Dünya tarihinde büyük yok oluşların nedenleri hep aynı

Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —

  • İnsanlık da dünyaya bir iklim değişikliği sonucu yayıldı ve medeniyetini kurdu. Şimdi aynı medeniyet insanlığın yaşamını tehdit eden bir iklim değişikliğini tetikliyor. Unuttuğumuz küçük bir şey var, bugüne kadar Dünya’daki tüm büyük yok oluşların nedeni hep iklim değişikliği oldu.

2023 yılı, uzun yıllardan beri tartışma konusu olan iklim değişikliğinin Kuzey Yarımküreyi, özellikle de küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının atmosfere salınımından en çok sorumlu olan “gelişmiş” ülkeleri etkilemesiyle artık gündemin birinci sırasında. Bugüne kadar çevrecileri, ekoloji konusunda çalışma yürüten bilim insanlarını “felaket tellallığıyla” suçlayanlar, aynı mevsim içerisinde aşırı sıcaklar, fırtınalar, orman yangınları ve sellerle karşı karşıya kalınca seslerini kesmek zorunda kaldı.

Dünya oluştuğu andan itibaren insan yaşamına uygun bir yer değildi. İnsan toplumları tarihleri boyunca birçok iklim değişikliği sürecini yaşadı ve bu değişimlere adapte olmayı başardı.

Dünyamızın kısa bir tarihi

Dünyamız 4,6 milyar yıl yaşında. Ve bu sürecin çok büyük bir bölümünde Dünyamızdaki iklim koşulları insan yaşamı için elverişli değildi. Dünya bizim yaşamımız için uygun olma özelliğini de iklim değişikliyle kazandı. Şimdiki çabamız; doğal değil, insan faaliyetleri yüzünden oluşan küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğini geri çevirmek.

İlk insansı varlığın bundan 6,5-7 milyon yıl önce doğada yürümeye başladığı düşünülüyor. Modern insana anatomik olarak benzeyen atalarımız ise yaklaşık 500 bin yıldır Dünyada var. Son 6 bin yıldır da yazı sayesinde insanların, insan toplulukların yaşamı konusunda ayrıntılı bir fikre sahibiz. Bunu bir orana vurmak gerekirse Dünya tarihinin yaklaşık milyonda 1,5’i hakkında belli ya da ayrıntılı bilgiye ulaşabiliyoruz. Ancak bilimin gelişmesiyle Dünyamızın nasıl bugünkü halini aldığı konusu hakkında delillere sahip durumdayız.

570 milyon yıl öne ilk büyük canlılar ortaya çıktı

Dünyanın oluşmasından 3 milyar yıl sonra atmosferimiz yaşamı destekleyecek kadar oksijen içeriyordu. Bu durumu cyanobakterilerin çoğalması, volkanik patlamalar ve Dünyanın ekseni etrafında dönüşünün yavaşlaması gibi faktörlerin kombinasyonu ya da tek başına etkisiyle açıklayabiliriz. Oksijenin artışı dünyadaki iklim açısından da dramatik değişiklikler yarattı. Metanla oksijenin tepkimeye girmesi su buharı ve karbondioksit salınımını sağladı. Sera etkisi yapan gazların etkisi zayıfladı ve bütün gezegen buz ve karla kaplandı.

İlk makroskopik canlıların 570 milyon yıl önce ortaya çıktığına dair fosil kanıtlar bulunuyor. Bu tarihten sonra büyük canlı organizma patlaması yaşandı. Ancak 444 milyon yıl önce yaşanan ani soğuma Dünya üzerindeki tüm canlıların yüzde 85’inin soyunun tükenmesine neden oldu.

Bu Dünya tarihindeki büyük yok oluşlardan sadece biri ve bunun benzeri olan tüm yok oluşların tek bir ortak noktası var: İklim değişikliği.

252 milyon yıl önceki büyük yok oluş

Bilim insanları 252 milyon yıl önce Sibirya’da yaşanan bir seri devasa volkanik patlamaların toprak ve su ısısını 8-10 derece arttırdığını düşünüyor. Isı artışı Ekvatora yakın bölgelerde ise 14-18 derece arasında yaşandı. Bu iklim değişimi de deniz canlılarının büyük kısmını, kara canlılarının üçte birini ve Dünyadaki tüm ormanları yok etti.

200 milyon yıl kadar önce de benzeri bir volkanik faaliyet yaşandı. Bunun sonucunda küresel büyük bir ısınma yaşandı ve okyanuslardaki tuz oranı düştü. Buna devasa orman yangınları eşlik ederken bitki ve hayvan türlerinin büyük bir kısmı yok oldu.

İnsanlar ve iklim

Bu olayların tümü bu yazıya sığdırılamayacak kadar fazla. O yüzden hızlı bir şekilde insanların iklim değişikliği süreçlerinden etkilenme tarihine geçelim.

450 bin yıl kadar önce Avrupa kıtasının büyük bir kısmı buzullar altındaydı. Bundan 130 bin yıl kadar önce Heinrich Olayı olarak adlandırılan bir dizi katalizmik gelişme okyanuslardaki akıntıları değiştirdi ve Dünya ciddi bir şekilde ısınmaya başladı. Bu ısınma sonucunda Avrupa’nın kuzeyinde yeşil bitki örtüsü yayıldı ve deniz seviyesi bugünden 9 metre fazla bir seviyeye yükseldi. Binlerce yıl süren bu ısınma Doğu Afrika’dan Akdeniz havzasına olan insan hareketini mümkün kıldı.

73 bin yıl önce yaşanan kuraklık ve buzul dönemi nedeniyle Heinrich Olayını takip eden dönemde Levant’a yerleşen insan topluluklarının tamamen yok olduğu düşünülüyor. Bu olaya günümüz Endonezya’sındaki Toba süpervolkanının patlaması neden oldu. Bu patlama son 2 milyon yıl içinde Dünyada yaşanan en büyük volkanik olay olma unvanını koruyor. Sadece birkaç bin insanın bu dönemden sağ olarak kurtulduğu düşünülüyor.

Neanderthallerin yok oluşu

Modern insanlarla aynı dönemde yaşayan Neanderthallerin 40 bin yıl önce hızlı bir şekilde yok olmaya başlaması tarihin en gizemli olaylarından biri. Aynı dönemin Dünyada sıradışı bir soğumanın başlamasıyla kesişmesi bir tesadüf olmamalı. Bilim insanları, homo sapienslerin kötü iklim koşullarında yaşamaya daha hızlı bir şekilde adapte olduğunu Neanderthallerin ise bunu yapamayarak yok oldukları düşünülüyor. Nitekim 5 bin yıl gibi bir sürede Dünya üzerindeki tüm Neanderthallerin soyu tükendi.

Son Buzul Çağının sonu

Avrupa’yı neredeyse yaşanmaz kılan Son Buzul Çağında da kıtada yaşayan insan toplulukları ya yok oldu ya da İtalya ve İspanya’nın güney uçlarında yaşama tutunmaya çalıştı.

Bu dönemde sıcaklıklar günümüz ortalamalarından yaklaşık 21 deree daha düşüktü. Dünya genelinde deniz seviyeleri dramatik bir şekilde düştü. Bundan 22 bin yıl önce havaların kısmen ısınmaya başlamasıyla birlikte insan toplulukları yeniden Dünyanın dört bir yanına yayılmaya başladı. 11 bin 900 yıl önce de Dünya günümüzdekine benzer bir iklime sahip oldu. Fosil kayıtlar bu süreçteki ısınmanın çok hızlı olduğunu ve dünyadaki sıcaklığın 60 sene içinde 10 dereceden fazla yükseldiğini gösteriyor.

Bu dönem insan nüfusunun arttığı, sıcak ve istikrarlı dönemin geniş insan topluluklarının bir arada yaşamasına olanak verdiği, dilin ve kültürün geliştiği, günümüz insanlık uygarlığının şekillendiği bir dönem oldu.

11 bin yıla geldiğimiz zaman insanlar Antarktika haricinde, Dünyadaki tüm kıtalarda kendilerine yer buldu. Tabii bu süreç büyük trajediler, acılar, korkunç, toplu ölümlerle sonuçlanan felaketlerin ortaya çıkardığı tecrübelerle gelişti.

İnsan toplumları ne yaptı?

İnsan topluluklarının değişen iklim koşullarına adaptasyonu konusundaki en ciddi örnekler altıncı yüzyıldaki Geç Antik Küçük Buzul Çağı ve on üçüncü yüzyıldan on dokuzuncu yüzyıla kadar süren Küçük Buzul Çağı’nda gözlemlenebiliyor. Her iki dönem de birçok topluma zorluklar getirmiş olsa da, toplumların; yeni fırsatlardan yararlanarak, esnek enerji sistemlerine güvenerek, ticaretin sağladığı kaynaklardan yararlanarak, felaketlere etkili bir şekilde yanıt verdiğini veya yeni ortamlara göç ederek uyum sağladığını görüyoruz.

Geç Roma dönemi Doğu Akdeniz'inin başarı öyküsü, olumsuz iklim koşullarının mutlaka çöküşe ya da sosyal zorluklara yol açmadığını gösteriyor. Bu iyi örgütlenmiş ve becerikli toplum, yeni fırsatlara uyum sağlama ve bunlardan yararlanma yeteneğine sahipti.

İklim değişikliğine uyum sağlamak

Geçmiş toplumların karşılaştığı iklim değişiklikleri şu anda karşılaştığımız değişikliklerden daha küçük boyutlarda.

Şunu biliyoruz ki bir gün Dünya, doğal olarak bildiğimiz şekliyle insan yaşamına uyumsuz hale gelecek. En iyimser tahminler bundan 150 milyon sene sonra Dünyada insan yaşamına doğal ev sahipliği yapacak hiçbir nokta kalmayacağını gösteriyor. 1 milyar yıl sonra ise Dünya’da doğal yaşam kalmayacak. Bunlar Dünyanın doğal döngüsünün sonucu olarak ortaya çıkacak olan durumlar.

Günümüzde tecrübe ettiğimiz insan faaliyetleri nedeniyle yaşanan küresel ısınma ve iklim değişikliği ise halen bir nebze engellenebilecek düzeyde.

İnsan uygarlığı şimdiye kadar istikrarlı sayılabilecek bir küresel sıcaklık altında uygarlığı yeşertti. Ancak son iki yüzyıldaki insan faaliyetleri küresel ısınmayı beraberinde getirdi. Dünya en son 125.000 yıl önce şimdikinden daha sıcaktı ve atmosferde son iki milyon yılda hiç olmadığı kadar, belki de daha fazla ısı hapseden karbondioksit bulunuyor.

1970'ten bu yana, Dünya'nın sıcaklığı karşılaştırılabilir herhangi bir dönemden daha hızlı bir şekilde yükseldi. Okyanuslar en az 11 bin  yıldır görülmemiş bir oranda ısındı. Bu ısınmanın Endüstri Devrimi öncesi seviyelere göre 4 derece civarında artması durumunda küresel felaket olarak tanımlanabilecek bir sürece girebiliriz.

Ve kimse 8 milyar insanın bu sürece nasıl uyum sağlayabileceğini, hassas dengelere bağlı olan tarım üretimimizin bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyor.

 

*****

Dünya tarihindeki büyük yok oluşlar

Ordovisyen-Silüryen yok oluşu

Yaklaşık 443,8 milyon yıl önce meydana gelen Ordovisyen-Silüryen yok oluşu, ilk büyük kitlesel yok oluş olayıdır. Deniz yaşamında dramatik bir artış ve erken karasal bitkilerin ortaya çıkmasıyla bilinen Ordovisyen Dönemi'ni sona erdirmiştir. Yok oluş olayı, bu değişikliklerin çoğunu bastırmış ve olaydan hemen önce yaşayan tüm türlerin yaklaşık yüzde 71'ini ortadan kaldırmıştır.

Geç Devoniyen yok oluşu

372 milyon yıl önce meydana gelen Geç Devoniyen yok oluşu, başlamasından hemen önce yaşayan tüm deniz canlılarının yaklaşık yüzde 70'ini ortadan kaldırmasına rağmen, en az şiddetli büyük aynı zamanda en az anlaşılmış yok oluşlardan biridir. Milyonlarca yıl boyunca devam eden yok olma olayı kademeli bir şekilde ilerlemiştir, yani türlerin yok olma hızı daha önce olduğundan çok daha yüksek değildir. Bununla birlikte, yeni türlerin ortaya çıkma hızı bu aralıkta düşmüştür.

Permiyen-Triyas yok oluşu

Bazen "Büyük Ölüm" olarak da adlandırılan Permiyen-Triyas yok oluşu, fosil kayıtlarındaki en büyük kitlesel yok oluş olayıdır. Yaklaşık 252 milyon yıl önce meydana gelen bu olay, deniz omurgasız türlerinin en az yüzde 80'ini ve olaydan hemen önce yaşayan karasal omurgalı türlerinin yaklaşık yüzde 70'ini yok etmiştir. Yok oluş olayının tam uzunluğu belirsizdir: bazı bilim insanları 15 milyon yıl sürdüğünü iddia ederken, diğerleri sadece on binlerce yıl sürdüğünü ileri sürmektedir.

Geç Triyas yok oluşları

Esas olarak yaklaşık 208 milyon yıl önce gerçekleşen Geç Triyas yok oluşları, karada birçok amfibi ve sürüngen türünün, denizlerde ise birçok omurgasız, balık ve sürüngen türünün ortadan kalkmasına neden olmuştur. Bu yok oluşlar ve onlara eşlik eden çevresel değişiklikler, dinozorların karada hakimiyet kurmasının önünü açmıştır. Biyoçeşitlilik kayıplarını tek bir olay tetiklememiştir; bunun yerine, karbon döngüsünde küresel bir bozulma sırasında kademeli olarak meydana gelmişlerdir.

Kretase-Paleojen yok oluşu

Büyük kitlesel yok oluşların belki de en ünlüsü, yaklaşık 66 milyon yıl önce meydana gelen Kretase-Paleojen ya da K-Pg yok oluşudur. Bu yok oluş, kuş olmayan dinozorlar da dahil olmak üzere, hemen öncesinde yaşayan tüm türlerin yaklaşık yüzde 67'sinin sonunu getirmiştir. Sonuç olarak, memeliler ve kuşlar karada egemenlik kazanabilmiştir. Bilimsel görüş birliği, yok oluşun başlıca nedeninin dünya dışı dev bir cismin çarpması olduğu yönündedir. Tahmini çapı 10 kilometre ya da 6,2 mil olan bir asteroit parçası Dünya'ya çarparak gezegenin etrafına devasa ısı, toz ve is dalgaları göndermiş ve bu durum ekosistemleri çöküşe zorlamıştır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.