Devlet failleri koruyor, katliamlar artıyor
Kadın Haberleri —
- Kadın katliamı faillerinin devlet tarafından korunduğunu ve 6248 sayılı kanunun hedef halinde olmasının bunun somut örneklerinden biri olduğunu belirten kadınlar, kadın kırımına karşı mücadelenin tek yolunun örgütlenme olduğunun altını çizdi.
Türkiye’de Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ın AKP-MHP’nin başını çektiği Cumhur İttifakı’yla Meclis’e girmesi, kadına karşı yürütülen düşman siyasetinin meşrulaştırıldığını gösteriyor.
Kadın katliamlarının, şiddetin, baskının ve tecavüzlerinin cezasız kalmasının yanında seçimle ortaya tablo saldırıların artabileceği öngörüsünü beraberinde getiriyor.
Jinnews’ten Nazlıcan Yıldız, kadını yok sayan sistemin boyutlarını Yeşil Sol Parti Merkez Yürütüme Kurulu (MYK) üyesi Nevin Aytekin, Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu (KBG) üyesi Mehtap Alişan ve Kampüs Cadıları’ndan Zilan Kubat’la konuştu.
HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin kadınlara bakış açısıyla saldırıların daha da artacağına dikkat çeken Nevin Aytekin, “Özellikle kadınlar ve LGBTİ+’lar için saldırıları başlattılar zaten son günlerde de görüyoruz. Bunun yanı sıra kadınlar artık 12-13 yaşında evlenebilir diye fetvalar vermeye başladılar” diyor.
Tüm kadınlar hedefte
Kadın örgütleri, feministler, partilerin kadın yapılanmalarının kadınlara sahip çıktığını fakat bunun yeterli olmadığını belirten Aytekin, “Devlet tarafından korunan bir yapı var” sözleriyle toplumsal mücadelenin önemine dikkat çekiyor.
Kadınlar her sokağa çıktığında gözaltına alma ve tutuklama furyasının başladığını ekleyen Aytekin, bununla tüm kadınları yok etme, susturma ve sindirmeye çalışıldığını söyledi.
Nevin Aytekin, mevcut sistemle baş etmenin tek yolunun da toplu mücadele ve örgütlenmeden geçtiğini belirtiyor.
Kadını en zayıf halka olarak görüyorlar
Kadın katliamlarının politik olduğunu ve iktidarın şu anki sistemle kadınlara daha fazla saldırdığını söyleyen Mehtap Alişan, “En zayıf halka olarak kadınları görüyor. Şunu unutmamak lazım, kadın direnci ve örgütlü mücadelesi her zaman sokakta pratiğiyle kendini ifade etti, alan yarattı. Bunu tüm kadın arkadaşlarımızla örgütlenerek, bilinçlenerek ve kolektif aklı dışarıya çıkararak hep birlikte kurduk. Elimizden birçok hakkı almak için çaba gösteriyorlar ama bunun hiçbir hükmünün olmadığını biz kadınlar sokakta söylemeye devam edeceğiz” diyor.
Her yerde kadınlarla temas kurulacak
Seçimlerin ardından kadın mücadelesinin kendi benliğini ve mücadele dilini tekrardan örmeye başladığını, KBG olarak bundan sonraki süreçlerde nasıl ilerleyeceklerini tartıştıklarını belirten Alişan, merkezden yerele, yerelden mahallelere her kadınla temas kurmayı planladıklarını kaydetti.
Alişan planlamaları ise şöyle anlattı: “Bunun içerisinde atölyeler var, sanat çalışmaları var, kitap okumaları, sinema, film. Yani kullanabileceğimiz her alanı kadın bilinciyle, öznenin kadın olduğu yerden kurmaya çalışacağız.”
Kadınlar tecavüz ve şiddete uğradığı için suçlanıyor
Zilan Kubat ise yargı bağımsızlığının Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eline geçtiğinden bu yana yargıdan çıkan kararların da daha yoğunluklu olarak kadınları cezalandıran, tecavüze, şiddete uğradığı için kadınları suçlayan türden kararlar olduğunu belirtti.
Kürdistan ve Türkiye halkının yakından takip ettiği İpek Er’in katledilmesinin ardından gelişen süreci örnek olarak veren Kubat, “Tecavüz faili Musa Orhan’a yıllardır ceza verilmiyor, Soylu tarafından korunurken Musa Orhan’ın tecavüzcü olduğunu ve cezalandırılması gerektiğini söyleyen Ezgi Mola, Farah Zeynep gibi sanatçılara erkek egemen yargı tarafından cezalar verildi. Erkek yargının verdiği kadın düşmanı kararlardan güç alan erkekler her geçen gün kadını daha fazla baskı ve tehdit altına alabiliyor” ifadelerini kullandı.
Şiddetin önü açılıyor
Kadın yönelik şiddetin anayasal güvencesi olan 6248 sayılı kanunun devletin hedefinde olduğunu kaydeden Kubat, “Şu an 6248 sayılı kanuna saldırmak demek şiddetin önünü daha da açmak ve meşrulaştırmak demektir. AKP yaratmak istediği makbul kadın profilini yaratamıyor, kadınlar buna itiraz ediyor, isyan ediyor. Bunun çözümünü ise haklarımıza saldırmakta, hayatlarımıza göz dikmekte ve bizi bu şiddet sarmalı ile sindirmeye çalışmakta görüyorlar ama tüm çabaları boşunadır” diye belirtti. HABER MERKEZİ