Değişimin belirleyici gücüyüz

Dosya Haberleri —

Murat Kalmaz

Murat Kalmaz

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, yerel seçimlere ilişkin Yeni Özgür Politika’nın sorularını yanıtladı:

  • “Küçükçekmece, Avcılar, Adalar ve Sancaktepe gibi ilçelerde belediyelerin el değiştirme noktasında belirleyici gücüz. İttifak yaptığımız güçlerle ve yerel dinamiklerle yaptığımız tartışmalar sonuçlandıkça adaylarımızı açıklayacağız.” 
  • “Kent uzlaşısı sadece bir araya gelip bir belediyeyi kazanma meselesi değildir. Kürt halkının temel hassasiyetleri var. Seçime girerken on binlerce tutuklusu olan, yüzlerce seçilmişinin hapishanelerde olduğu gerçeğini görmeyen bir muhalefetle kent uzlaşısını gerçekleştirmemiz mümkün değil.”
  • İttifak politikalarında ilkeli bir duruş sergilediklerinin altına çizen Kaymaz: “Kürt’ün acısını hissetmeyen, savaş politikalarına karşı çıkmayan, Sayın Öcalan üzerinde devam eden ağır tecridi, bir bütünen Kürtler üzerinde uygulanan faşizan politikaları görmeyen, seçim malzemesine dönüşür.”

ERDOĞAN ALAYUMAT

Yerel seçimler için geri sayım başladı. 31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimler öncesi adaylar da belli olmaya başladı. AKP-MHP iktidar bloku İstanbul adayını açıklarken, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adayı oldu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP’nin adayı olurken, seçimlerde stratejik rol oynayan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) ise İstanbul’da aday çıkarıp çıkarmayacağı yönündeki tartışmalar ise sürüyor. İstanbul’un Esenyurt, Avcılar, Adalar ve Sultanbeyli ilçelerinde kendi adayları ile seçime gireceğini açıklayan DEM Parti’nin büyükşehir ve diğer ilçeler için ise görüşmelerinin devam ettiği öğrenildi. Sorularımızı yanıtlayan DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, 2019 yerel seçimleri ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı olarak 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde kazanmak üzerinden bir strateji izleyeceklerini söyledi.

Yerel seçimlere az bir zaman kaldı. Seçimlerin en önemli merkezlerinde biri de İstanbul. Önceki seçimlerde Kürt seçmenin oyları ile CHP İstanbul’da seçimleri kazandı. Kürt seçmen ve DEM Parti’nin İstanbul’da nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Hem iktidar hem de muhalefet için İstanbul seçimleri, genel politikasını belirleyen bir konumda olacak. İstanbul’u kim alırsa alsın seçim zaferini bunun üzerinden ilan edecektir. Dolayısı ile İstanbul, hem muhalefet hem de iktidar için çok önemli bir kent olma özelliğini taşıyor. En büyük Kürt kenti olma özelliğine sahip olan İstanbul, bizim açımızdan da seçimlerde kritik bir öneme sahip. Bizim de bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. Bildiğiniz gibi parti merkezimiz İstanbul’un 4 ilçesinde kendi adaylarımızla gireceğimize dair bir açıklama yapmıştı. Bu dört ilçede esas aldığımız şey daha çok kent uzlaşısıdır. Esenyurt, Adalar, Avcılar ve Sultanbeyli ilçelerinde bu kararı aldık ama bu ilçelerde kent uzlaşısı perspektifi ile hareket edeceğiz. Bunun alt yapısını her ilçenin tüm dinamiklerini katarak adaylarımızı belirleyeceğiz ve seçimlerde bu uzlaşıyı temel alarak gireceğiz.

Yöre dernekleri, sivil toplum örgütleri, sol ve sosyalist güçlerin olduğu ilçelerde kent uzlaşısı bütünlüğünü ele aldığımız bir süreci devreye sokacağız. Bu anlamda çalışmalarımız başladı. İstanbul’da seçim koordinasyon merkezimizi kurduk. Pek çok kesimle görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki süreçte genel seçim politikamızın netleşmesi ile birlikte adaylarımızı belirleyeceğiz.

Önceki seçimde İstanbul’da iktidara kaybettiren bir seçim stratejisi izlediniz. Bu seçimde iktidar partisi olmak üzere birçok kesimin gözü kulağı partinizin izleyeceği seçim stratejisine kitlenmiş durumda. Bir röportajınızda “Bedelsiz kimseye tek bir oy vermeyeceğiz” demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?

Biz bir önceki seçimleri genel anlamda iktidara kaybettirme üzerinden kurduğumuz denklem üzerinden götürmüştük. Dolayısıyla bizim açımızdan kazanımları olan bir süreçti. Kürtlerin Türkiye’nin değişimi ve dönüşümü, faşizmden kurtulmak açısından yapmış olduğu fedakarlık tüm kesimler tarafından görüldü. Şu da çok net bir biçimde görüldü, iktidara Kürtler kaybettirdi ve muhalefete de Kürtler kazandırdı. Bu çok önemlidir. Bu süreçte de partimizin stratejik bir konumda olmasının nedeni önceki seçimlerde ortaya koyduğumuz politikadan kaynaklı. Bu seçimlerde daha çok kazanmaya dönük bir politikayı esas alacağız.

Bu nasıl olacak?

Şöyle, biz bu süreci kazan kazan olarak formüle ediyoruz. Biz gücümüzün olduğu her yerde kendi adaylarımızı çıkararak kazanma eksenli bir çalışma yürüteceğiz. Bazı bölgelerde kent uzlaşısı çerçevesinde kazanımlarımızı öne çıkaran bir politika izleyeceğiz. Ortaya koyduğumuz kent uzlaşısı çerçevesine uyan, genel politikalarımıza, stratejimize, halkımızın beklentileri, yerel dinamiklerin ve demokratik yerel yönetimlerin nasıl olması gerektiği konusunda ortaklaşan herkesle bu kazanımları bütünleştirerek süreci yürüteceğiz. Bizim koşulsuz tek bir oyumuzun olmadığından kastımız budur. Kazanımlarımızı esas alan bir noktada seçim sürecini yürüteceğiz.

İstanbul’un Esenyurt, Adalar, Avcılar ve Sultanbeyli ilçelerinde kendi adaylarınızla seçime gireme kararı aldınız. Bu ilçeler gerek muhalefet gerekse de iktidar için de çok kritik ilçeler. Kendi adaylarınızı çıkaracağınız bu ilçeleri neye göre belirlediniz?

Her şeyden önce bu ilçelerde potansiyel gücümüz var. Örneğin Esenyurt ilçesinde kazananı belirleyen biziz. Bunun dışında İstanbul’da Kürt nüfusunun en fazla olduğu ilçelerin başında geliyor. Dolayısıyla her zaman iddialı olduğumuz bir ilçe. Bu gücümüzden dolayı bu ilçeler belirlendi. Elbette ki İstanbul’daki gücümüz bu ilçelerle sınırlı değil. Biz bütün ilçelerde seçimi belirleyen bir konumdayız. Örneğin Küçükçekmece, Avcılar, Adalar ve Sancaktepe gibi ilçelerde belediyelerin el değiştirme noktasında belirleyici gücüz. İttifak yaptığımız güçlerle ve yerel dinamiklerle yaptığımız tartışmalar sonuçlandıkça peyder pey diğer ilçelerde de adaylarımızı açıklayacağız.     

İstanbul’da belli başlı hazırlıklarınızın olduğunu söylediniz ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi için netleşen bir stratejinin olmadığını görüyoruz. Aday çıkarılması ya da ittifak konusunda henüz net bir durum yok. “Kapımız herekse açık” diyorsunuz. İstanbul özgülünde gerek iktidar partisi gerekse de muhalefet partisilerinden kimse size geldi mi?

İttifak tartışmaları daha çok genel merkez düzeyinde yapılıyor. Genel anlamda muhalefetin halen yeterince cesaretli olmadığı gerçekliği karşımızda duruyor. Daha cesur adımlar atması gerekiyor. Sadece yerel seçimlerle ilgili değil genel anlamda daha çok cesur adımlar atması, daha çok şeffaf olması yönünde beklentimiz var. Ancak içine girdiğimiz bir yerel seçim var. Bundan kaynaklı bazı konuların daha yerelden ele alınması noktasında bir yaklaşım da var. Bu yönlü ilçeler boyutuyla belli başlı talepler gelişebiliyor. Daha önce de belirttiğim gibi genel politikalar belirlenmediği için biz de henüz net bir şey söyleyemiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde eşbaşkanlar düzeyinde “Artık kaybettiren değil kazanan bir noktada olacağız” şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu anlamda İstanbul’da nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Herkesin gücü oranında kazanım elde ettiği bir strateji izleyeceğiz. Mesela Esenyurt ilçesinde önemli bir oranda oyumuz var. Geçen seçimlerde biz CHP’yi destekledik ve CHP kazandı. Bu kez onlar bizi desteklesinler. Bu sefer bağrına taş basan biz olmayacağız. Bu sefer bağrımıza taş basarak birilerinin kazanması için bir çalışma içerisinde olmayacağız. Kazanımlarımızı esas alan bir noktada duracağız. CHP gerçekten değişim dönüşüm istiyorsa ya da bu konuda fedakarlık yapmak istiyorsa bizden beklenen o fedakarlığı kendilerinin de yapması gerekiyor. Örneğin bizim güçlü olduğumuz yerlerde bizim adayımız desteklenir başka bir yerde onların adayı desteklenir. Ya da demin de bahsettiğim kent uzlaşısı üzerinden bir aday belirlenir tüm parti ve yapılar o aday etrafında seçime girer.

Son yapılan genel seçimlerden sonra İstanbul’da da halk toplantıları ile eleştiri ve özeleştiri süreci yaşandı. Buradan çıkan sonuçlara göre; yerel seçimlere ilişkin halkın eğilimi ne yönde oldu? Halkın bu seçim için partinizden beklentisi nedir?

Genel anlamda formüle ettiğimiz kazan kazan politikası halkın genel beklentileri üzerinden ortaya çıkan bir stratejidir. Biz önceki seçimlerde merkezi bir politika belirledik ve kaybettirme ekseni üzerinden seçime girdik. Kaybettirdik de. Ama bu sefer halkımızın beklentisi şudur, “Ben kazanım elde ediyorsam ben varım. Kazanım elde etmiyorsam başkalarının kazanımı beni ilgilendirmiyor”. Biz de çıkan bu sonuç üzerinden bir strateji belirledik. Biz bir kazanım elde edeceksek kazanımlarımızı pekiştireceğiz ancak kazanım elde etmediğimiz bir stratejinin içerisinde olmayacağız. Tavrımız çok nettir. Biz kimseye kazandırma eksenli ya da birilerine kaybettirme eksenli bir politika belirlemeyeceğiz.

Yerel düzeyde gerek iktidar partisi gerekse de muhalefet partilerinden şimdiye kadar bir görüşme talebi oldu mu?

Bu anlamda muhalefet cephesinden ilçeler düzeyinde belediye başkanlığı aday adayları üzerinden görüşme talepleri var. Genel politikamız henüz belli olmadığı için bu tür görüşmeleri yapmıyoruz. İktidar partisinden gelen bir görüşme talebi ise henüz yok.

Seçimlere giderken Kürt sorununda gelinen nokta, giderek derinleşen tecrit politikası, partinize dönük baskılar artmış durumda. Muhalefetin partinize dönük baskılar, Kürt sorununa ve tecrit politikasına yaklaşımı bahsettiğiniz kent uzlaşısında ne kadar belirleyici olacak?

Kesinlikle belirleyici olacak. Birilerinin kazanımı Kürt halkının genel talepleri üzerinden gelişecek. Bu nedir? Tecrit, Kürt halkının kazanımları, Rojavaya dönük saldırılar, Sayın Öcalan ile görüşmelerin sağlanması ve bu anlamda Kürtlerin hassasiyetlerine yaklaşım ile kent uzlaşısı sağlanabilir. Kent uzlaşısı sadece bir araya gelip bir belediyeyi kazanma meselesi değildir. Ülkenin bir bütünü anlamında yaşanan en temel sorunlar üzerinden bir uzlaşı gerçekleşirse güçlü bir kazanım elde edebiliriz. Kürt halkının temel hassasiyetleri var. Seçime girerken on binlerce tutuklusu olan, seçilmiş belediye başkanlarından milletvekillerine kadar yüzlerce seçilmişinin hapishanelerde olduğu gerçeğini görmeyen bir muhalefetle kent uzlaşısını gerçekleştirmemiz mümkün değil. Muhalefetin bu hassasiyetleri gören bir noktada durması gerekiyor. Muhalefet cesur adımlar atmalı dediğim şey tam da bu hassasiyetler üzerinden olmalıdır.

Türkiye’de sadece Kürt hassasiyetleri de değil mesela Alevilerin yaşadığı sorunlar, Ermeniler, Rumlar ve diğer etnik kimlik ve inançların yaşadığı sorunlar var. Bu anlamda çözüme dair cesur adımlar atılabilinirse Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından büyük bir adım atılmış olacaktır. Bu anlamda fazlasıyla beklentimiz var. Kürdün acısını hissetmeyen, savaş politikalarına karşı çıkmayan, Sayın Öcalan üzerinde devam eden ağır tecridi, bir bütünen Kürtler üzerinde uygulanan faşizan politikaları görmeyen, Alevinin sorununu görmeyen, diğer halkların sorunlarına duyarlı olmayan ve bu sorunları kendine dert edinmeyen bir muhalefetle gerçekleştireceğimiz bir ittifak ya da kent uzlaşısı 3 aylık bir seçim malzemesine dönüşür bu da Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmet etmeyen bir noktada olur.

Kendi bileşenleriniz dışında hali hazırda oluşturduğunuz Emek ve Özgürlük İttifakı var. Yerel seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı nerede duruyor?

İttifaklar bizim vazgeçilmez politikamızdır. Tartışılan ve eleştirilen yanları oldu ancak Emek ve Özgürlük İttifakı hala devam ediyor. Kimi yerlerde bu ittifakta yer alan siyasi partilerle seçime gireceğiz kimi yerlerde ise siyasi partiler dışında emek ve özgürlük güçleri ve toplumun diğer dinamikleri ile seçimlere gireceğiz. Sonuç itibari ile bir önceki seçimde ittifak kurduğumuz bütün güçlerle bu seçimleri birlikte girme noktasında hemfikiriz.

Emek ve Özgürlük İttifakında yer alan tüm partilerle tam bir uzlaşı sağlandı mı?

Bunun da tartışmaları devam ediyor hala. İttifak bileşenleri ile tartışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde hem ittifak bileşenleri ve kendi bileşenlerimiz hem de diğer demokrasi güçleri ile yerel düzeyde güçlü bir toplantı gerçekleştireceğiz. Ancak merkezi düzeyde devam eden tartışmalar henüz bitmediği için somut bir şey söylemem doğru olmaz ama bir haftaya kadar merkezi düzeyde bazı şeyler daha da netleşecektir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.