Hepsi savaş suçlusu: Yargılansınlar
Yurt Dışı Haberleri —
- Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırıları ve işlediği savaş suçlarına ilişkin Alman Federal Savcılığı’na suç duyurusu yapıldı. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yaşar Güler, Ziya Cemal Kadıoğlu, Hakan Fidan ve İbrahim Kalın’ın yargılanması isteniyor.
HAKAN TÜRKMEN/BERLİN
Merkezleri Almanya’da bulunan Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği (MAF-DAD) ve Kürdistanlı Akademisyenler Ağı (KURD-AKAD), Kobanî Tip Merkezi birlikte Berlin Federal Basın Konferansı’nda Federal Savcılığa yapılacak suç duyurusuna ilişkin açıklama yaptı. MAF-DAD Eşbaşkanı Heike Geisweid, KURD-AKAD Eşbaşkanı Dersim Dağdeviren, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Temsilcisi İlham Ehmed, Yoksulluk ve Sağlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Gerhard Trabert katıldı.
Savaş ve insanlığa karşı suç
Türk devletinin Rojava’ya dönük uluslararası hukuku hiç sayan saldırılarının en yıkıcılarından biri 25 Ekim 2023’te yaşandı. Diyabet merkezi, acil poliklinik, aşı merkezi olan Kobane Tıp Merkezi de bu dönemde bombalandı. Söz konusu saldırıya ilişkin adı geçen kurumlar adına avukat Heike Geisweid tarafından yapılan Karlsruhe’de bulunan Federal Savcılığa yapılan suç duyurusunda; bilinçli olarak sivilleri ve sivil yerleşimleri hedef alan Türk devlet yetkililerinin hem savaş suçu hem de insanlığa karşı suçlardan yargılanması isteniyor.
Hepsi savaş suçlusu
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TSK Genelkurmay Başkanı Metin Gürak, Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Ziya Cemal Kadıoğlu, Dışışleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, 1. Ordu Komutanı Metin Tokel ve 2. Ordu Komutanı Levent Ergün’ün de olduğu yetkililer hakkında 25 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’de sivil yerleşim yerlerini hedef aldıkları gerekçesiyle yargılanmaları talep ediliyor.
118 kez SİHA, 20 savaş uçağı
25 Ekim’den başlayarak Türk devletinin yaptığı hava saldırılarında Kuzey ve Doğu Suriye dört gün boyunca 118 kez SİHA'larla, 20 kez savaş uçaklarıyla, 893 kez de topçu birlikleriyle saldırıya uğramış; aralarından çocuk ve kadınların da bulunduğu 17 sivili katledilmiş, 65 sivili de yaralanmıştı. Dört gün süren saldırılarda özellikle Kuzey ve Doğu Suriye'deki sağlık ve eğitim merkezleri, fırınlar, un ve tahıl depoları, buğday siloları, elektrik santralleri, şirket ve fabrikalar, telefon şebekeleri ile su, gaz ve petrol istasyonlarını bombalanmış ve milyonlarca insan elektrik, su, yakıt ve gıda sıkıntısı yaşanmıştı.
Yaygın ve sistematik bir saldırının parçası
Türk devletinin günlerce süren bu saldırılarda sivilleri ve sivil yerleşimleri özellikle hedef aldığının belirtildiği suç duyurusunda saldırılarda insani hukuk kapsamında korunan okul, hastane ve savunmasız alanlara saldırılar düzenlendiğine vurgu yapıldı. Suç duyurusunda şunlara dikkat çekildi: “Etkilenen tesisler arasında Kobanê'deki Kobanî Tıp Merkezi (KMC) ve Miştenur Tıp Merkezi de dahil olmak üzere çeşitli sağlık merkezlerinin yanı sıra Qamişlo'da sivil nüfusa temel tıbbi bakım sağlayan diyaliz merkezi ve USAID oksijen tesisleri de bulunmaktadır. Ayrıca saldırılar askeri yasağı açıkça ihlal ederek, sivil nüfusa veya sivil mülklere orantısız zarar veren saldırılar gerçekleştirilmiştir. Bu eylemler yalnızca savaş suçu teşkil etmekle kalmayıp, aynı zamanda Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlerin çoğunlukta olduğu sivil nüfusa yönelik yaygın ve sistematik bir saldırının parçası olarak gerçekleştirildikleri için insanlığa karşı suçların unsurlarını da yerine getirmektedir.”
Alman yasalarına göre de suç
Bu saldırıların uluslararası hukuka göre düzenlenmiş, soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarını kapsayan Alman yasalarının göre suç olduğuna işaret edilerek, sivilleri ve sivil yerleşimleri hedef aldığı için savaş suçu ve özellikle de etnik kökenleri ve siyasi kanaatleri nedeniyle grupların sınır dışı edilmesi ve zulme uğratılması unsurlarını taşıdığı için de insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilip adı geçen şahısların yargılanması talep edildi.
* * *
Dr. Dersim Dağdeviren: Saldırılar kesintisiz sürüyor
Kobanî’nin DAİŞ’e karşı mücadelesiyle bir sembol haline geldiğini belirten KURD-AKAD Eşbaşkanı Dr. Dersim Dağdeviren, aynı kentin bugün yine Türk devletinin saldırılarıyla gündemde olduğunu söyledi. “Ne yazık ki bugün Kobanî başta olmak üzere Kuzey Suriye’de süren gerilimde Türkiye’nin rolü büyük. Silahlar bu kez Türk ordusunun kontrolünde, bölgedeki istikrarsızlık ve devam eden çatışmalar Türkiye'nin askeri politikaları ile şekilleniyor” dedi. Türkiye’nin NATO üyesi ve Birleşik Krallık’ın ittifakı olduğunun altını çizen Dağdeviren, “Batılı güçler yaşananlara sessiz. İngiltere sorumluluk almalı. Uluslararası toplum Kuzey ve Doğu Suriye’deki saldırılar ve insani trajedilere odaklanmalı” diye konuştu.