• Küba’da üç salgın alarmı
• Yüzde 54’ü fikrini söyleyemiyor
• Sömürü yasası

Küba’da üç salgın alarmı

 

 

Küba’da dang humması, Oropouche ve chikungunya salgınları halkın hayatını tehlikeye atıyor.  Dang ve Oropouche ateşi 12 eyalette, chikungunya ise sekiz eyalette yayıldı.

Küba dang humması, Oropouche ateşi ve chikungunya virüslerinin eşzamanlı yayıldığı bir epidemiyolojik krizle karşı karşıya. Özellikle Matanzas eyaletinde başlayan salgın, yaz sonunda tüm ülkeye yayıldı. Yetkililer, başlangıçta hastalıkları görmezden gelirken, halk yüksek ateş, vücut ağrıları, kusma, ishal ve deri lezyonları gibi belirtilerle mücadele ediyor.

Sağlık Bakanı José Ángel Portal Miranda, geçen hafta yaptığı açıklamada, hastalıkların “yeni, nadir veya bilinmeyen” olmadığını vurguladı ve ölümleri reddetti: “Hiç kimse bir salgını veya ölümleri gizleyemez.” Ancak Çarşamba günü Havana’daki yetkililer, dang hummasından üç kişinin öldüğünü doğruladı, detay paylaşmadı. Bakan Yardımcısı Carilda Peña García, ülkede dokuz solunum virüsünün dolaştığını, akut ishal hastalıklarında artış ve A hepatiti vakaları olduğunu belirtti, ancak salgının ölçeğine dair veri sunmadı.

Resmi verilere göre, dang ve Oropouche ateşi 12 eyalette, chikungunya ise sekiz eyalette tespit edildi. Yetkililer, sıcak ve yağışlı havaların sivrisinek üremesini artırdığını söylese de, halk uzun süreli elektrik kesintileri, su eksikliği, çöp birikimi ve ilaçların yüzde 70’inin bulunmamasına tepki gösteriyor. Havana’da günlük 30.108 metreküp çöp birikiyor ve geçen yıl çöp kamyonlarının yüzde 40’ı arızalıydı. Matanzaslı aktivist Alina Bárbara López, El Pais’e yetkililerin durumu “manipüle ettiğini” ve ölümleri gizlediğini belirtti. Yerel sanatçı Sindy San Miguel Fariñas ise sanal medyada, “Gözlerimizi açmazsak, terk edilmiş sokak hayvanları gibi öleceğiz” diyerek halkı uyardı. Sağlık Bakanı, durumun “kontrol altında” olduğunu ve halkın hayatını kurtarmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Ancak hastanelerin dolup taştığı ve laboratuvar reaktifleriyle ilaç eksikliği yaşandığı rapor ediliyor. Kübalılar, diaspora topluluklarından yardım talep ederek eksiklikleri gidermeye çalışıyor. HAVANA

 

* * *

Yüzde 54’ü fikrini söyleyemiyor

Almanların yüzde 54’ü fikrini özgürce ifade edemiyor, yüzde 44’ü ise fikrini ifade ederken dikkatli olması gerektiğini düşünüyor.

Almanya'da yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre, halkın yüzde 54’ü ülkede fikrini özgürce dile getiremediğini söylüyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesinin Allensbach Kamuoyu Araştırma Enstitüsü'ne yaptırdığı ankete katılanların yüzde 44'ü, fikrini beyan ederken dikkatli olunması gerektiğini düşünüyor.

Allensbach Enstitüsü Proje Yöneticisi Thomas Petersen, araştırma ile ilgili FAZ'da kaleme aldığı makalede, "Almanya'da günümüzde, siyasi görüşünüzü özgürce dile getirebileceğinizi düşünüyor musunuz, yoksa dikkatli olmak mı gerekir?" sorusuna, yalnızca yüzde 46'lık bir kesimin, politik görüşün özgürce ifade edilebildiği yönünde yanıt verdiğini belirtti.

Bunun, 2021 yılında yapılan benzer bir araştırmada çıkan yüzde 45'lik oran ile aynı seviyede olduğunu aktaran Petersen, bu cevabı veren insanların, Alman Anayasasında güvence altına alınan ifade özgürlüğünün gerçekte var olmadığı yönünde bir görüş bildirmediklerini; daha ziyade kamusal alanda ya da medyada insanların politik olarak doğru olmadığı gerekçesiyle susturulmaya çalışıldığı görüşünde olduklarını vurguladı. 26 Eylül-10 Ekim tarihleri arasında yapılan araştırma için bin 44 kişi ile yüz yüze görüşüldüğü belirtildi. KÖLN

 

* * *

Sömürü yasası

 

 

Yunanistan’da günlük çalışma süresi 13 saate çıkarıldı. Sendikalar, yasanın işçilerin emeklerini sömüreceğine işaret ediyor.

Yunanistan Parlamentosu, ülke genelinde yoğun protestolara ve iki büyük greve rağmen, özel sektörde günlük çalışma süresini 13 saate kadar uzatılmasına olanak tanıyan yasa tasarısını kabul etti. Böylece Yunanistan, Avrupa Birliği’nde bu kadar uzun mesai saatlerine yasal izin veren ilk ülke oldu.

Yeni düzenlemeyle, özel sektörde çalışan işçiler ayda en fazla üç gün, yılda ise toplam 37 gün boyunca 13 saate kadar çalışabilecek. Yunan hükümeti, değişikliğin işgücü piyasasını “daha esnek ve verimli” hale getireceğini savunurken, sendikalar bunun çalışan haklarını zayıflatacağını ve işçilerin pazarlık gücünü azaltacağını belirtiyor. Yasa, aynı zamanda işverenlere kısa vadeli istihdamda daha fazla esneklik tanıyor ve çalışanların işverenleriyle anlaşarak haftada dört gün çalışma düzenine geçmelerine de imkan sağlıyor. Ayrıca fazla mesai yapmayı reddeden çalışanların işten çıkarılmasına karşı yasal koruma getiriliyor.

Ancak sendikalar, kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu ve maaşların düşük kaldığı bir ülkede bu düzenlemenin “işçiler aleyhine” sonuçlar doğuracağını savunuyor. Yunanistan, geçtiğimiz yıl bazı sektörlerde haftada altı gün çalışma sistemine geçerek Avrupa’nın en uzun çalışma saatlerine sahip ülkeleri arasında yerini almıştı. ATİNA