Eylemimizi sürdüreceğiz

Adalet Nöbeti / İstanbul

Adalet Nöbeti / İstanbul

  • Tutsakların soruşturma, disiplin cezası ve tecride rağmen açlık grevi sürerken Adalet Nöbeti’nde yer alan anneler de “Ne çocuklarımızdan ne de Önderliğimizden vazgeçeriz” dedi.

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

Türk cezaevindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı dönüşümlü açlık grevi,  açlık grevi 5. ayına girdi. 121 gündür süren açlık grevlerine destek için tutsak yakınları ve barış anneleri öncülüğünde İstanbul, Adana, Mersin, Amed, Mardin, Van’da başlatılan Adalet Nöbeti de devam ediyor.

 

Tutsak Yakup Akman

 

Silivri Marmara L Tipi Kapalı Cezaevi'nde açlık grevine katılan tutsaklardan Yakup Akman, ailesi aracılığıyla gönderdiği mesajda, “Bedenimiz ve açlığımız bizim için çok önemli değil. Önderliğimizin durumu ortada. Kendisinden üç yıldan haber alamıyoruz. Önderliğimizin üzerindeki tecrit son bulmadan ve özgürlüğüne kavuşmadan biz de durmayacağız. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Açlık grevi nedeniyle cezaevindeki baskıların arttığına da dikkat çeken Akman, “Eylemimizden kaynaklı üzerimizde çok fazla baskı var ama bu baskılar bizi yıldırmaktan çok mücadele azmimizi daha da biliyor. Bugün tecridin en büyük ve derin hali İmralı’da yaşanıyor. Oradaki koşulları görmeden 'Biz de tecritteyiz’ demek ahlaksızlık olur” diye kaydetti.

 

Fince Akman

 

Ne Önderlikten vazgeçeriz ne de çocuklarımızdan

Akman’ın annesi Fince Akman ise İstanbul’da 106 gündür devam eden Adalet Nöbeti’nde yer alan annelerden. “Ne Önderliğimizden ne de çocuklarımızdan vazgeçeriz” diyen Akman, şöyle konuştu: “Sayın Abdullah Öcalan’dan üç yıldır haber alamıyoruz. Ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülüyor. Ne zamana kadar bu belirsizlik devam edecek? Bugün bu sorun sadece annelerin ve tutsakların sorunu değil. Bu sorun herkesin sorunu. Herkesin Sayın Öcalan’a sahip çıkması ve zindanlara ses vermesi gerekiyor. Sayın Öcalan çocuklarımızın iradesidir. Çocuklarımız kendi iradesine sahip çıkıyor. Kürt halkı da Önderliğine ve tutsaklara sahip çıkmak zorunda. Biz üç aydan fazla bir zamandır nöbetindeyiz. Herkes kendisini sorumlu görüp bizim yanımızda yer almalı. Bedeli ne olursa olsun biz geri adım atmayacağız. Çocuklarımızın mücadelesinden ve Önderliğimizden vazgeçmeyeceğiz.”

 

Cemile Çiftçi

 

Baskılar engelleyemez

Siirtli Cemile Çiftçi de üç aydan fazla süredir Adalet Nöbeti’nde. Oğlu Zeynel Çiftçi (Koçer) 1995’te şehit düşmüş. Kardeşi Selim Çiftçi ise 28 yıldır cezaevinde. Maltepe Cezaevi’nde tutulan kardeşinin kanser olduğunu, ilaçlarının dahi düzenli verilmediğini belirten Cemile Ana, oğlunun ve kardeşinin bayrağını devralmış. Adalet Nöbeti’nin müdavimlerinden olan Cemile Çiftçi, “Bir an önce Önderliğimiz avukatları ve ailesi ile görüştürülmeli. Biz anneler olarak aylardır adalet nöbetindeyiz. Neredeyse her gün üzerimizde devlet baskısı eksik olmuyor. Ama biz yine de bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız” dedi.

 

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri

 

Sistematik bir takip yapılamıyor

Açlık grevleri sürecini  takip eden İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de yeterli kamuoyu yaratılamadığını kabul ederek, “Örneğin kaç hapishanede kaç mahpusun, kaç gündür açlık grevinde olduğu, açlık grevinde olan mahpusların hangi sağlık sorunlarıyla karşılaştıkları vb. tüm bunların bilgisi kamuoyuna yansıyamadı. Dolayısıyla sistematik bir takibin de zorlaştığının altını çizmek istiyorum” şeklinde konuştu. İnsan hakları örgütleri, hukuk dernekleri ve STK’ların açlık grevlerini izlemede eksik kaldığını vurgulayan Yoleri, açlık grevlerinin dönüşümlü olmasının ciddiyetinin yeterince kavranmamasına yol açtığını savundu.

Ciddiyeti görülmeli

Geçmişte yaşanan açlık grevlerinde gözlemci heyetlerde yer aldığını belirten Yoleri, şöyle devam etti: “Geçmişte yaşanan açlık grevlerine bakacak olursak 5 günlük ve 10 günlük açlık grevlerinin bile çok ağır sonuçlara neden olduğunu biliyoruz. Ancak bu süreçte tıbbi kontroller meselesinin oldukça problemli olduğunu söyleyebilirim. Uzayan ve çözümsüzlüğe sürüklenen bu tür durumlarda mahpusların daha radikal eylemliliklere kalkışabilecekleri noktasında da derin endişe içindeyiz. Yetkilerin mahpusların taleplerine daha duyarlı olmaları çağrılarımızı yineliyoruz.”

Grev ardından baskılar arttı

Açlık grevleri başladığı günden bu yana tüm hapishanelerde tecrit sistemini derinleştiren iletişim yasaklarının dikkat çekici bir şekilde arttığını söyleyen Yoleri, şunları ifade etti: “Açlık grevi yapan mahpusları birbirinden ayrı tutmaya çalışılması, çok sık oda değişiklikleri, koğuş baskınları, sürgün, sevk uygulamaların dikkat çekici şekilde arttığını söyleyebilirim. İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış, aslında her dönem hapishanelerde yaşanıyor ama bu dönem de bu uygulamanın yoğun bir şekilde yaşandığını gösteren başvurular alıyoruz.”

Amacına uygun hareket et

İmralı’da uygulanan mutlak tecridin keyfi ve yasa dışı olduğunun altını çizen Yoleri, “Kendi hukukuna uymayan bir idari pratik söz konusu. CPT, yakın zamanda Türkiye’ye geldi ama İmralı'yı ziyaret etmedi. Uluslararası örgütlerin Türkiye siyaseti ile sınırlandıklarını söyleyebilirim. Bu alanda faaliyet yürüten insan hakları örgütlerinin bu siyasetin ötesinde kuruluş amaçlarına uygun hareket etmeleri gerekiyor” dedi.

 

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz

 

Tüm toplumun talebidir

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz ise Türkiye’de siyasi bir tıkanmanın yaşandığını belirterek, şunları söyledi: “Açlık grevlerindeki tutsakların talebi tüm toplumun talebi olarak görmek gerekiyor. Sayın Öcalan’la kurulacak en ufak bir diyalog ülkede yaşanan tüm sorunların ortadan kaldıracak bir zemini ortaya çıkaracaktır. çlık grevleriyle paralel başlatılan adalet nöbetleri var. Bunun yanı sıra aynı taleple Kurdistan’da özgürlük yürüyüşü yapıldı. Ardından Öcalan’ın özgürlüğü için partimizin öncülüğünde İstanbul’da miting vardı. İktidarın tecride karşı yapılan tüm bu eylemlerde verilen mesajı çok iyi okuması gerekiyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.