Diktatörün gölgesinden, özgürlüğün ışığına

Kadın Haberleri —

Sine /Direniş

Sine /Direniş

  • ‘Jin-Jiyan-Azadî’ isyanında öğrencileriyle omuz omuza mücadele eden lise müdürü Fahima Sharifi, “cesur ve dirençli bir nesil var. Bu nesil, diktatörün gölgesini mutlaka özgürlüğün ışığıyla değiştirecek” dedi.

Tahran’daki bir lisede müdür olan Fahima Sharifi, ülkede başlayan halk isyanında gençlerin rolüne dikkat çekerek, “artık hiçbir devlet bu gençleri baskı altına alamaz” diye konuştu.

İran’da geçtiğimiz yılın Eylül ayında Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından kadınlar öncülüğünde başlayan ‘Jin, Jiyan, Azadi’ isyanı toplumun çeşitli kesimlerini içine alarak devam ediyor. Protestolarda öne çıkan kesimlerden biri de öğrenciler. Zaman zaman öğretmen ve okul idarecileri de öğrencilere destek veriyor. Bu nedenle öğrencilerin yanısıra, çok sayıda eğitimci de işinden kovuldu, katledildi ya da hapse atıldı.

Geçtiğimiz günlerde Rojhilat’ın Seqiz kentinde, Öğretmenler Meslek Kurulu üyelerinden Süleyman Ebdi tutuklanmış, meslektaşları da eylemlerle tutuklamayı protesto etmişti.

Tahran’da bir lisede müdürlük yapan Fahima Sharifi, ülkede devam eden halk ayaklanmasına ilişkin JİNHA’nın sorularını yanıtladı. Sharifi, özellikle genç nesilin isyanın gidişatında önemli bir rol oynadığına dikkat çekerek, “Bugün okullarda ve üniversitelerde var olan nesil, olayları çok derin bir şekilde anlayan, tamamen farklı ve bilgili bir nesildir. Jina’nın katledilmesinin ardından öğrenciler ayaklanmaya katıldı ve özgürlük taleplerini dile getirdi. Jina’nın katledilmesi ülkede ateşi fitilleyen olaylardan biri oldu. Ve bu ateş gün geçtikçe daha büyüdü” dedi.

En güzel sahne

Öğrencilerin ilk olarak, molla rejiminin dayattığı başörtüsünü çıkararak isyanını gösterdiğini dile getiren Sharifi, devamında gelişenleri şöyle özetledi: “Başörtüsü takmadıkları için başları belaya girmeyecek şekilde tüm ulaşım hizmetlerini kontrol altına aldık ve bence en güzel sahne, okuldaki kız öğrencilerin o güzel saçlarını zorunlu başörtüsü olmadan görmekti bence. Çocuklar kitapları üzerinde bulunan Humeyni’nin fotoğraflarını yırtıp ayaklarıyla bastı. Okul duvarlarına asılı olan fotoğrafları indirildi ve bir daha asılmadı. Ofisimden bile o fotoğrafları kaldırdım.”

Okulu onlara bıraktık

Eğitmenler olarak öğrencileri engellemek değil, onların destekçileri olduklarını hatta protestolara eşlik ettiklerini ekleyen Sharifi, protestoların eğitimin içeriği ve niteliğini de etkilediğine vurgu yaptı. Sharifi, “Çocuklar okul içinde ve dışında spreyler kullanarak duvar yazılamaları yaptılar. Çocuklara engel olmadık ve okulu onlara bıraktık. Okulun tüm duvarları çocukların sloganlarıyla doluydu. Okul içinde öğrencilerin yanında olduğumuzu göstermek için bizzat kendim sloganlar yazdım, sınıf içinde ve dışında tüm öğretmenler onlara eşlik etti, sınıfa başı açık giden öğretmenler oldu. Çocukların taviz vermediği tek öğretmen din öğretmeniydi. Bu yıl üç kez din öğretmenini değiştirdim ve öğrencilerle uzlaşması ve onlara inançlarını empoze etmemesi konusunda onu uyardım. Amacımız çocukları bastırmak değildi, amacımız sadece onları korumaktı. Bölge Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmede güvenlik güçlerinin hiçbir koşulda okula girmesine izin verilmemesi gerektiğini açıkladık. Bir iki yönetici dışında herkesin görüşü ortaktı” diye belirtti.

Eylemlerde kalkan olduk

Sharifi sadece okul içinde değil okul dışında da, eylem alanlarında da öğrencilerini korumayı esas aldıklarını belirterek, “Bazen meslektaşlarımla birlikte öğrencilere canlı kalkan olduk. Böylece öğrencilerin güvenlik güçlerinin müdahalesi olmadan eylemlerini yapabilmelerini sağladık” dedi.

Geçen yılın sonbaharından bu yana çok sayıda öğrencinin tutuklandığını ve içeride hala kaç kişinin olduğunun dahi bilinmediğine dikkat çeken Sharifi, tahliye olan gençlerin ise, psikolojilerinin kötü olduğunu belirtti. Sharifi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tahliye olan kızlardan biri öylece bir köşeye bakıyor ve hiçbir şey söylemiyor ve ne yazık ki çocuklardan biri de cezaevinden çıktıktan sonra intihar etti. Tüm bu öğrencileri güvenilir psikoloğumuza yönlendirdik. Psikolog onlara hiçbir şey sormamamız gerektiğini ancak yalnız olmadıklarını hissettirmemizi istedi. Tutuklanan bir öğrenci, karanlık bir odada 24 saat boyunca dizlerinin üzerinde oturtularak yüksek bir yerden başlarına 24 saat boyunca da damla damla su damlatıldığını söyledi. Bu işkence çok basit görünebilir ama 10 dakika bile dayanamıyorsunuz. Dayanılmaz.”

Meslektaşlarıyla dayanışma içindeler

Öğretmenler olarak kendilerinin de baskı olduğunu aktaran Sharifi, şu anda cezaevinde olan meslekten atılan öğretmenlerle dayanışma içinde olduklarını ekledi. Bir grup öğretmen olarak maaşlarından bu meslaktaşları için ayırarak maddi destek olduklarını da aktardı.

Çok cesur ve dirençli bir nesil

Fahima Sharifi, son olarak Jina Aminî isyanıyla artık geri dönülmez bir yola girildiğine dikkat çekti: “Yeni nesilin daha cesur ve dirençli olduğunu görüyoruz. Bu gençleri artık hiçbir devlet baskı altına alamaz. Tüm işkencelere, tutuklamalara ve baskılara rağmen protestolar devam ediyor. Okulda artık başörtülü kız görmüyorum. Yeni nesil sadece diktatörü istemediğini söylemiyor kurallara da uymuyor. Bu nesil, diktatörün gölgesini mutlaka özgürlüğün ışığıyla değiştirecek. Bir gün kadın özgürlük hareketi etki yaratacaktır.”

LARA GEWHERÎ-JİNHA/MAHABAD

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.