Hava durumu ya da “dem”lenmiş meteoroloji

Selahattin IŞILDAK Haberleri —

  • İhtiyacımız olan, toplumsal meteoroloji bilgisi güçlü bir siyasettir. DEM’lenmiş bir hava durumu mutlaka kazanacak bir yolun yolcusu olacaktır.

SELAHATTİN IŞILDAK

Yazının başlığını görenler “köşe yazısına da meteoroloji ile başladı” diyerek içten bir tebessüm edecektir muhtemelen.

Aslında bu yazıda COP28’de yaşananları ayrıntılarıyla yazıp, kısacası dağın çoğumuzun beklediği gibi nasıl bir fare doğurduğunu anlatacaktım. Esasen yazının başlığı “COP28 Hava Bülteni” olacaktı, ancak okuyanları bir çok istatistiki verilere boğarak sıkıcı bir ilk yazı olmasın diye düşünerek vazgeçtim. Zaten okuyanların büyük çoğunluğunun bu gerçekleri de bildiğini düşünerek, egemen sınıfların bütün bu doğayı koruma safsatasının koskoca bir yalan olduğunu yazarak başlayalım.

Kısaca hava durumu raporumuz şöyle; doğamızı, çevreyi kirletmeye eskisi gibi devam etmişiz, hatta daha da çok kirletmeye devam ediyoruz. COP28’de alınan kararlar bizlere fosil enerji baronlarının hala ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Fosil enerji kaynaklarına sahip olan ve satan şirketlerin, ülkelerin hala ne kadar etkili olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Zirvenin toplandığı mekanın sahiplerinin dünya petrol zenginlerinin kalelerinden birisi olduğunu hatırlarsak zaten başkaca bir sonuç beklenemezdi zaten.

Öte yandan ise, sözüm ona çevreci, doğayı savunduğunu iddia eden yeni enerji devlerinin büyüyüşü de devam ediyor. Bu kesim; genellikle genç-dinamik, yeni büyümekte olan, eli biraz sanal dünyada, biraz solar dünyada, biraz da uzay yollarında olan enerji baronlarından oluşuyor. Az da olsa insanlığı bekleyen büyük ekolojik değişimlerin nasıl büyük yıkımlar getirebileceğini azıcık da olsa görebilen ve insanları bu hassasiyetlerinden yakalayarak kendi sömürü ağlarını büyütmeye çalışan kesimlerden oluşuyor bu baronlar.  

Meteoroloji kaynaklarının son verilerine göre; dünya tarihinde ölçülebilen değerler arasında İspanya’da 14 Aralık tarihinde sıcaklık 29.9 ile dünya rekoru kırılmış durumda. Küresel doğa yıkımının, insanlığın burnunun dibine kadar geldiği günlere tanık oluyoruz, yaşıyoruz. Yine meteoroloji kaynaklarının gözlem raporlarına göre; eşi benzeri pek görülmemiş bir “sıcak hava kubbesi”nin kış aylarında Avrupa’nın tepesine çökeceği öngörülüyor. (Ki sinyallerini şimdiden aldık, havalar 9-10 derece birden ısınıverdi.)

Avrupa merkezli Batı dünyasında yenilenebilir enerjiye devletlerin de yatırımı ve katkısı artmaya devam ediyor. Avrupa toplumunun “incelikli çevreci hassasiyetlerini” siyasetinin kalbine koyan sol ve yeşil partilerin hemen hemen hepsi uzunca bir süredir dört elle bu “hassasiyetleri” sömürerek, egemen sınıfların çıkarlarını koruyup kollamaya devam ediyor. Avrupa ana karasında artık sadece sol ve çevreciler değil, merkez sağdakiler dahi “doğa dostu-çevreci” oluvermiş durumda.

Gelinen aşamada (Ukrayna savaşı ile büyüyen) enerji krizi döndü dolaştı emekçilerin kucağına ateş topu olarak düştü. Alınan bütün kapitalist “çevreci” kararlar ne doğaya, ne de çalışan emekçilerin sorunlarının çözümüne bir katkı sağlayabildi. İkisi de olmadı. Bu türden iki yüzlü siyasetler Avrupa ana karasında son demlerini yaşıyor artık. İnsanlar her geçen gün daha da radikalleşen kararlar alarak bir kesimi sola, daha büyük bir kesimi ise (şimdilik) sağa yatıyor. Yani Avrupa İmparatorluğu gemisi yeniden su alıyor.

Klasik tabiri ile ifade etmek gerekirse yaşanmakta olan süreç “devrimci duruma” doğru evriliyor. Hem Avrupa ana karasında, hem de (onsuz yapamayacağını bildiği) Ortadoğu ana karasında,  genel olarak da dünya çapında bir dalgalanma yaşanıyor. Mücadelenin daha da sertleşeceği, dalgaların daha da büyüyeceği, daha çetin bir sürece doğru evriliyor gelişmeler. Önemli olan bu gelişmeleri öngörebilmek, gelecek olası güçlü dalgalara karşı daha güçlü dalgakıranlar örebilmektir. Meteoroloji tahminleri her ne kadar bilimsel bir çalışmanın ürünü olsa da, kesin müspet bir bilim dalı gibi değildir. Hata payları da vardır, ancak ileriyi öngörebilme gücüne, yetisine sahip olabilmeyi amaçlar, bu amacın gerçekleşebilmesine yardımcı olur.

Vikipedi ansiklopedisinde Meteoroloji’nin tanımı şu şekildedir:

 “İlk hava tahminleri, ilk uygarlıklar tarafından mevsimsel değişiklikleri izlemelerine yardımcı olmak amacıyla tekrar eden astronomik ve meteorolojik olayları gözlemlemeleriyle başlamaktadır. MÖ 650 civarında, Babilliler bulutların görünümüne ve hale gibi meteorolojik optik fenomenlere dayanarak kısa vadeli hava değişikliklerini tahmin etmeye çalıştılar. MÖ 300'e gelindiğinde, Çinli gök bilimciler yılı 24 festivale bölen ve her festivalin farklı bir hava türüyle ilişkilendirildiği bir takvim geliştirdiler. Yunan filozof Aristo, yağmur, bulutlar, dolu, rüzgâr, gök gürültüsü, şimşek ve kasırgalar gibi 340 civarında meteorolojik olay hakkında teoriler içeren felsefi bir bilimsel metin olan Meteorologica'yı yazdı. Ayrıca Meteorologica'da meteoroloji ve atmosferin yanında astronomi, coğrafya, kimya gibi konulara da değindi.”

Velhasıl uzun sözün kısası; hava durumu-meteoroloji bilgisi sadece atmosferimizdeki hava değişimi ile ilgili değildir, aynı zamanda toplumsaldır da.

Sözün özü; ihtiyacımız olan, toplumsal meteoroloji bilgisi güçlü bir siyasettir. DEM’lenmiş bir hava durumu mutlaka kazanacak bir yolun yolcusu olacaktır. DEM partiye şimdiden kolaylıklar dilerim.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.