Her tip cezaevinde kaldı

HDP PM Üyesi Hacay Yılmaz

HDP PM Üyesi Hacay Yılmaz

  • HDP PM Üyesi Hacay Yılmaz, Türk cezaevlerinin her tipinde kaldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a komplo sonrası inşa edilen yeni tip cezaevleriyle, tecridin hem derinleştiğini hem de yayıldığını söyleyen Yılmaz, "Bu yeni tipler tutsakları düşünemez hale getirmeyi amaçlıyor. Her S tipinin bir İmralı olduğunu söylemek yanlış olmaz" dedi. 

Türkiye, dünya çapında en fazla tutuklu sayısına sahip ülkelerden birisi. Adalet Bakanlığının son verilerine göre cezaevlerinde şu an 314 bin 502 tutuklu bulunuyor. Bu rakamın önemli bir bölümünü, düşüncelerinden kaynaklı tutuklananlar oluşturuyor. Tutuklu sayısı arttıkça farklı isimlerde yeni cezaevleri inşa ediliyor. Bununla beraber hak ihlalleri de artıyor. 1950-1960 yılları arasında A Tipi olarak inşa edilen cezaevlerine sonrasında farklı tipler eklendi.  

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999’da Türkiye'ye getirilmesi sonrası ise F Tipi cezaevleri inşa edilmeye başlandı. F Tipi cezaevlerini, sırasıyla S ve Y tipi cezaevleri takip etti. İsimler değiştikçe İmralı'da uygulanan tecrit ve hak ihlalleri de arttı. 

İmralı sonrası F Tipi cezaevleri

F tiplerine yönelik ilk çalışmalar, Temmuz 1997 Genelgesi ile başladı. Bu genelgede, üstü örtülü olarak küçük oda uygulamalarına geçileceği belirtiliyordu. Genelge, insan hakları ve hukuk örgütlerinin tepkisi sonrasında geri çekildi. 2000'de ise İstanbul, Ankara, İzmir ve Kocaeli'nde, daha sonra F Tipi cezaevleri olarak adlandırılacak hücre tipi cezaevlerinin yapımına başlandı. Gizlice yürütülen bu hazırlık sonrasında tutuklular, E Tipi cezaevlerinden F Tiplerine nakledilmek istendi. F Tipi hücre sistemine ve tecrit uygulamasına direnmek için 20 Ekim 2000'de 20 cezaevinde açlık grevi ve ölüm oruçları başlatıldı. Başlatılan bu eylemlere ve toplumun tepkilerine kulak asmayan dönemin iktidarı, 19 Aralık 2000'de "Hayata Dönüş" adı altında cezaevlerine yönelik geniş çaplı bir saldırı başlattı. Ağır silahlarla cezaevlerine yapılan saldırılarda 30 tutsak yaşamını yitirdi, yüzlercesi de yaralandı. Yaşanan katliam sonrasında tutsaklar Sincan, Kırıklar, Kandıra ve Silivri'de yapılan F Tipi cezaevlerine gönderildi. Ardından Türkiye'nin birçok bölgesinde yeni F tipleri inşa edildi. 

Direniş de eksik olmadı

Tutsaklar, üç kişilik hücrelerde birbirlerinden koparılarak, iletişimleri ve örgütlülükleri ortadan kaldırılmak istendi. Bu tarihten sonra baskı artarken, sık sık değişen yönetmelik ve kanunlarla da zorlaştırıldı. Tutsaklar, aile görüşleri, telefon, spor, mektup ve kitap gibi birçok haklarından mahrum bırakılmaya başlandı. Hak ihlallerine karşı birçok cezaevinde direniş başladı. Tutsaklar ulusal ve uluslararası yasalar ve sözleşmelerle kendilerine verilen hakların ellerinden alınmasına yönelik onlarca cezaevinde açlık grevi ve ölüm orucu eylemleri gerçekleştirdi. Yine birçok tutsak yaşanan ağır insan hakkı ihlali ve cezaevlerindeki tecride karşı yaşamına son verdi. 

S Tipi cezaevleri

F tiplerinin ardından S tipleri gündeme geldi. AKP, 2021'de Antalya, Manavgat, Iğdır, Bodrum ve Samsun'da 5 cezaevi inşa etti. F tiplerine göre kapasitesi arttırılan S tiplerinde, üç kişilik koğuşların yanı sıra çok sayıda tek kişilik hücre bulunuyor. Bununla tecrit ve izolasyon dayatılıyor. S tipleri, genellikle şehirlerin ulaşımı zor olan bölgelerinde kuruluyor. 

Y Tipi cezaevleri

AKP-MHP iktidarı, 2022'de Y tiplerini gündeme getirdi. Antalya Y Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ereğli 1 No'lu Y Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Ereğli 2 No'lu Y Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olmak üzere üç tane Y Tipi cezaevi kuruldu. Üç katlı olan bu cezaevleri, her katta bir tutsağın kalacağı ve birbirlerini göremeyeceği şekilde tasarlandı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilenlerin tutulacağı bu cezaevlerine yönelik tepkiler sürüyor. 

Hepsinde kaldı

Farklı tiplerdeki cezaevlerinde kalan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Hacay Yılmaz, MA'dan Tolga Güney'e cezaevleri ve tecridi anlattı. İlk olarak 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında cezaevine giren Yılmaz, o tarihten sonra neredeyse bütün tip cezaevlerinde kaldı. 1982-1987 yılları arasında Metris Askeri Cezaevi ve Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde kalan Yılmaz, 1993-1995 yılları arasında Urla ve Buca Açık cezaevlerinde kaldı. Yılmaz, 1999-2000 yıllarında Bergama M Tipi Cezaevi'nde, 2016-2019 yılları arasında ise Kırıklar F Tipi ve Şakran T Tipi cezaevlerinde kaldı.

Yılmaz, Öcalan'a yönelik komplodan kısa bir süre sonra devletin koğuş tipi cezaevlerinden F Tipi cezaevlerine geçişi hızlandırdığını aktardı. Yılmaz, "Aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan itibaren cezaevleri politikası işkenceye, izolasyona, kişiliksizleştirmeye yönelikti. 12 Eylül'de, 1990'larda bu politikalar katmerlendi. F tiplerine geçmek için cezaevlerinde katliamlar yaşandı. Şimdi geldiğimiz noktada özel olarak komployla birlikte Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, bütün cezaevlerinde değişik ölçülerde uygulanıyor" diye konuştu. 

Tutsaklar ölüme mahkum

F tiplerinde tutsakların yaşamdan izole edilmek istendiğini kaydeden Yılmaz, devletin bu noktayı da "yetersiz" görerek, S ve Y tiplerini inşa etmeye başladığını söyledi. Tutsakların bu iki tip cezaevlerinde ölüme mahkum edilmek istendiğini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi: "Aslında devlet yeni cezaevleriyle tutukluları 'ne kadar çok işkence yapabilirim', 'nasıl kişiliksizleştiririm', 'nasıl katlederim' gibi politikaları uyguluyor. Yeni inşa edilen S ve Y tipinde kimseyle temas kurma şansın yok. Bu yeni tipler tutsakları tamamen yalnızlaştırıp düşünemez hale getirmeyi amaçlıyor. İnsan, toplumsal bir varlıktır ve konuşma ihtiyacı duyar. Burada öyle bir izolasyon yapılmak isteniyor ki esir durumdaki insanın kelimeleri, sözcükleri unutması isteniyor. Aslında bu her yönüyle insanlık suçudur." 

Her S bir İmralı olacak

İmralı'da ağırlaştırılan tecridin S ve Y tipleriyle derinleştirilmek istenildiğine vurgu yapan Yılmaz, şöyle devam etti: "Yani artık her S tipinin bir İmralı olduğunu söylemek yanlış olmaz. İmralı'da tecrit ve izolasyondur. S tipleri de bunun son örneği. S tipleriyle yeni yeni İmralılar oluşturuluyor. Bu cezaevlerine karşı çıkmak herkesin sorumluluğundadır." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.