Her fotoğraf bir tanıklık

Kültür/Sanat Haberleri —

“Ji Tarîtiyê ber bi Ronahîyê - Hêvî Tawisî Melek” sergisi

“Ji Tarîtiyê ber bi Ronahîyê - Hêvî Tawisî Melek” sergisi

  • DAİŞ’in soykırım saldırısı ardından kamplarda yaşayan Êzîdîleri belgeleyen fotoğrafçı-gazeteci Rawand Jawad Smail’in 16 eserden oluşan sergisi yoğun ilgi gördü.

ARAT ARARAT/HERFORD

Almanya’nın Herford kentinde “Ji Tarîtiyê ber bi Ronahîyê - Hêvî Tawisî Melek” başlıklı bir fotoğraf sergisi açıldı. Herford ve Bielefeld YEKMAL şubeleri tarafından organize edilen sergide, 2014 yılında DAİŞ’in Şengal’e yönelik saldırılarının ardından kamplarda yaşayan Êzîdîleri belgeleyen fotoğrafçı-gazeteci Rawand Jawad Smail’in 16 eserden oluşan çalışması yer alıyor.

Sergi, Herford Marta Hoch2 ve NRWeltoffen (Herford Irkçılıkla Mücadele Kurumu) desteğiyle 16 Mayıs’ta açıldı ve 6 Haziran’a kadar ziyarete açık kalacak.

Soykırımdan sonra

Serginin açılışında konuşan Marta Hoch2 temsilcisi Anna Peplinski, bu iş birliğinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, “YEKMAL ile kültürel etkinliklerde iş birliğimizi sürdüreceğiz. Böyle önemli bir sergiyi açtığımız için çok mutluyuz” dedi.

YEKMAL adına konuşan Zerife Hüseyin ise serginin amacını şu sözlerle özetledi: “Bu resimlerin sergilenmesiyle Êzîdî soykırımını yeniden hatırlatmak istedik. Sergide satılan fotoğraflardan elde edilen gelir, Kürdistan’da Barış ve Umut İnisiyatifi’nin Şengal’de yürüttüğü çocuk parkı projelerine ve Kobanê’de yetim çocuklar için kurulan ‘Keskesora Alan’ kurumuna bağışlanacak.”

Fotoğrafçı Rawand Jawad Smail ise sergiyi DAİŞ saldırılarından sonra bölgede çektiği fotoğraflardan oluşturduğunu belirterek, “Bu tür organizasyonların Almanya’da yapılması çok önemli” dedi.

 

Dehar amca ve eşi Kezwan

 

Fotoğrafların hikayeleri

Sergideki her bir fotoğraf, Êzîdîlerin yaşadığı acılara, direnişine ve umuduna dair özgün hikayeler taşıyor. Sergiye katılanlar arasında, Herford’da yaşayan Kürt tiyatro yönetmeni Şano Îbrahîm de yer aldı. Sergiyi gezerken fotoğraflarda tanıdık bir yüzle karşılaşan Îbrahîm, duygusal anlar yaşadı: “Bu amcanın adı Dehar, eşi Kezwan. Dehar amca, babam cezaevindeyken bize sahip çıktı, adeta babalık yaptı. Bir gözü görmüyordu. Fermandan birkaç yıl sonra vefat ettiğini öğrendim.”

 

Küçük çocuk: “DAİŞ geldiğinde dışarıda oynuyordum. Silah seslerini duydum. Annem elimi tutup babamın arabasına götürdü. Şengal Dağı’na kaçtık. İki gün iki gece yürüdük. Ayakkabılarımı giyememiştim, ayaklarım yara oldu.”

 

 

Küçük bir kız çocuğu: “Üç kardeşim var. Annemle dağlarda saklandık. Ne su ne ekmek vardı. Helikopterler yardım getirdiler. Daha sonra Duhok ve çevresindeki köylere götürüldük.”

 

 

 

Yaşlı bir adam, umut ve öfkeyle konuşuyor: “Bugünleri asla unutmayacağız. İnancımız ve kültürümüz yüzünden öldürüldük. Ama gerçek gizlenemez. Bir gün adil bir mahkeme haklarımızı koruyacak.”

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.