Güçlü devlet mi güçlü toplum mu? 

Cafer TAR yazdı —

  • Toplumu yok sayan devlet seviciliğinin gerçek hayatta bir karşılığı yokmuş; devlet toplumsal örgütlenmeyi ikame edemez; ama örgütlü toplum insanların devletten beklediği birçok çalışmayı kendi başına gerçekleştirebilir.

Türkiye, tarihinin en ağır yıkımlarından birini yaşadı; böylece hepimiz çok güzel ama bir o kadar da tehlikeli bir coğrafyada yaşadığımız konusunda biraz daha bilinçli hale geldik. Gerçekten de bütün Anadolu coğrafyası çok tehlikeli fay hatlarının tam üzerinde duruyor.

Dolayısıyla bu gerçeklik hepimize önemli sorumluluklar yüklüyor. İnsan/doğa ilişkisi eğer politikanın önemli konularından biriyse; ki bu mutlaka böyle, bu noktada hepimiz yaşadığımız deprem felaketi sonrasında insan/doğa ilişkisine her zamankinden daha fazla duyarlı olmalıyız.

Kamu otoritesini, başka bir ifade ile bizzat devleti ve onun bir organı olan belediyeleri sürekli denetlemeli ve gerektiğinde; oylarımızla, sokak eylemleri de dahil birçok biçimde uyarmalı, eğer bunlar da etkili olmuyorsa son tahlilde siyaseten cezalandırmanın bir yolunu bulmalıyız.

Yaşadığımız deprem felaketi sonrası Türkiye’de imar meselesi sadece siyasetçilere ve bürokrasiye bırakılamaz; bundan sonra imar planlamalarına bizzat o bölgede yaşayan halk ve meslek örgütleri de katılmalıdır.

Siyaseti sadece çevresine rant üretme süreci olarak algılayan; düzenin sağından ve solundan bir grup profesyonel siyasetçiye bütün bu yaşanan felaketlerden sonra artık güvenemeyiz. Nerede yaşayacağımız ve nasıl yaşayacağımızı kendimizin belirlediği yeni bir katılım modeli geliştirmeliyiz.

Türkiye toplumu yaşanan deprem felaketini kendi ile yüzleşebilmenin fırsatına dönüştürebilmelidir. AKP/MHP etrafında bir araya gelmiş çeteler, depremde yaşamlarını, evlerini barklarını yitirmiş insanlara yardım etmek yerine, onlara yardım eden insanlara saldırdılar.

Devlet hızla organize olup deprem mağdurlarına yardım götüren insanlara destek olmak yerine, onları sorgulayan, engelleyen, tutuklayan, tehdit eden bir pozisyonda durdu, bu da yetmezmiş gibi düzen medyası her gün bu insanlara hakaret ediyor.

Bütün bunlar bize yaşadığımız ülkede nasıl bir ahlaki düşkünlük ile muhatap olduğumuzu da gösterdi. Bu düşkün insanlar maalesef yirmi yıldan fazla bir zamandır iktidardadırlar ve ele geçirdikleri olanaklarla sadece toplumsal servete el koymadılar; aynı zamanda bilerek isteyerek apolitik ve ahlaken düşkün bir toplum inşa etmek için yoğun bir çaba harcadılar.

Yaşadıklarımıza verilen tepkilere baktığımızda hiç de azımsanmayacak kadar ahlak dışı bir çevrenin toplum hayatında önemli bir rol üstlendiğini görüyoruz. Bana göre yakın dönemin en önemli görevi ahlaki/politik toplumun inşası olmalıdır.

Gelinen noktada Türkiye’de politika bir adam kayırma ve rüşvet dağıtma süreci haline gelmiş; halkımız da bir tür çaresizlikten buna razı olmuş, hatta kimileri bu çürümüşlükten kendilerine menfaat üretme arayışına girmiştir.

Halbuki tam tersi olmalı; politika halkımızın karşı karşıya kaldığı sorunların tüm toplumun katılımı ile konuşulduğu ve herkesin yararına çözüme bağlandığı bir süreç olarak işlemelidir.

Bu ise kendi içerisinde güçlü bir ahlaki duruşu gerektirir. Ahlaken zayıflamış bir toplum egemenlerin her türlü tahakkümüne, manipülasyonuna açık hale gelir. Egemen sınıflar böyle toplumları çok daha kolay yönlendirebilirler.

Biz deprem süreci boyunca özyönetimin ne kadar gerekli, merkezi devletin ise ne kadar hantal ve sömürgen olduğunu deneyimlemiş olduk. Sözüm ona güçlü devlet günlerce insanları enkaz altında ölüme terk ederken kendi olanakları ile bir araya gelmiş insanlar binlerce insanın hayatını kurtardılar.

Öyleyse toplumu yok sayan devlet seviciliğinin gerçek hayatta bir karşılığı yokmuş; devlet toplumsal örgütlenmeyi ikame edemez; ama örgütlü toplum insanların devletten beklediği birçok çalışmayı kendi başına gerçekleştirebilir.

Bu durumda bize düşen mevcut örgütlerimizi daha da güçlendirmek, içerik ve eylemsellik anlamında zenginleştirmek olmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.