Defnettikleri mezarlığa sığındılar
Meryem Dadaloğlu, Mehmet Doğanlı
- Depremden sonra 8 gün boyunca köyün mezarlığında sabahlayan Davutlar Mahallesi sakinleri, enkazdaki yakınlarını kiraladıkları iş makineleriyle çıkarıp toprağa verdi.
Depremin merkez üssü olan Pazarcık'ın kırsal mahallesi Davutlar’da, 48 evin 46’sı ya çöktü ya da ağır hasar aldı. Depremden sağ kurtulabilen 65 kişiye, 5 genç tarafından cemevinin bahçesinde kurulan çadırlarla barınma sağlandı. Aynı mahalleden 5 genç, kendi imkanlarıyla çok sayıda kişiyi kurtarırken, enkazdan çıkarılamayan 8 kişinin cenazesi Narlı Mahallesi'nden getirilen iş makinasıyla çıkarıldıktan sonra defnedildi. Hayatta kalan mahalleliler ise depremden sonraki ilk 8 gün ve geceyi yakınlarını defnettikleri mezarlıkta geçirdi.
Enkazdan yaralı olarak çıkarılan Mehmet Doğanlı, depremde eşini ve 5 yakınını kaybetti. Doğanlı, mahalledeki gençlerin çabasıyla bir hafta sonra kurtarılabildiğini belirtti.
Hükümet hiç gelmedi
Mahalle sakinlerinden 84 yaşındaki Meryem Dadaloğlu, şunları söyledi: “Vücudumun yarısına kadar dört saat boyunca molozlar içinde kaldım. Köylüler gelip bizi çıkardı. 8 kişi köyümüzden öldü. Kurtarıldıktan sonra köyün cemevine geldik. Oradan da köy mezarlığında kurulan barakada battaniyelere sarılarak, sandalyelerde 7-8 gün yaşadık. Sonrasında gençler cemevinin bahçesine çadır kurdu ve bizi yerleştirdi. Çocuklar bize baktı. Hükümet bize hiç bakmadı ve hiç gelmedi. Burayı gençlerimiz kurdu.”
Çöken evinden kendi imkanlarıyla çıktığını söyleyen Ökkeş Kaynar da, şimdiye kadar herhangi bir destek görmediklerini dile getirdi.
Mahalleli gençlerin balyozlarla kırdıkları enkazdan 5 kişiyi kurtardığını aktaran Ali Hazır, yaşamını yitirenleri ise yakınlarının ödediği parayla kiralanan iş makineleriyle enkazdan çıkarıp toprağa verdiklerini söyledi. Deprem sabahını cemevinin önünde geçirdiklerini söyleyen Hazır, ardından yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Kar ve yağmur yağıyordu. Bir köylümüz mezarlıkta 20-30 metre uzunluğunda, 6-7 metre genişliğinde bir çatı yapmıştı. Çatının etrafına da brandalar sererek, cemevindeki büyük sobalarımızı da oraya götürdük ve kurduk. Hepimiz 8 gün boyunca sandalyelerde ve battaniyelere sarılarak, yaşamımızı sürdürdük. Birebir valilik ve kaymakamlık tarafından gönderilen herhangi bir yardım yok.”
