeli karşımıza çıkıyor. Adalet Bakanlığı’nın uygulamaya soktuğu anne-çocuk üniteleri görece koğuş sistemine göre daha çocuk odaklı alanlar olsa da şu an Ankara’da bir tane olduğunu biliyoruz. Burada kaç kişinin kaldığı ve burada hangi çocuklu annelerin kalabileceğine nasıl karar verildiğine ilişkin yaptığımız bilgi edinme başvurusu ise yakın zamanda “kamuoyunu ilgilendirmeyen, kurum içi işleyişle ilgili bilgi” olduğu iddia edilerek yanıtsız bırakıldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.