Diyetiniz su kıtlığına katkıda bulunuyor mu?

Yediğimiz yiyeceklerin de su kaynakları üzerinde önemli bir etkisi var; 1 kg mercimek için sadece 6000 litre suya kıyasla, 1 kg sığır eti üretmek için yaklaşık 15.000 litre su gerekir. Bunun nedeni, öncelikle yetiştirilmesi ve işlenmesi gereken hayvanları beslemek için gereken mahsul miktarıdır.

 

Bitkilerin ve hayvanların suya ihtiyacı olduğunu biliyoruz, ancak şu anda gıda üretim sistemimizde kullanılan su miktarı, gelecek için büyük problemler biriktiriyor. 

Yediğiniz her şeyin bir su ayak izi olduğunu biliyor muydunuz? Karbon ayak izine benzer şekilde, bu, yemeğimizi büyütmek, üretmek, taşımak ve hazırlamak veya pişirmek için gereken su miktarıdır. Avokado gibi bazı bireysel ürünler, hızla büyüyen gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi geniş bir su ayak izine sahiptir.

BBC’den Rosalind Ryan’ın haberine göre sorun şu ki, su kaynaklarımız azalıyor ve uzmanlar iklim değişikliği arttıkça su kıtlığının çok daha büyük bir sorun haline geleceğini ve gıda arzını etkileyeceğini söylüyor. 

İyi haber şu ki, yediğimiz yiyecekleri değiştirmek, doğal kaynaklarımızı korumaya ve kişisel su ayak izinizi azaltmaya yardımcı olabilir.

Yiyecekler su kıtlığını nasıl etkiler?

UNESCO, çiftçilik ve tarımın şu anda dünyadaki tatlı su kullanımının yüzde 70'inden sorumlu olduğunu ve bazı gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 90'a yükseldiğini söylüyor. Küresel nüfus arttıkça bu, gıda ve su sistemlerimiz üzerindeki baskıyı da artırıyor.

Yediğimiz yiyeceklerin de su kaynakları üzerinde önemli bir etkisi var; 1 kg mercimek için sadece 6000 litre suya kıyasla, 1 kg sığır eti üretmek için yaklaşık 15.000 litre su gerekir. Bunun nedeni, öncelikle yetiştirilmesi ve işlenmesi gereken hayvanları beslemek için gereken mahsul miktarıdır.

Bazı gıdalar su kıtlığını farklı şekillerde etkiler. Örneğin, Peru'daki Ica Vadisi'ndeki endüstriyel kuşkonmaz çiftlikleri yerel su kaynaklarını kurutuyor - köylüler kuyularının kuruduğunu fark etti. Bu durum şiddete ve yolsuzluk suçlamalarına yol açarken, bölgenin küresel ısınmadan etkilenmesi ve su kıtlığının artması muhtemel.

Diğer bir faktör ise gıda israfı. BM, dünyanın gıda üretiminin üçte birinin her yıl ya kaybolduğunu ya da boşa gittiğini söylüyor, bu da boşa harcadığımız su miktarının Cenevre Gölü'nü üç kez doldurmaya yettiği anlamına geliyor. 

Su kıtlığına en iyi gelen yiyecekler nelerdir?

Su tasarrufu yapmak istiyorsanız, işe diyetinizden başlayabilirsiniz - yediklerimiz su ayak izimizin yaklaşık %50'sini oluşturur. Peki, önce hangi çok su tüketen yiyeceklere dikkat etmelisiniz?

Kırmızı et

Sığır etinin büyük bir su ayak izine sahip olduğunu tahmin etmek sizi şaşırtmayacaktır; bu gıda aynı zamanda, beslenmemiz içinde karbondioksit gibi sera gazlarının en büyük kaynağıdır. Sadece bir hamburger üretmek için 2500 litre su, 1 kg sığır eti üretmek için ise 15.000 litre su gerekiyor.

Yediğiniz kırmızı et miktarını azaltmak, bitki bazlı alternatiflere geçmek veya merada yetiştirilen - bu, ihtiyaç duydukları yem miktarını azaltır - ineklerden sığır eti yemek... bunların hepsi su ayak izinizi azaltmanıza yardımcı olabilir.  

Badem

Favori bir atıştırmalık seçeneği olabilirler, ancak bademler çok su tüketir; tek bir tanesini yetiştirmek için yaklaşık 12 litre su gerekiyor! Badem sütü de şaşırtıcı derecede yüksek su ayak izine sahiptir. Yulaf sütü için 9,6 litreye kıyasla, tek bir bardak (200ml) 74 litre suya ihtiyaç duyar.

Kaliforniya, dünyadaki bademlerin yaklaşık yüzde 80'ini sağlıyor, ancak yoğun çiftçilik, meyve bahçelerinin yağış gibi doğal yöntemler yerine sulama ile sulanması anlamına geliyor ve kuraklığa katkıda bulunuyor. Su ayak izinizi azaltmak için Kaliforniya'daki üreticilerden badem veya badem sütü satın almaktan kaçının veya sürdürülebilir çiftliklerden olup olmadıklarını kontrol edin. 

Avokado

Bu küçük yeşil meyvenin büyük bir su ayak izi var ve bazı ülkelerde kötü bir üne sahip. Su Ayak İzi Ağı, tek bir avokadonun büyümesi için 227 litre suya (60 galon) ihtiyaç duyduğunu, bir kilonun ise 2000 litre suya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Avokado, Meksika'daki ormansızlaşma ve Şili'deki kuraklık ile de bağlantılı. 

Kahve ve portakal suyu

Kahvenin de su kıtlığı izleme listesinde olması, Instagram’daki brunch pozlarına bir başka darbe. Bir fincan kahve (125ml) üretmek için 130 litre su gerekiyor. Ve kahveyi badem sütü ile alıyorsanız, latte'nizin su ayak izi daha da büyük olacaktır.

Bunun yerine biraz portakal suyu ister misiniz? Bir bardak portakal suyu (200ml), meyveyi büyütmek için gereken H2O miktarı ve ayrıca su kaynağını kirletebilecek tüm pestisitler ve gübreler dahil (bu, kullanılan toplam su miktarını artırır) 200 litre suyu kurtarabilir.

Su kıtlığıyla savaşmak için en iyi yiyecekler

Yukarıdaki tavsiyelere uymanın yanı sıra, su ayak izinizi azaltmak için diyetinizde yapabileceğiniz birkaç değişiklik daha var.

Bitki bazlı yiyecekler yiyin

Meyve, sebze, tahıl ve bakliyat alımınızı artırmak, su kıtlığıyla mücadelenin en kolay yollarından biridir. 2018'de yayınlanan dönüm noktası niteliğindeki bir çalışma, en düşük etkiye sahip hayvansal ürünlerin bile çevre üzerinde bitki bazlı ikamelere göre çok daha büyük bir etkiye sahip olduğu sonucuna vardı.

Yediğiniz yiyeceklerin soruna katkıda bulunup bulunmadığını da kontrol edin; tahıllar söz konusu olduğunda buğday, pirinç ve mısır en büyük üç su tüketicisidir. Pirinç aynı zamanda sera gazlarına en büyük katkıda bulunanlardan biridir, bu nedenle alternatif tahıllara geçin veya normal tahıllarınızın nasıl üretildiğini öğrenin.

'Tam' gıdaları tercih edin

Kek, bisküvi, hazır yemek ve gazlı içecekler gibi işlenmiş gıdalar, meyve ve sebzeler gibi tam gıdalardan daha fazla suya ihtiyaç duyar. Bunun nedeni, farklı bileşenlere, nakliyeye, paketlemeye ve muhtemelen de geri dönüşüme ihtiyaç duyan çeşitli üretim aşamalarını içermeleridir. Çok az işlenmiş doğal gıdalara bağlı kalarak, onları çiftlikten çatala getirmek için gereken su miktarını azaltabilirsiniz.

Yerel ürünler yiyin

Yurtdışında yetiştirilen ürünleri aldığımızda, aslında onların kullandığı suyu da 'sanal su' olarak bilinen bir ticaretle ithal ediyoruz. Ancak yerel olarak yetiştirilen ürünleri satın aldığınızda, su ihracatını azaltmaya, diğer ülkelerdeki su kaynaklarını korumaya ve yerel çiftçileri desteklemeye yardımcı olursunuz.  HABER MERKEZİ