Sermayenin kar hırsı çocukları öldürüyor
Dosya Haberleri —
- Kimi zaman onları bir atölyede çırak olarak görüyoruz, kimi zaman bir tarım işçisi, kimi zaman ise zorla çalıştırıldıklarına şahit oluyoruz. İbrahim henüz 13 yaşında ancak evin tüm geçimi onun omuzlarında. İbrahim’in çalıştığı sokağın bir üst sokağına çıktığımızda Delal ile karşılaşıyoruz. Henüz 15’ine yeni basmış. Delal de okuldan sonra midye işinde çalışıyor.
ERDOĞAN ALAYUMAT
Kimi zaman onları bir atölyede çırak olarak görüyoruz, kimi zaman bir tarım işçisi olarak, kimi zaman ise zorla çalıştırıldıklarına şahit oluyoruz ancak birçoğumuzun aklına bunun bir insan hakları sorunu ve çocuk hakkı ihlali olduğu gelmiyor. Çocuk hak ihlallerine ilişkin konularda aklımıza ilk olarak çocuk istismarı gelse de dünyada ve Türkiye’de gün geçtikçe artış gösteren çocuk işçiliği gerçekliği var.
Beyoğlu ilçesine bağlı Tarlabaşı semti İstanbul’da derin yoksulluğun can alıcı bir şekilde yaşandığı semtlerin başında geliyor. Nereye bakarsak yoksulluk manzaraları ile karşılaşıyoruz. Bu semtte yaşayan çocukların ezici çoğunluğu aileleri tarafından çalıştırılmak zorunda kalırken, kimi çocuklar bir yandan eğitimine devam edip bir yandan da aile ekonomisine katkı için merdiven altı diye tabir edilen atölyelerde çalışmak zorunda kalıyor.
Özgür Politika’nın görüştüğü uzmanlar ise dünya çapında çocukların çalışmasını yasaklayan yasaların mevcut olduğunu ancak denetim mekanizmalarının çok yetersiz olduğu görüşünde. Türkiye’de ise mevcut durumun üçüncü dünya ülkelerinden farksız olduğunu söyleyen uzmanlar, ağır ve hafif sanayi iş kollarında denetimlerin görece daha rahat olduğunu ancak çocuk işçiliğin ağırlıkta kullanıldığı tarım gibi sektörlerde denetimlerin neredeyse hiç olmadığını söylüyor.
Aile yükü omuzlarında
Bu çocuklardan birisi de İbrahim, henüz 13 yaşında ancak evin geçimi küçük omuzlarında kalmış. Aslen Mêrdinli olan İbrahim’in ailesi, ekonomik yetmezlik, baba ve küçük kardeşin hastalığından kaynaklı yönünü İstanbul’a çevirmek zorunda kalmış. Hem evin geçimini hem babası ile kardeşinin tedavi masraflarını karşılamak için annesi ile birlikte günde 12 saat çalışmak zorunda kalıyor.
Mêrdin’de ilkokulu bitiren İbrahim, İstanbul’a taşındıktan sonra eğitimine devam edemiyor ve Tarlabaşı’nda her sokak başında faaliyet yürüten midye üretim atölyelerinden birinde çalışmak zorunda kalıyor. Kimi zaman midye temizliği yapan İbrahim, kendisinden ağır midye çuvallarını taşıyor. Bu işi daha çok akşamları yapıyor.
Günde sadece 200 TL kazanıyor
Sattığı midyelerden günde 500 ile 600 TL arasında kazancı olduğunu söyleyen İbrahim, bu kazancın sadece 200 TL’sinin kendisine kaldığını sözlerine ekliyor. Yaz aylarında akşam serinliğinde satışa çıkan İbrahim, kışın ise daha çok öğleden sonra 14.00 ile 15.00 arasında tezgâh açtığını belirtiyor. Yazın akşam 19.00’dan sonra tezgâh açtığını o nedenle işinin gece 00.00 ile 01.00 arasında bittiğini söylüyor.
Çalışma saatlerinin uzun olmasından kaynaklı sağlıklı bir uyku uyuyamayan İbrahim, düzenli ve sağlıklı da beslenemiyor. Çalıştığı günlerde sabahları bir simit ya da poğaçayla kahvaltısını yaptığını akşamları ise genelde döner ekmek ile günü bitirdiğini söylüyor. Eğitimine devam etmek istediğini ancak bunun şu anda mümkün olmadığını söylüyor. Okuyabilse öğretmen olmak istediğini aktaran İbrahim, ailesinin durumunun düzelmesi durumunda tekrardan okula gideceğini de sözlerine ekliyor.