Çocuklarımızın yanındayız

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla başlatılan süresiz dönüşümlü açlık grevi, 48’inci grupla 256’ıncı gününde devam ediyor.

Oğlu Fettullah Yiğit 10 yıldır Bandırma E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Nafiye Yiğit, pandemi gerekçesiyle oğluyla uzun süredir görüşemediğini söyledi. Yiğit, oğlunun sağlık sorunları olmasına rağmen hastaneye götürülmediğini dile getirdi. Tutsakların tüm baskılara rağmen açlık grevini sürdürdüklerine değinen Yiğit, “Tutuklular, tecrit kırılmayana kadar grevi bırakmayacağını söylüyor. Grevdekiler, tüm insanlar için grevde. Zulme ve hakaretlere maruz kalıyorlar, hastaneye götürülmüyorlar. 10 yıldır çocuğum haksız yere içeride ve çocukları babasız büyüyor. Yaşamlarından büyük cezalar vermişler, bu kabul edilemez. Cezaevlerinden cenaze çıksın istemiyoruz” dedi. 

Çocuklarımızın yanındayız

“Sesimiz duyulsun istiyoruz” diyen Yiğit, “Kimse gözünü, kulağını kapatmasın, bilmiyor gibi yapmasın. Taleplerimiz kabul edilsin. Kendisine hukukçuyum diyen herkes bu talepleri duysun. Bugün harekete geçilsin, yarın çok geç. Ne olursa olsun biz çocuklarımızın yanındayız. Yıllardır elimizi barışa uzattık, barış için her şeyi yaptık. Fakat her barış için uzattığımız el havada kaldı, hiçbir zaman da taleplerimiz kabul edilmedi. Onların ağızları açıldığında kanla açılıyor. Hepimiz bu halkın yurttaşıyız, birlikte yaşıyoruz. Hiçbir zaman Kürt-Türk ayrımı yapmadık, yapmayız da. Çünkü biz anneyiz. Gözyaşlarımız aynı” diye belirtti.

İki çocuğu cezaevinde 

23 yıldır tutuklu Kenan Yürek ve 10 yıldır tutuklu Ertan Yürek’in annesi Nazime Yürek, iki çocuğunun da uzun yıllar cezaevinde kaldığı için sağlık sorunlarının olduğunu söyledi. Pandemi nedeniyle çocuklarının sorunlarını tam öğrenemediklerini aktaran Yürek, cezaevinde kalan bütün tutukluların sağlığının iyi olmadığına dikkati çekti. Açlık grevleriyle birlikte sağlık sorunlarının katmerleşerek arttığını kaydeden Yürek, tedavisi olmayan bir hastalık sürecinde greve giren tutukluların zorluk çektiğini belirtti. Yürek, “Onlar bu zulümlere karşı canlarını ölüme yatırdılar. Tecridin kaldırılması için grevdeler. Hem Öcalan hem de tüm dünya barışı için. Öcalan üzerindeki baskının son bulması, Öcalan’ında yakınlarıyla görüşmesi, bütün tutuklulara gösterilen hak ve hukukun Öcalan’a da uygulanması için grevdeler” ifadelerini kullandı.

Kalbime tekme attılar 

Geçmiş zamanki açlık grevleri için de çeşitli eylemlerde bulunduklarını hatırlatan Yürek, “Taleplerimiz kabul edilsin diye AKP önüne gittik. Cenaze çıkmasın diye sesimizi çıkardık, fakat 9 kişi yaşamını yitirdi. Saldırıya uğrayan biz olduk. Eşyalarımı yırttılar, kalbime tekme attılar. Yine de onları mahkemeye vermedim ama şimdi onlar bani mahkemeye vermiş. Silahsız, bombasız, sözümüzle gittik ama yine biz saldırıya uğradık. Şimdi de aynı şeyler yaşanmasın, cezaevinden cenazeler çıkmasın. Talepleri duyulsun” diyerek tepki gösterdi. 

Yürek, devamında şunları söyledi: “Çocukları cezaevinde olan, olmayan tüm anneler birleşiyoruz ve istiyoruz ki Türk anneleri de bizim barış elimize elini uzatsın. Bu topraklara barışı getirelim. Mahkemeye de verseler, saldırsalar da çocuklarımız için her şeyi yapacağız.”  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.