Yeni fermanlara karşı örgütleniyoruz

Kadın Haberleri —

Zozan Simo

Zozan Simo

  • DAİŞ’in Şengal’de öncelikli olarak hedef aldığı Êzîdî kadınlar, şimdi her alanda topluma öncülük ediyor. TAJÊ Koordinasyonu üyesi Zozan Simo, bugün binlerce kadının topraklarını fermanlardan korumak için örgütlendiğini belirtti.

DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırmasıyla binlerce Êzîdî katledildi, binlercesi toprağını terk etmek zorunda kaldı. Binlerce kadın ve kız çocuğuna ise kaçırılarak tecavüz edildi, köle pazarlarında satıldı. KDP’nin kaçarak halkı katliamla yüz yüze bıraktığı Êzîdîlerinde 74’üncü Ferman olarak adlandırdıkları soykırımdan halk, PKK gerillalarının Şengal’eulaşmasıyla kurtuldu. Şengal’in özgürleştirilmesinin ardından binlerce Êzîdî yurtlarına geri döndü, meclis ve komünler üzerinden kendilerini yeniden örgütledi.

Êzîdî kadınlar ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigmasıyla örgütlenmeye başladı. Êzîdî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Koordinasyonu’ndan Zozan Simo, fermanı, Êzîdî kadınların mücadelesini ve örgütlülüğüne ilişkin JINNEWS’in sorularını yanıtladı.  

DAİŞ’in Şengal’e saldırmasıyla Êzîdî toplumu bir katliama maruz kaldı. Öncelikle şunu sormak istiyorum; Fermandan önce Êzîdî kadınların durumu nasıldı?

Êzîdî kadınlar evlerine kapatılmış bir durumdaydı. Dört duvar arasındaydılar. Evin dışına çıkamıyorlardı. Etrafımızdaki köyleri bile görmemiştik. Kendimizi tanımıyorduk, komşularımızı tanımıyorduk. Hiçbir yeri bilmiyorduk. Bir şey olduğunda dahi çıkamıyorduk. Eve kapatılmış kadınlar ne yapabilir kendisi için. Evin içinde de baskı ile karşı karşıyaydılar. Kadınların korunması gerektiği mantığıyla bir yere gitmelerine izin verilmiyordu. Özellikle de kız çocuklarının okumasına izin verilmiyordu, sadece 6’ıncı sınıfa kadar okuyabiliyorlardı. Kız çocuklarının da köyün dışına çıkmasına izin verilmiyordu. Kız çocukları Müslümanların arasına gitmesinler ve okumasınlar deniyordu. Okulu bitiren kız çocuklarının Musul’a gidip okulun devamını getirmelerine izin verilmiyordu. Benim zamanımda 100 kız çocuğundan sadece biri Musul’a gidip okuyabildi. Ancak ardından da binlerce söz söylendi. Fakat o gitti, doktor oldu ardından köyüne gelip hizmet etti.

DAİŞ, Şengal’e saldırdığında Êzîdî kadınlar ne yaşadı, ferman döneminde kadınların durumu neydi?

DAİŞ saldırdığında önce kadınları hedef aldı. Kadınları alırsak Şengal’de başarılı oluruz diyorlardı. Namus adı altında önce kadını hedef aldılar. Kadınlara ve genç kadınlara yönelik büyük baskı uyguladılar. Eğer kadınlar daha öncesinde tutsak olmasaydı ferman döneminde zulme karşı direnebilirdi. Kadın daha cesaretli. Eğer kadınlar bugünkü gibi güçlü olsaydı bu ferman olmazdı. O zaman gözümüz kapalıydı ve bir yeri tanımıyorduk. Köyümüzü, dağımızı tanımıyorduk. Bu yüzden de kendimizi koruyamıyorduk. Êzîdî bir kadın silah alıp kendini savunmaya cesaret edemiyor, DAİŞ’lileri öldüremiyordu. 2 DAİŞ’li gelip yüzlerce kadını alıp götürüyordu. Neden? Çünkü kadınlar cesaretli değildi o zaman. Eğer şimdiki gibi olsaydı kadınlar DAİŞ’lileri öldürüp, savaşabilirdi. Erkekler de güçsüzdü ve bir şey yapamıyorlardı.

Êzîdî kadınların ilk örgütlülüğü nasıl gelişti? Örgütlülüğe yaklaşımı ve katılımları nasıl oldu? 

Fermanda dediler bir güç geldi ve halkı savunacak. Bir gücün gelip bizi koruyacağına inanmıyorduk. Şengal artık gitti diyorduk. Kadın ve erkelerin bu güç içerisinde olduğunu gördüğümüzde çok şaşırdık, çünkü inanmıyorduk.  Bunların hepsi erkek diyorduk. Bu grupta saç örgülerini saklayan biri saçlarını bize göstererek “Evet ben kadınım” dedi. Bizler de gücümüzü o kadınlardan aldık, her kadın onlardan  cesaret aldı. Şengal Dağı ve Serdeşt’tekadınlar toplandı ve silah aldılar. Silah aldıktan sonra da DAİŞ’e karşı erkeklerle birlikte savaştılar. Artık Êzîdî kadınlar cesaretli ve güçlüydü. Gelenler kendileriyle bir düşünce getirdiler ve Êzîdî kadınların kafasına yer etti bu. Êzîdî kadınlar ayağa kalktı, düşmana karşı direndi ve savaşmaya başladı.

Şengal Dağı’ndaki direnişte artık Êzîdî kadınlar toplanmış ve DAİŞ’e karşı savaşıyorlardı. Kadınlar bu bir araya gelmeyle meclislerini oluşturdu. Başlangıçta 4 kadınlardı, sonra 10 kadın oldu ardından da yüzlerce kadın oldular. Biz gücümüzü bize yardıma gelen kadınlardan aldık. Onlar kadınlarla konuşup, mücadeleden bahsediyorlardı. Şengal Dağı’ndan sonra kadınlar örgütlülükleri ile köyleri de cesaretlendirdi. Köylüler de direnişten güç aldı ve ayağa kalktı.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın düşünceleri Êzîdî kadınları nasıl etkiledi, nasıl yorumlarsınız?

Şimdi Şengal’in her köyünde kadın meclisi var. Binlerce kadın özgürlük düşüncesi ve mücadelesi ile genel örgütlerde de yer alıyor. Çalışmalarını sürdürüyor ve cesaretliler.  Êzîdîkadınlar önderliğin düşünce ve fikirleri ile ayağa kalktı ve direndi. Kadın erkek eşitliği düşüncesi artık aramızda gelişti. Bu da eşbaşkanlık sistemi ile ortaya çıktı. Kadınlar eşbaşkanlık yapabilir, kadın ve erkek aynı düzeyde. Eğitim talebimiz oldu. Çünkü eğitimle başarabiliriz. Önderliğin düşüncelerine ilişkin eğitimler verildi ve o düşünceler temelinde kendimizi yeniden inşa ettik. Eğitimle her şeyi yapabileceğimizin bilincine vardık. Önderliğin düşünceleri ile binlerce yıllık Êzîdî düşüncesini bir araya getirmek istedik. Bu temelde kendimizi örgütlüyoruz. Êzîdîlikte bir düşünce var sabah kalktıklarında dua ederler. Önce 74 ulus için dua ediyorlar daha sonra kendileri için dua ederler. Êzîdîler alçak gönüllü ve bizler önderliğin düşüncelerini tanıdıktan sonra kendimizi daha çok tanıdık.

TAJÊ’nin kuruluşundan biraz bahseder misiniz, TAJÊ Êzîdî kadınları nasıl etkiledi? 

TAJÊ 2017’de kuruldu. TAJÊ’nin kuruluşunun ardından tüm Êzîdî kadınların ilgisi çekti. Şimdi tüm Şengal’de çalışmalarını yürütüyor. Hem genç kadınlar hem de anneler için çalışmalar yürütüyor. Hepimiz TAJÊ çatısı altında toplanıyor, Şengal’deki tüm kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Daha önce evlerinin dışına çıkamayan kadınlar, şimdi Bağdat’a kadar gidip orada bakanlarla, devlet yetkilileri ile görüşmeler yapıyor, siyasi parti ve kurumları ziyaret ediyor. Artık yaşadıkları acıları dile getirebiliyorlar.

TAJÊ, Şengal’in her yerinde. Köy ve mahallelerde çalışmalar yürütüyor. Yıl dönümlerinde, kutlamalarda, tüm özel çalışmalara öncülük ediyor. Köylerde kadınlar sorun yaşadığında yönünü TAJÊ’ye veriyor. Bu bizim için çok önemli. Çözümün adresi olduk.

Şengalli kadınların şu anda yaşadıkları sorunlar nedir ve TAJÊ bu sorunları nasıl çözüyor?

Kadınların üzerinde hala fermanın etkisi ve sorunlar yaşıyorlar. Birçok kadın kendini yakma girişiminde bulunuyor. O kadınlara ulaşmaya çalışıyoruz. Yaşamlarına son vermesinler, TAJÊ’ye katılıp intikamlarını alsınlar diyoruz. Örgütlülüğümüzü tanıyan kadınlar artık yaşamına son vermeyi düşünmüyor. Çalışmalara katılıyor, kendini tanıyor, çevresini tanıyor.  Kadınların evlerinden çıkamamaları gibi sorunları, sadece ev işleri ile ilgilenme gibi sorunlar devam ediyor. Tüm Êzîdî kadınların meclis ve çalışmalar içerisinde örgütlenmelerini umuyoruz.  Sorun yaşayan her kadının bize ulaşmasını ve sorunları birlikte çözmeyi istiyoruz. Acılarımız aynı. Erkekler asla kadınların acılarını anlamaz. Bu yüzden kadınlar çok rahat bize gelebilir, bizimle paylaşabilir ve bu çağrıyı yapıyoruz onlara. Bu temelde biz de ev ev gezip kadınları dinliyoruz.

LEYLA ŞENGALÎ - JINNEWS/ŞENGAL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.