Emekçiler grevde

• Belçika’da sendikalar, sol partiler ve halkın çağrısıyla on binlerce kişi, “Zenginler hariç herkes bedel ödüyor” sloganıyla hükümetin “yoksulluk reformuna” karşı sokaklara çıktı.

Belçika’da sendikalar, sol partiler ve sivil toplum kuruluşlarının ortak kararı ile haftalardır planlanan “14 Ekim Genel Grevi” sabah saatlerinde ülke genelinde başladı. Grev kararı, emeklilik reformu, gece vardiyası ikramiyeleri, maaşların dondurulması gibi sebeplerle alındı.

Eylemler, sivil toplumun ‘Arizona Hükümeti’ diye isimlendirdiği mevcut koalisyon hükümetinin mali politikaları protesto ediliyor. Sendikalar, Brüksel ve sokaklarında 100 bin kişiyi bir araya getirmeyi hedefledi.

Ülkenin en büyük havalimanı olan Brüksel Havalimanı, Ryanair'ın Avrupa'daki önemli merkezlerinden Charleroi Havalimanı ve Zaventem Uluslararası Havalimanı güvenlik görevlilerinin greve katılması nedeniyle tüm uçuşlarını iptal etti.  Toplu taşıma sendikası üyeleri de otobüs, tren, tramvay ve metro seferlerini aksatıyor.

Sabahın erken saatlerinden itibaren sokaklara çıkan eylemciler, L’Yser Meydanı ve Dixmude Buvarı’nda scooterları, bisikletleri ve araçları ateşe verdi.

Bu grev, Bart De Wever'in Şubat ayında başbakan olarak göreve gelmesinden bu yana Avrupa ülkesini vuran bir dizi grevin sonuncusu. Avrupa Birliği (AB) kurallarını ihlal eden büyüklükteki bütçe açığıyla boğuşan hükümet, tasarruf planı adı altında emekli ve işçi maaşlarını kesek istiyor.

CSC sendikası, “Hükümet daha sürdürülebilir işler ve artan satın alma gücü vaat etti. Boş laf! Ve bir kez daha, zenginler hariç herkes bedel ödüyor” sözleriyle halkı protestolara katılmaya çağırdı.

Sendikalar, erken emekliliğin kaldırılması ve ücret endekslemesinin dondurulması gibi planlanan reformlara karşı güçlü bir muhalefet oluşturdu. Yaklaşık 10 milyar euro tasarruf sağlamayı hedefleyen Brüksel, NATO'nun yeniden silahlanma çabalarının bir parçası olarak savunma harcamalarını artırma sözü vermişti. 

 

 

Ortaçağ koşullarına hayır

Öte yandan, Yunanistan’da işçi sendikaları da hükümetin tartışmalı iş yasası reformuna karşı Salı günü ülke genelinde grev başlattı. Reform, belirli koşullarda çalışanların günde 13 saate kadar çalışmasına izin veriyor.

Ulusal grev nedeniyle gün boyunca metro, tramvay ve banliyö trenleri sadece sınırlı saatlerde çalıştı; Atina ve Selanik başta olmak üzere ülkenin büyük şehirlerinde kitlesel protestolar düzenlendi.

Atina sokaklarında sendikaların taşıdığı afişlerde, “Çalışma süresi bir meta değildir, bu bizim hayatımız!” ve “13 saate hayır!” sloganları yer aldı. Sendikalar ve sol muhalefet, tasarıyı “Orta Çağ’a dönüş” olarak nitelendiriyor.

Hükümetin hazırladığı yasa tasarısı, bir çalışanın yılda en fazla 37 gün olmak üzere, günde 13 saate kadar çalışabilmesine olanak tanıyor. Yunanistan’da günlük yasal çalışma süresi sekiz saat; buna üç saate kadar fazla mesai eklenebiliyor. Eurostat verilerine göre ülkede haftalık ortalama çalışma süresi 39,8 saat. Bu da Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan 35,8 saatin oldukça üzerinde. BRÜKSEL

Emekçiler grevde

Belçika’da sendikalar, sol partiler ve halkın çağrısıyla on binlerce kişi, “Zenginler hariç herkes bedel ödüyor” sloganıyla hükümetin “yoksulluk reformuna” karşı sokaklara çıktı.

Belçika’da sendikalar, sol partiler ve sivil toplum kuruluşlarının ortak kararı ile haftalardır planlanan “14 Ekim Genel Grevi” sabah saatlerinde ülke genelinde başladı. Grev kararı, emeklilik reformu, gece vardiyası ikramiyeleri, maaşların dondurulması gibi sebeplerle alındı.

Eylemler, sivil toplumun ‘Arizona Hükümeti’ diye isimlendirdiği mevcut koalisyon hükümetinin mali politikaları protesto ediliyor. Sendikalar, Brüksel ve sokaklarında 100 bin kişiyi bir araya getirmeyi hedefledi.

Ülkenin en büyük havalimanı olan Brüksel Havalimanı, Ryanair'ın Avrupa'daki önemli merkezlerinden Charleroi Havalimanı ve Zaventem Uluslararası Havalimanı güvenlik görevlilerinin greve katılması nedeniyle tüm uçuşlarını iptal etti.  Toplu taşıma sendikası üyeleri de otobüs, tren, tramvay ve metro seferlerini aksatıyor.

Sabahın erken saatlerinden itibaren sokaklara çıkan eylemciler, L’Yser Meydanı ve Dixmude Buvarı’nda scooterları, bisikletleri ve araçları ateşe verdi.

Bu grev, Bart De Wever'in Şubat ayında başbakan olarak göreve gelmesinden bu yana Avrupa ülkesini vuran bir dizi grevin sonuncusu. Avrupa Birliği (AB) kurallarını ihlal eden büyüklükteki bütçe açığıyla boğuşan hükümet, tasarruf planı adı altında emekli ve işçi maaşlarını kesek istiyor.

CSC sendikası, “Hükümet daha sürdürülebilir işler ve artan satın alma gücü vaat etti. Boş laf! Ve bir kez daha, zenginler hariç herkes bedel ödüyor” sözleriyle halkı protestolara katılmaya çağırdı.

Sendikalar, erken emekliliğin kaldırılması ve ücret endekslemesinin dondurulması gibi planlanan reformlara karşı güçlü bir muhalefet oluşturdu. Yaklaşık 10 milyar euro tasarruf sağlamayı hedefleyen Brüksel, NATO'nun yeniden silahlanma çabalarının bir parçası olarak savunma harcamalarını artırma sözü vermişti.

Ortaçağ koşullarına hayır

Öte yandan, Yunanistan’da işçi sendikaları da hükümetin tartışmalı iş yasası reformuna karşı Salı günü ülke genelinde grev başlattı. Reform, belirli koşullarda çalışanların günde 13 saate kadar çalışmasına izin veriyor.

Ulusal grev nedeniyle gün boyunca metro, tramvay ve banliyö trenleri sadece sınırlı saatlerde çalıştı; Atina ve Selanik başta olmak üzere ülkenin büyük şehirlerinde kitlesel protestolar düzenlendi.

Atina sokaklarında sendikaların taşıdığı afişlerde, “Çalışma süresi bir meta değildir, bu bizim hayatımız!” ve “13 saate hayır!” sloganları yer aldı. Sendikalar ve sol muhalefet, tasarıyı “Orta Çağ’a dönüş” olarak nitelendiriyor.

Hükümetin hazırladığı yasa tasarısı, bir çalışanın yılda en fazla 37 gün olmak üzere, günde 13 saate kadar çalışabilmesine olanak tanıyor. Yunanistan’da günlük yasal çalışma süresi sekiz saat; buna üç saate kadar fazla mesai eklenebiliyor. Eurostat verilerine göre ülkede haftalık ortalama çalışma süresi 39,8 saat. Bu da Avrupa Birliği (AB) ortalaması olan 35,8 saatin oldukça üzerinde. BRÜKSEL