Geçmişin ruhu yitirildi

Kadın Haberleri —

İran kadınlar/ foto: Adventureiran

İran kadınlar/ foto: Adventureiran

  • Komsai Töreni, Hewraman halkının eşitlikçi geçmişini yansıtan kadim bir gelenekti. Yeni dinsel yorumlarla kadınlar törenden dışlandı, geçmişin ruhu yok oldu. Hewramanlı kadınlar, geçmişin özüne dönen gerçek bir eşitlik talep ediyor.

Hewraman halkının binlerce yıllık geleneği Komsai Töreni, bir zamanlar kadın ve erkeklerin eşit bir şekilde yer aldığı, tarihin ilk “Dünya Parlamentosu” olarak anılan bir danışma meclisinin anısını yaşatıyordu. Ancak bugün, kadınların törenden dışlanması, bu kadim mirasın ruhunu gölgeliyor. Hewramanlı kadınlar, geçmişte olduğu gibi eşit bir varlık talep ederek, kültürel miraslarının özüne dönülmesi için mücadele veriyor.

Yeni dinsel yorumların etkisi

Komsai Töreni, Hewraman’ın ilkbahar ortasında düzenlediği, dayanışma, karar alma ve kolektif yönetim için bir araya gelinen bir ritüel. Geçmişte kadınlar, bu törende yalnızca oy kullanma hakkına sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda başkanlık makamına kadar yükselebilme imkânı buluyordu. Pirşalyar Türbesi’nde yapılan serbest seçimlerle köyün yönetimi belirlenirken, kadınlar bu eşitlikçi yapının ayrılmaz bir parçasıydı. Törenin sembollerinden olan yaprak dolması, kadınların elinden çıkarak bereket ve dayanışmayı temsil ederdi. Ancak, özellikle yeni dinsel yorumların etkisiyle, Komsai zamanla kadınları dışlayan bir yapıya büründü. Bugün kadınlar, törenin resmi alanında yer alamıyor; yalnızca tezgâhlarda el sanatlarını sergileyerek ya da sembolik jestlerle varlık göstermeye çalışıyor.

 

 

’Neden mahrum bırakılıyoruz?’

Hewramanlı kadınlar, bu dışlanmaya sessiz kalmıyor. Nujinha’ya konuşan kadınlardan Narmin Mohammadi, “Kadınlar bu törenden tamamen mahrum bırakıldı. Hayatta ağır sorumluluklar taşıyoruz, ama böylesine önemli bir törende yer almamıza izin verilmiyor. Her şey sadece erkeklerle ilgiliymiş gibi görünüyor. Asıl soru şu: Neden?” diyerek tepkisini dile getiriyor. Ameneh Ebrahimi ise geçmişin ruhunun kaybolduğunu vurguluyor: “Kutsanmış taş, bereket ve şifa için kullanılırdı. Kadınlar ve erkekler birlikte karar alırdı. Bugün ise tören, eski anlatılarla bağdaşmayan bir biçime büründü. Geçmişin ortak ruhu yitirildi.” 

Törene dolaylı katılım

Son yıllarda, eleştirilere yanıt olarak kadın konuklardan sembolik oylamalara katılmaları istenmiş, bu durum dijital medyada yankı bulsa da, Hewraman Taht kadınları için yüzeysel bir adım olmaktan öteye gidemedi. Kadınlar, sembolik jestler değil, gerçek bir eşitlik talep ediyor. Bu yıl, 2 Mayıs’ta İran’ın dört bir yanından gelen misafirlerle gerçekleşen törende de kadınlar resmi alanın dışında kaldı. Ancak yaratıcılıklarını kullanarak el sanatları tezgâhlarında seslerini duyurmaya çalıştılar, törene dolaylı bir katılım sağladılar.

Demokratik mirasın temsiliydi

Komsai, Hewraman halkı için sadece bir ritüel değil; doğal takvimin, kolektif yönetimin ve toplumsal dayanışmanın sembolü. Gelawej yıldızının kayboluşuyla yazın başlangıcını müjdeleyen bu tören, bir zamanlar kadınların eşitlikçi bir şekilde yer aldığı demokratik bir mirası temsil ediyordu. Ancak bugün, kadınların dışlanmasıyla bu miras yarım kalmış durumda. Hewramanlı kadınlar, törene katılımın ötesinde, eşitlikçi değerlerin yeniden canlandırılmasını ve kültürel miraslarının hak ettiği şekilde yaşatılmasını istiyor. HEWRAMAN

 

* * *

Kadınların kültürel mirastaki önemi

Rojhilat Kürdistanı’nda kadınlar, kültürel etkinliklerde tarih boyunca merkezi bir rol oynamıştır ve kültürel mirasın koruyucuları ve aktarıcıları olarak öne çıkmıştır. Geleneksel müzikten destan ve çirok anlatıcılığına, halk danslarından el sanatlarına kadar geniş bir yelpazede Kürt kimliğini koruyan ve aktaran kadınlar, aynı zamanda  günümüzde de direniş ve sanatın öncüleri haline gelmiştir. Kadınlar,  Newroz kutlamaları, düğünler ve bayramlar gibi etkinliklerde Kürtçe şarkılar, halaylar ve geleneksel kıyafetlerle kültürel kimliği güçlendirirler. 1946 Mahabad Kürt Cumhuriyeti döneminde Mina Xanım’ın öncülüğünde başlayan kadın örgütlenmeleri, kültürel etkinliklerde kadınların öncülüğünü güçlendirdi. Günümüzde ise Kürtçe eğitim imkânları, kadınların edebiyat, tiyatro ve müzik gibi alanlarda aktif rol almasını destekliyor. Özellikle “Jin, Jiyan, Azadî” hareketiyle, kadınlar kültürel direnişin sembolü oldu.

Normlar, engler, ayrımcılık

Kadınlar, kültürel etkinliklerdeki rollerine rağmen, çeşitli engellerle karşılaşıyor. İran rejiminin Kürt kimliğine yönelik baskıcı politikaları, kadınların kültürel etkinliklere katılımını kısıtlayarak, örgütlenmelerini engelliyor. Ataerkil toplumsal normlar, özellikle kırsal bölgelerde kadınların kamusal alandaki görünürlüğünü sınırlarken, etnik ve cinsiyet temelli çifte ayrımcılık, kadınları daha da zor bir konuma sürüklüyor. HABER MERKEZİ

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.