CPT’yi harekete geçirmeli

İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan

İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan

  • İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerinin şartlı salıverilme süresinin olmamasından yani „umut hakkı“nın olmamasından kaynaklı olarak AİHM’in Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararını hatırlatarak, Türkiye’nin mutlaka ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerine makul bir sürede tahliye olacakları tarihi bildirmek durumunda olduğunu hatırlattı. 

Bakanlar Komitesi’nin genellikle iki tür tavsiyede bulunduğunu; bunların da bireysel ve genel politika önlemler olduğunu anımsatan Türkdoğan, şöyle izah etti: “Bakanlar Komitesi de CPT’yi adres gösteriyorsa yapılması gereken şey CPT’nin bu ziyaretleri gerçekleştirmesidir. Ondan da önemlisi mutlaka ama mutlaka avukat ve aile görüşlerinin yapılmasının sağlanması gerekiyor ama başvuru konusu olay bu olmadığı için Komite çok fazla o kısma dair görüşlerini belirtmemiş. Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerinin tahliye edilebilmesi için genel politika önlemlerinin alınması gerekiyor. Burada da Meclis’e ve hükümet görev düşüyor. Bakanlar Komitesi bu konuda Türkiye’nin özellikle Eylül 2022’ye kadar mutlaka kabul edilebilir, anlaşılabilir bir eylem planı sunmasını istiyor. Bu kararla Türkiye’nin yaptığı savunmalarının yeterli olmadığı sonucu ortaya çıkıyor. Hatta Komite, Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlü sayısının ne olduğunu soruyor. Hükümetin bu konuda bilgi vermediğini belirtiyor ve eleştiriyor.” 

Bakanlar Komitesi’ne ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlü sayısına dair gerçek bilgi verilmesi halinde durumun ne kadar vahim olduğunun ortaya çıkacağını vurgulayan Türkdoğan, bu sayının binlere ulaştığına dikkat çekti. Türkdoğan, şunları söyledi: “Bakanlar Komitesi’nin kararları bu şekilde gündemine alması önemli ve gelecek yıla kadar da Türkiye’ye anlaşılabilir, uygulanabilir bir eylem planı sunmasını istediği için artık bunun anlamı şu; her yıl bu kararlar gündeme alınacak ve sürekli olarak takip edilecektir. Bu bakımdan kararın kısmen de olsa sürece katkısı olduğu görüşündeyim. Türkiye, sadece Abdullah Öcalan’a uygulamak için çıkardığı bir hukuk garabetini, şimdi binlerce insana uygulamak durumuyla karşı karşıya. Dolayısıyla bunun tıpkı İmralı Adası’ndaki hukuka aykırılıklar nasıl Türkiye’ye yayıldıysa bir kişiyle ilgili infaz rejimi de binlerce kişiye uygulanır bir noktaya geldi. Bunun sürdürülebilir bir yanı yok. Belki bu süreçte Türkiye’nin sunacağı yeni yol haritasına karşı sivil örgütler olarak bizler de durumun ne olduğunu Komite’ye yeniden bildireceğiz, sürecin yakın takipçisi olacağız. CPT’yi tekrar göreve davet etmek gerekiyor.” 

Verilen kararla beraber İmralı Cezaevi’nin ve özel olarak Abdullah Öcalan’ın durumunun Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gündeminden hiçbir şekilde düşmeyeceğinin altını çizen Türkdoğan, şunları ekledi: “Biz de her aşamada bilgilendirme yapabiliriz. Bu yol açık. Bundan sonraki süreçte bize de düşen daha çok bilgilendirmek. Dolayısıyla süreci bu şekilde izleyeceğiz ve hükümetin beyanlarına veya sunacağı eylem planlarına göre biz de görüşlerimizi ileteceğiz. Bu aşamada anladığım kadarıyla CPT’yi de harekete geçirmek gerekiyor. Bakanlar Komitesi de orayı adres gösteriyor. Aynı zamanda bu konu Meclis’in de gündeminden hiç eksik olmamalı. Böyle olduğu takdirde hükümetin de rahatlıkla kendi mekanizmalarını harekete geçireceğine inanıyorum. Bunlar hukuken mümkün ama ilgili kurumların siyaseten bunun bedellerini de göze almaları gerekiyor. Çünkü yasa bu yetkiyi veriyor.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.