Herise buruk kutlandı

Toplum/Yaşam Haberleri —

6 Şubat 2023 Depremi / Antakya - Herise kutlaması

6 Şubat 2023 Depremi / Antakya - Herise kutlaması

  • Herise kazanının başında bekleyen Harbiyeli Selahattin Okyay, bir aydan sonra eski Antakya’ya ilk defa gittiğini söylüyor. Okyay, “Antakya halkı memleketinden vazgeçmez. Bu zor günler geçecek ve şehir yeniden inşa edilecek, eski haline dönecek. Umudumuz bu” diyor.

ERDOĞAN ALAYUMAT/HATAY

Depremin üzerinden bir ay geçerken, Hatay halkı sadece kaybettikleri yakınlarının değil, aynı zamanda yıkıntılar altında kalan bir kentin yasını da tutuyor.

Büyük yıkım yaşayan Defne ilçesindeki Akdeniz Mahallesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Sultanoğlu, yaşadıkları mahallede kayıplarının olmadığını ancak Armutlu ve Elektrik Mahalleleirinde kayıplarının yüksek olduğunu ifade etti. “Özellikle ilk üç günü kıyamet gibiydi” diyen Sultanoğlu, “Omuz omuza verip kendimiz tırnaklarımızla bir şeyler yapmaya çalıştık. Cenazemiz olduğu zaman 7’inci günde onun ruhuna kurban kesilir, mevlüt okutulur. Hala enkazlar altında cenazeler olduğu ya da toplu mezarlara gömüldükleri için, bu ritüeli tüm vefat edenlerin ruhuna topluca atfettik” diyor.

Depremzedeler için kaynadı

Arap Aleviler için kutsal olan Leyle-t el-shaban da bu yıl yaşanan acı nedeniyle buruk karşılandı. Sultanoğlu, bu yıl Herise kazanlarını depremzedeler için kaynattıklarını dile getiren Sultanoğlu, “Normalde dini bayramlarımızda ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere kazanlarımızı kaynatırız. Bu zaman zaman Herise olur, etli bulgur pilavı olur. Biz bu kazanı kaynattığımız zaman bütün çevre mahallelerden, çadırlardan duyan geldi” diye belirtiyor.

Herise kazanının başında bekleyen Harbiyeli Selahattin Okyay, bir aya yakın sürenin ardından Kurtuluş Caddesi’ne, eski Antakya’ya ilk defa gittiğini söylüyor. Okyay, ayakkabıdan kumaşa kadar alışveriş yaptığı uzun çarşıdan, insanların sosyalleştiği köprübaşından geçerken duygulandığını belirterek ekliyor: “Antakya halkı memleketinden vazgeçmez. Bu zor günler geçecek ve şehir yeniden inşa edilecek, eski haline dönecek. Umudumuz bu” diyor.

Kentimizi terk etmeyiz

Herise kazanlarının başında herkesin konusu enkaz altındaki Antakya. Antakya halkı havası, suyu, tarihi dokusu ve kültürü ile kendisini ait hissettiği kentten ayrılmak istemese de çok sayıda insan kenti terk etmek zorunda kaldı. Depremzede Ufuk Murioğlu, gitmenin çözüm olmadığını belirtiyor: “Ben dünyanın neresine gidersem gideyim burada soluduğum havayı hiçbir yerde alamam. Öleceksem de burada öleyim.”

Depremin ilk günlerinde yaşanan kaotik ortamdan kaynaklı yaşadıkları yıkımın ayırdına varamayan Antakya halkı yavaş yavaş kentteki yıkım ile de yüzleşmeye başlıyor. Motosikletiyle Hatay’ı karış karış gezdiğini anlatan İsmail adlı genç ise gördüğü yıkım karşısında “Kalbim kırıldı” diyor.  İsmail  “Gezdiğimiz, kahveler, parklar taş yığını olmuş” diyerek, evlerin yıkıldığını, herkesin işsiz kaldığını belirterek, “Devlet ne yapacak” diye soruyor.

Enkaz altında sağ çıkarılan Gülcan Doğruel ise duygularını “Biz ne kadar ayakta kalsak da memleketimiz yıkıldı. Antakya bizim evimiz, yuvamız. Sokaklarında dolaşırız, kendimizi iyi hissederiz. Kaç mezhep, kaç din olursa olsun herkes kardeş. Her insandan, her dilden, her dinden insan kardeşçe yaşıyor” diyor. 

‘Ayaktayız ama ruhen öldük’

Harbiye’de kaynayan Herise kazanın başında yorgun ve çaresiz bekleyen Tülay Doğruel Oduncu ile konuştuğumuzda ise  “Bakmayın ayaktayız ama ruhen öldük” diyerek, yaşadığı yıkımı özetliyor. Her milletten, inançtan insanın kentte iç içe yaşadığını anlatan Oduncu, “kenti terk edecek misiniz” sorumuzu “Mümkün değil bırakamayız. Burada yaşamaya devam etmek istiyoruz” şeklinde yanıtlıyor. Deprem için toplanan yardımların doğru şekilde kullanılmasını isteyen Oduncu, “Burası her şeyin var olduğu bir şehir. O paraların doğru amaçla kullanılmasını istiyoruz” diye belirtiyor.

Samandağ’da Deprem Dayanışması Koordinasyonunda yer alan İsmail Çayırlı, kentte Arap Alevi, Arap Hristiyan ve Ermeni toplumunun iç içe yaşadığını belirterek ekliyor: “Burada Müslüman toplum Hristiyan bayramlarını kutlar, Hristiyanlar bizim bayramlarımızı kutlar. Aileler birbirlerine giderler. Müthiş bir birliktelik var. Türkiye’nin diğer bölgelerindeki kutuplaşma yok. Bu tarihe kadar olmadı. Bu yapı umarım bozulmaz.”

Büyük kazanlar kuruldu ama

“Şaban Ayı’nın Orta Gecesi” olarak da bilinen Leyle-t el-shaban, her yıl Şaban Ayı’nın 14. günü kutlanır. Çoğunlukla Antakya, Samandağ ve Defne ilçelerinde yaşayan Arap Aleviler için bugün oldukça kutsaldır. Sabah erken kalkılır, türbeye gidilir, yemekler yapılmaya başlanır, eski günler yad edilir. Bugünün vazgeçilmez ise Herise ya da Hirise olarak bilenen yemektir. Buğday, et ve kuyruk yağı, büyük kazanlarda pişirilir. Uzun bir uğraş sonucu hazırlanan yemek daha sonra dağıtılır.

 

*****

Bu miras yaşatılmalı

Hatay’ın Antakya ilçesinde depremin ardından suyu bulanan Harbiye Şelalesi’nde suyun görünümü eskiye döndü ancak deprem öncesindeki insan hareketliliği yok, sadece suyun sesi duyuluyor. Burada yılan taşı da denilen serpantin taşından oyma yöntemi ile figürler yapan İsa Kart’ın tezgahı açık. Şelaledeki satışları dışında turistik yerlere de çalışmalarını gönderen Kart, kentte Roma döneminden beri bulunan eserlerin yöre için gelir kaynağı olduğunu belirterek “Bunları yapmazlarsa gelen giden olmaz. Söylediklerine göre bunlar yenilenecek. Dört mezhep Antakya’da kardeş gibi geçiniyor. Bu dedelerden kalma bir miras bu. Bu miras yaşatılmalı” diyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.