Colani değil, QSD tehditmiş!
Dünya Haberleri —

Colani
- Donald Trump’ın çıkardığı özel vizeyle BM Genel Kurulu toplantılarına katılmak için New York’a giden HTŞ lideri Colani, QSD’yi hedef aldı. QSD’nin varlığının “Irak, Türkiye ve Suriye için risk oluşturduğunu” iddia etti, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyetçilik projesini “bölünme girişimi” olarak tanımladı.
- ABD ile doğrudan ilişkiler kurmak istediklerini belirten Colani, İsrail’e de “müzakereleri oyalaması ve hava sahamızı ihlal edip topraklarımıza girmekte ısrar etmesi riskler barındırıyor” mesajı verdi. CIA eski başkanı ve Irak’taki ABD Kuvvetleri Komutanı David Petraeus da Colani “hayranı” çıktı.
Birçok ülkeden liderler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantılarına katılmak için bir haftadır ABD’nin New York kentinde. İsrail-Hamas savaşı ile Rusya-Ukrayna savaşı bu yıl tartışılan temel konular olurken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Filistin’in devlet olarak tanınması için Temmuz ayında öncülük ettiği siyasi temaslar karşılık buldu. Macron’un Filistin’i tanıma kararı, dünya gazetelerinde, “ABD'ye Gazze üzerinden meydan okudu” şeklinde yorumlanırken, Nobel Barış Ödülü’nün peşinde olan ve Gazze’deki savaşı bitireceğini iddia eden ABD Başkanı Donald Trump’ın çıkışları da basının odağında.
Bu yıl ki BM Kurulu’nda en çok dikkat çeken isimlerden biri de Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) lideri Ahmed El Şara (Colani). ABD’nin bir zamanlar başına 10 milyon dolar ödül koyduğu El Kaide’nin eski lideri Colani, bugün siyasi alanda meşrulaştırılarak kurula davet edildi. Aralık 2024’te başında olduğu HTŞ çeteleri ile 12 farklı çete yapılanmasıyla Şam’daki yönetimi ele geçiren Colani, kendisini Suriye’nin cumhurbaşkanı ilan etti.
Özel vizeyle katıldı
Öncelikle Mayıs ayında Riyad'da düzenlenen bir toplantıda Trump'tan “takdir” alarak diplomatik zafer kazandı. Başına konulan 10 milyon dolarlık ödül ve Suriye’ye yönelik yaptırımlar kaldırıldı. 1967 yılından bu yana BM Genel Kurulu toplantılarına ilk “Suriye lideri” sıfatıyla katıldı ve kendisine özel 4 günlük özel çıkarıldı. ABD, Colani ve ekibine 21-25 Eylül tarihleri arasında geçerli olacak şekilde vize verdi.
New York’a ayak basan Colani’ye, HTŞ rejiminin Dışişleri Bakanı Esad Şibani ve birçok çete eşlik etti. Colani, ilk olarak ABD'de yaşayan Suriyelilerle bir araya geldi. Görüşmede ülkedeki Suriyelileri, "Suriye Arap Cumhuriyeti'nin gerçek yüzünü yansıttıkları" için övdü ve onlara "ülkelerine hizmet etme konusundaki samimi çabaları" nedeniyle teşekkür etti. İsrail medyası, katılımcılar arasında Suriyeli 11 Yahudi’nin de olduğunu, bu kişilerden Haham Yusuf Hamra'nın, “Suriye'nin yeniden inşasına katkı” amacıyla 100 bin dolar bağışta bulunduğunu yazdı.
Trump’la doğrudan görüşmek istiyor
21 Eylül'de Amerikan CBS News televizyonuna röportaj veren Colani, Trump'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararını "hızlı, cesur ve tarihi bir adım" olarak nitelendirerek övdü. Trump’la bir kez daha görüşmek istediğini, söyledi ve ekledi: “Suriye ile ABD arasında birçok önemli konuyu görüşmek istiyoruz. İlişkiler doğrudan ve olumlu bir şekilde yeniden kurulmalıdır.” Uluslararası topluma da Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları kaldırma çağrısı yaptı. “Dünya Suriye'yi yüzüstü bıraktı ama bugün yardım edebilir” diye ekledi.
Irak, TC ve Suriye için riskmiş!
22 Eylül'de ise CIA eski başkanı ve Irak’taki ABD Merkez Komutanı David Petraeus'un moderatörlüğünde Concordia Zirvesi'nde “demokrasi ve güvenlik” konulu bir sempozyuma katıldı. Sempozyum öncesi açıklama yapan Colani, Şam ordusunun deneyimlerinden yararlanmak için Demokratik Suriye Güçleri’ne (QSD) orduya entegre edilmesini önerdiğini, öneriyi doğrudan QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdi’ye ilettiğini belirtti. Ancak QSD’nin Kuzey ve Doğu Suriye’deki varlığının “Irak, Türkiye ve Suriye için risk oluşturduğunu” iddia etti.
CIA eski başkanı Colani hayranı çıktı
David Petraeus'la görüşmesinde dikkat çekici diyalog ortaya çıktı. Colani, adeta hiçbir suç işlememiş ve savaş suçlusu değilmiş gibi lanse edilmeye çalışıldı. Petraeus, Colani’yi “etkileyici” ve “büyüleyici” olarak tanımladı. Colani, buna karşılık “Bir zamanlar savaş alanındaydık ve şimdi diyalog alanına geçmemiz iyi oldu” dedi.
Petraeus ise, “Bir dönem ABD tarafından gözaltına alınıp 5 yıl tutuklu kaldınız. Şimdi Suriye’nin lideri olarak buradasınız. Tüm bu baskı altında nasıl dayanıyorsunuz? Düşünmek için zaman bulabiliyor musunuz? Geceleri yeterince uyuyabiliyor musunuz? Tekrar söylüyorum, ben de aynı durumu yaşadım. Ve bu gerçekten çok, çok zor” dedi ve HTŞ liderine “hayran” olduğunu ekledi. Colani, 25 yılını “savaş ve zorluklarla” geçirdiğini savundu.
Adem-i merkeziyetçiliği reddetti
Burada da QSD’yi hedef alan Colani, Demokratik Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyetçilik projesinin “bölünme girişimi” olduğunu ve QSD’nin “bazı üyelerinin kontrol edilemediğini” iddia etti. Colani, bu iddialarla son bir haftadır Dêr Hafir-Halep hattında anlaşmayı ihlal ederek QSD’ye saldıran çetelerini uluslararası tepkilere karşı korumaya çalışarak, Kürt güçlerini suçlamaya çalıştı.
Barrack: Suriye-İsrail anlaşması yakın
David Petraeus'la görüşmesinde İsrail’e de mesaj veren Colani, “Ateşkes yolunda ilerliyoruz. İsrail üzerinde anlaşılan hususlara bağlı kalırsa müzakereler ilerleyebilir. Asıl soru, İsrail’in güvenlik endişeleri mi yoksa yayılmacı emelleri mi olduğudur” dedi.
Colani, anlaşmaya hazır olduklarını ve sorun çıkarmadıklarını ancak İsrail’in niyetinden emin olamadıklarını söyledi: "İsrail'in müzakereleri oyalaması ve hava sahamızı ihlal edip topraklarımıza girmekte ısrar etmesi riskler barındırıyor.”
BM Genel Kurulu toplantıları sırasında gazetecilere konuya ilişkin açıklama yapan ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ise bir anlaşmanın "yakın" olduğunu ifade etti. Barrack, müzakere edilen anlaşmanın “İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarını durdurması karşılığında Suriye'nin İsrail sınırına yakın bölgelere silahsızlandırmasını” öngördüğünü belirtti.
Colani, daha sonra ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yla görüştü. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "İki taraf, devam eden terörle mücadele çabaları, kayıp Amerikalıların bulunması için yapılan çalışmalar ve bölgesel güvenliğin artırılmasına yönelik çabalar kapsamında İsrail-Suriye ilişkilerinin önemi hakkında görüş alışverişinde bulundu" denildi. HABER MERKEZİ












