Gerçekte ısrar...
Toplum/Yaşam Haberleri —

Firaz Dağ Çocuk Korosu
- Londra’da düzenlenen gazetemiz Yeni Özgür Politika ile Dayanışma Gecesi için afişler ve pankartlar haftalar öncesinden hazırlandı. Londra’daki radyolar hiçbir ücret talep etmeden gecenin çağrı reklamlarını verdi. Britanya Alevi Federasyonu, Cemevi, Gik-Der ve yöresel dernekler de bilet temin noktaları oluşturuldu.
Özgür basın geleneğinin önemli bir parçası olan ve Kürt halkının sürgündeki sesi olan Yeni Özgür Politika, özü itibariyle Mithat Bedirxan’ın 124 yıl önce sürgünde başlattığı ‘Kürdistan’ gazetesinin devamıdır. Sömürgeciler, Kürtlere yönelik ‘sürgün’ politikasını baskı, şiddet, inkar, kimliksizlik, köksüzlük ve çürütme olarak uygulamaya koyarlar.
Ancak egemenlerin ve iktidarların sürgün politikasına karşı, sürgünde bir aydınlık, bilinç, birikim, dil, kimlik ve deyim yerindeyse bir direniş halini alıyor Kürt özgür basın geleneğinde.
Türk devletinin Kürtlere ve muhaliflere karşı yürüttüğü kirli savaştan nasibini alan Kürt özgür basını 40 yılı aşkın bir süredir, onlarca çalışanı katledildi, yüzlerce yayını yasaklandı. Çalışanı zindanlara atıldı, işkenceden geçirildi ve binaları bombalandı.
Kürt basının bu kadar korkunç ve acımasız saldırılara karşın tarihsel bir kararlılık ve inat ile yoluna devam etti. Dünya iletişim ve basın tarihine de bu inatçılığını not düştü ve düşüyor.
Her gazete kapatıldığında…
Her gazete kapatıldığında yenileri açıldı. Bir gazeteci katledildiğinde yerini hemen başka biri aldı. Gazeteler bombalandığında ‘dayanışma’ ile yayınına ara vermeden ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşeti ile ertesi gün, sokaklar da dağıtıldı.
Kürt özgür basını inat ve kararlılığını ise halkından alıyordu. Sürgüne uğrayan inkar ve imha edilmek istenen bir halkın sürgündeki yazılı basınının adı ‘Özgür Politika Gazetesi’ oluyordu. Gücünü halkından ve okuyucusundan alan Yeni Özgür Politika gazetesi, bir kollektif emeğin ve çabanın ürünü.
Büyük bir fedakarlık ve özveri ile hazırlanan Yeni Özgür Politika’nın yazarı, editörü, muhabiri ve dağıtımcısı ile zorlukları aşıyor ve günlük olarak okuyucusuna ulaşıyor.
Londra’da kolektif bir çalışma
Londra’da 10 Aralık Günü düzenlenen Yeni Özgür Politika ile Dayanışma Gecesi’de işte bu kolektif bilincin ve emeğin bir ürünü olarak gerçekleşti.
Haftalar öncesinden Dayanışma Gecesi için afişler ve pankartlar hazırlandı, Londra’daki radyolar ise hiçbir ücret talep etmeden gecenin çağrı reklamlarını sundu. Britanya Alevi Federasyonu, Cemevi, Gik-Der ve yöresel dernekler de bilet temin noktaları oluşturuldu. Özellikle Kuzey Londra’nın birçok bölgesinde afişler asıldı ve yüzlerce bilet dağıtıldı. Kürt Halk Meclisi, teknik çalışmalar ile gecede sunulacak yöresel yemeklerin organizesini üstlendi. Gece için 60’ı aşkın esnaf ve işveren sponsor olurken, sanatçılar ise yapılan daveti geri çevirmedi. Hazırlanan sponsor kitapçığında ise 124 yıllık Kürdistan gazetecilik tarihi yerini aldı.
Gösterilen emek Özgür Politika’nın ortaya çıkma süreci ile gecenin yapılması arasındaki anlayış ve bilincin kültürel ifadesini oluşturuyordu. Prenses Düğün Salonu’nda düzenlenen geceye yüzlerce kişi katılırken, sol, sosyalist kurumlar, yöresel dernekler, Alevi örgütleri ile bir çok kurum temsilci ve üyesi katılarak dayanışmaya güç kattı.
Şehit düşen gazetecilerin unutulmadığı gece, bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Gecenin açılış konuşmasını yapan gazeteci Diren Dicle Erden, özgür basın geleneğinin ‘Gerçekte ısrar’ şiarı ile çıktığı yolda, inkar edilen bir halkın dili, sesi ve hakikati olduğunu vurguladı.
Geceye katılan demokratik kitle örgütleri yaptıkları konuşmalar ve gönderdikleri mesajlar ile faşizme ve tekçiliğe karşı özgür basının önemine vurgu yaparak, ‘dayanışma’ mesajlarını iletti.
Büyük bedeller ödendi
Gecede konuşma yapan siyasetçi Osman Baydemir ise özgür basın geleneğinin büyük bedeller ödeyerek, insan hakları mücadelesindeki yerini anlatı. İnkara ve kimliksizliğe karşı Kürt basının mücadelesin anlatan Baydemir, sözü Öcalan’a getirerek, “Tecritte ısrar çökertme planında ısrardır. Çökertme planında ısrar edenler tecritte ısrar çökmeye mahkumdur. Şuna inanın zindanlar boşalacak Sayın Öcalan halkıyla kucaklaşacak” diyordu. Baydemir’in bu sözleri salonda en çok alkış alan cümleler oldu.
Sürgünde demokrasinin sesi
Dayanışmanın gecesinin önemini ve anlamını ise en iyi özetleyen Yeni Özgür Politika Gazetesi İdari Sorumlusu Mahmut Seven oldu. Yeni Özgür Politika’nın 25 yıldan bu yana sürgünde Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin sesi olduğunu kaydeden Seven, özgür basının gücünü gerçeklerden ve şehitlerden aldığını kaydetti. Seven, konuşmasının şehit düşen gazetecilerin isimlerini tek tek okuyarak, “Onlara sözümüz var, kalemleriniz yerde kalmayacak. Peşinde gittiğiniz hakikat ve gerçekler karanlıkta kalmayacak. Şehitlerimiz onurumuzdur” diyerek sözlerini sonlandırdı. Seven, özgür basın şehitlerinin adlarını okurken geceye katılan yüzlerce kişi ‘Şehid namirin” sloganını haykırdı.
Firaz Dağ Çocuk Korosu
Yeni Özgür Politika gecesinde kitlenin coşkusu da dikkat çekiciydi. Gecede ilk olarak Reqa’da yaşamını yitiren gazeteci Mehmet Aksoy anısına kurulan Firaz Dağ Çocuk Korosu sahne aldı. Çocukların söylediği “Berxwedan Jiyane” şarkısına kitle hep bir ağızdan eşlik etti. Sanatçı Memozan, Zeynel Ali ve Koma Sersi ise söyledikleri şarkılar ile kitleyi coştururken, yüzlerce kişi halaya durdu.
Ve Emekçi sahnede
Gecede son olarak sanatçı Ozan Emekçi sahne alarak, sistem karşıtı ve devrimci şarkılarını seslendirdi. Emekçi, Yeni Özgür Politika Gazetesi’nin özgürlükçü, eşitlikçi, emekçi ve direngen bir gazete olduğunu söyledi. Kürt gerillalarının hümanist ve direnişçi yönlerine dikkat çeken Emekçi, gerillalar üzerine söylediği türkü ise coşkuyla karşılandı.
Gecede, bir çok kurum kitap standları kurarken, katılımcılar Heyva-Sor standına giderek desteklerini sundu.
Londra’da gelenekselleşen Yeni Özgür Politika Gecesi’in özetinde ise Gerçekte ısrar…’ şiarı ‘inadına direniş’ şiarı ile buluşarak son buldu.
LONDRA







