Tunceli Cemevi, Düşkünevi!

Toplum/Yaşam Haberleri —

.

.

  • Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen: “Tunceli Cemevi, Türk Diyaneti’nin bir şubesi gibi çalışıyor. Dersim’i köklerinden koparmaya çalışıyorlar. Sert bir şekilde üstümüze geliyorlar ama Dersimler buna karşı dirençli olacaklar.”
  • Türk devleti, Dersim’de Kürt Aleviliğine son dönemlerde eş zamanlı bir saldırı başlattı. Türk Diyanet’i Kürt Aleviliği’ni kuşatıp Türk İslamcılığının bir kolu, tarikatı haline dönüştürmek istiyor. Bunu da Diyanet’in ‘Alevi dedeleri’ eliyle yapıyor.

BARIŞ KOP 
İSTANBUL/PİRHA

Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen, Türk Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Tunceli Cemevi ziyaretine tepki göstererek, “Dersim Cemevi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dersim, Tunceli şubesi gibi çalışarak, valilik, üniversite, Diyanet, birçok tarikat ve cemaatle işbirliği yaparak, Dersim’i kendi köklerinden koparmaya çalışıyor. Sert bir şekilde üstümüze geliyorlar ama Dersimler de bu konuda buna karşı dirençli olacaklar” dedi.

Türk Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş 10 Haziran günü Dersim’e gitti. Munzur Üniversitesi yerleşkesinde yapımı tamamlanan Hz. Ali Camii’nin açılışını gerçekleştiren Erbaş, daha sonra Hacı Bektaş Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Tunceli Cemevi’ni ziyaret etti.
Erbaş’ın ziyaretine tepki gösteren Dersim Dernekleri Federasyonu’na bağlı Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen, “Tunceli Cemevi, Diyanet’in şubesi gibi, Dersim’i köklerinden koparmaya çalışıyor” dedi.

Munzur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen

‘Dersim Aleviliğini farklılaştırma’
Şen, Ali Erbaş’ın Dersim’e dört yıl önce de gittiğini hatırlatarak, şunları söyledi: “Erbaş daha önce Dersim’e gelmişti ve Cemevi’nde yaptığı toplantıda söylediği bir söz vardır. Dersim Aleviliğinin dönüştürülmesi, farklılaştırılması gerektiğini söylemişti. Aslında o günden bugünlerin işaretini vermişlerdi. Asimilasyon politikalarına karşı o gün bir mücadele başlatılmıştı. Fakat çok fazla sesimizi duyuramamıştık. Erbaş’ın dört yıl önceki ziyaretinden sonra Munzur Üniversitesi adeta tarikatların ve cemaatlerin merkezi haline geldi. Rektör eliyle Dersim’de hiç tabanı, hiçbir örgütlenmesi olmayan sadece oradaki memurlar tarafından açılan vakıflar ve cemaatlerin evleri oluşmaya başladı. Bu da yapılmak istenen bu asimilasyon politikalarıydı.

Munzur Gözeleri’nin peyzaj düzenlemesi, Halvori Gözeleri’nin turizme açılma çabaları…. Ayrıca Fırat Kalkınma Ajansı’yla birçok ziyaretlerde Düzgün Baba’da, Sarı Saltık’ta, birçok yerde yapılmak istenen dönüşüm, Dersim’in tarihsel köklerinden, inancından koparılma harekatıydı. Ali Erbaş’ın son ziyareti de bunu gün yüzüne çıkarttı.’’

Tek tipleştirme
Dersim’de yapılanların devletin tek tipleşme sürecinin devamı olarak gördüklerini ifade eden Şen, “Dersimlilerin büyük çoğunluğu bu asimilasyon politikalarına karşılar ve her gün seslerini yükseltmektedirler. Ancak Dersim Cemevi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dersim, Tunceli şubesi gibi çalışarak valilik, üniversite, Diyanet, birçok tarikat ve cemaatle işbirliği yaparak Dersim’i kendi köklerinden koparmaya çalışıyor” dedi.

Sünnileştirme, şiileştirme
Şen, Dersimlilerin asimilasyon girişimlerine karşı direnç gösterdiğini belirtti ve ekledi:
“Bu konuda bütün Dersimlilere sorumluluklar düşüyor. Fettullah Gülen cemaat örgütlenmesi yapmak istemişti. 500 tane kurban göndererek kurban bayramında kesilmesini istemişlerdi. Dersimliler bunu reddettiler. Dersimliler bugün de aslında kendilerine dayatılan bu asimilasyon tektipleştirme, sünnileştirme, şiileştirme projelerine karşı bir direnç gösterecektir. Kendi köklerine sarılacaklardır. Kimsenin bundan bir kuşkusu olmasın. Burada bu asimilasyona karşı direnç gösterenleri terörist ilan edilmesi, başka yaftalamalara alınması Dersim halkının da yüreğinde derin yaralar bırakmıştır. Çıksınlar Dersim merkeze sorsunlar bakalım kaç tanesi bu politikalara “evet” diyecek. Kesinlikle hiçbir ilinde hiçbir ilçesinde, hiçbir köyünde bu asimilasyon politikalarına “evet” diyecek hiç kimse yok.’’

Dersim’e eş zamanlı saldırı
Dersim’e eş zamanlı bir saldırının yapıldığını kaydeden Şen, “Esasında bu köylerin bombalanması, yasaklanması, maden şirketlerinin önünün açılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın buraya gelmesi; kendi dillerinde ve inançlarında deyiş söyleyen birçok Dersimli sanatçının konserlerinin yasaklanması, Dersim Dernekleri Federasyonu’nun 32 yıldır İstanbul’da ve Anadolu’nun farklı illerinde yaptığı pikniklerin yasaklanması politikalarını bir bütün olarak görüyoruz. Yani henüz Dersim’i ehlileştiremediklerini, tek tipleştiremediklerinin farkındalar. Sert bir şekilde üstümüze geliyorlar ama Dersimler de bu konuda buna karşı dirençli olacaklar” diye konuştu.

“Yok edemedikleri Aleviliği kendi içerisinde kuşatıp İslamiyet’in bir inancı, tarikatı haline dönüştürmek isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız.”

Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF) Eşit Başkanı Mehmet Gündüz


Devletin Alevisi olmayacağız

Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu (FUAF) Eşit Başkanı Mehmet Gündüz, Türk devletinin Aleviliği, İslamiyet’in bir tarikatı haline dönüştürmek istediğini vurguladı.
Mehmet Gündüz, Türk Diyanet’in yürüttüğü politikanın “imha ve inkar olgusu” üzerine kurulu olduğunu ifade etti.
PİRHA’dan Eren Güven’e konuşan Gündüz şunları belirtti: “Bunu Aleviler, diğer inanç ve kimlikler üzerinde yıllardır sürdürülen bir çalışmanın parçası olduğunu görmekteyim. Burada esas itibari ile devletin Alevisi olmayı dayatmaktadırlar. Düne kadar gerek Cumhurbaşkanı gerek bakanlar, gerekse de Diyanetin açıklamalarında cemevlerini ‘Cümbüş evleri’ olarak görenlerin bugün ‘cümbüş evlerinde’ hangi Alevilikle ve hangi İslam adı altında buraların önünde gelip hareket ettiklerinin altını görmek lazım. Kendi inançlarını yaşamak isteyen Alevilerin dağıtılıp, bugün artık katliamlarla, tutuklamalarla yok edemedikleri Aleviliği kendi içerisinde kuşatıp İslamiyet’in bir inancı, tarikatı haline dönüştürmek isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Biz, Aleviliğin İslam’ın, Kürtlüğün, Türklüğün, Araplaşmanın ya da bir Hristiyanlığın değil, Aleviliğin kendi özünde, sözünde bir inanç olduğuna inanıyoruz.’’ 

 

Türk Diyanet’i Dersim’de ne yapıyor?

* Dersim’de birçok Ocakzade Alevi dedeleriyle kurulmuş çıkar ilişkileri Türk Diyaneti’nin rahat hareket etmesine zemin sağlıyor.

* Gri Pasaport taşıyan dedelerin yüzde 90’nın Dersimli olması tesadüf değildir.

* Yine Diyanet ve Cem vakfı organizasyonu ile Hacca gönderilen dedelerin çoğunlukla Dersimli olması dikkat çekici.

* Diyanet İşleri Başkanlığı tarafında ziyaret edilen ve Kuran dağıtılan dedelerin çoğu Dersimli.

* Dersim Cemevi Başkanı ve Dedesi Ali Ekber Yurt’a, Diyanet Başkanının Kur'an hediye ederek, “Kur'an-ı Kerim-Cami ve Sünnet”i hatırlattı.

* Elinde Kur’an Dersimli dedeler, Alevi Ocaklarını ve cemevlerini dolaşarak Alevileri Kuran-Sünnet ve Camiye davet ediyor. Dedelere Kur’anı öptürmesi, İslamcılık çatısı altında birliğe davet etmesi Türk Diyaneti’nin yakın zamanda dikkat çeken faaliyetleri oldu.

* Bir ilk diye sunulan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, İzzettin Doğan ile birlikte olarak, Dersim Cemevi’nde posta oturtulması da tesadüf değildi.

* Türk Diyanet’i, Alevileri Emevi camiisine davet ederken, Şiiler Ehlibeyt camiindeki “Ali Algısı” üzerinden Alevileri, Ehlibeyt camisine davetlerini de Dersimli dedeleri kullanarak yapıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.