Hileyle sevke yeltendiler

  • Adli Tıp Kurumu’nun skandal bir raporla ”cezaevinde kalabilir” dediği 83 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ın cezaevi idaresi tarafından, iradesi dışında hileyle Amed’den İstanbul’a gönderilmek istendiği ortaya çıktı.

MİHEME PORGEBOL / İSTANBUL

Hasta tutsak Mehmet Emin Özkan’ın avukatı Aslıhan Bulut, ”Ailesi ve avukatlarıyla bağını koparmak ve ölüme terk etmek istiyorlar” dedi. Avukatlar, ATK raporunu hazırlayan doktorlar hakkında bugün nefret ve ayrımcılıktan suç duyurusunda bulunuyor.

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Mehmet Emin Özkan, 25 yıldır cezaevinde. Şimdiye kadar 5 kez kalp kirizi geçiren, dört defa anjiyo olan Özkan’ın ayrıca tansiyon, guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma-görme eksikliği, hafıza kaybı gibi ciddi sağlık sorunları bulunuyor. Son bir ayda 7 kez elleri kelepçeli halde asker ablukasında hastaneye kaldırıldı.  Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu’nun ”cezaevinde kalabilir” raporu verdiği Özkan hakkında ATK de yaşına ve sayısız ciddi rahatsızlığına rağmen skandal gerekçelerle oy birliğiyle cezaevinde kabileceğine karar verdi.

ATK niyet okudu

Özkan hakkında 28 Haziran’da yapılan muayene ardından hazırlanan 8 sayfalık raporda kimlik bilgileri de dahil tüm sorulara ”bilmiyorum” şeklinde cevap vermesi gerekçe yapıldı. Oysa Özkan, Türkçe bilmiyordu. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki için dava için kendisine Kürtçe tercüman atanırken, ATK’de Kürtçe tercüman bulundurulmadığından raporda bahsedilmedi. Aksine ”bilmiyorum” yanıtıyla Özkan’ın ”kendini kötü gösterme çabası içinde” olduğu ileri sürüldü.   

Raporda, Özkan’ın cezaevinde kalmasının hayati tehlike barındırdığı, ”vücut fonksiyon kaybı oranının yüzde 87” olduğu, cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespitlerine rağmen oy birliğiyle tahliyesi reddedildi.

 

ATK doktorlarına suç duyurusu

Özkan’ın avukatı Aslıhan Bulut, ATK raporunun ”bilimsellikten uzak, hukuksuz ve maksadını aşan” bir rapor olduğunu belirtti. Bulut, ATK heyetindeki doktorlar hakkında ”Görevi Kötüye Kullanmak” ve ”Nefret ve Ayrımcılık” suçları kapsamında bugün suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. ”ATK raporlarının hukuka aykırı olduklarını diğer hasta tutsaklara dair verdikleri raporlardan da biliyoruz” diyen Bulut, ”Bunları her zaman söylüyorduk ancak bunu somutlaştıramıyorduk. Elimizde net bir veri yoktu ancak bu rapor hukuka aykırılığı somutlaştırdı” diye ekledi.

Tıbbi değil siyasi rapor

ATK’nin Özkan için kendilerinden bazı tektikler istediğini belirten Bulut, ”Bizden bu tetkikler istenince, gerçekten bu sefer Mehmet Emin Özkan’ın hastalıklarına odaklanıp bunun üzerinden bir rapor çıkacağını düşündük ama çıkan rapor bu tektikleri dikkate almayan bir rapor oldu” diyerek, herhangi bir tıbbi değerlendirme yapılmadığının altını çizdi.

Kürtçe fobisi!

”Bu raporun oluşmasında Mehmet Emin Özkan’ın Kürtçe konuşmasının en önemli etken olduğunu biliyoruz” diyen Bulut şöyle devam etti: ”Devlet de Mehmet Emin Özkan’ın Türkçe bilmediğinin farkıda ve zaten daha önceki süreçlerde de kendisine tercüman atamış. Devlet karşısında Kürt gördüğünde direkt saldırı pozisyonuna geçiyor. Karşısındaki kişi Kürt olduğu için ona yapabileceği her şeyi yapmaya çalışıyor. Müvekkilimize yaptıkları da budur.”

Irkçı doktorlar göremedi

Doktorların görevlerini yapmak yerine niyet okuduklarını belirten Av. Bulut, şöyle devam etti: ”Raporun içinde birkaç husus daha var. Mesela raporda Mehmet Emin Özkan’ın rahatsızlıklarından ötürü çıkardığı sesler ‘inleme’ olarak değerlendirildi. Aslında ne kadar çok ağrısının olduğu gözlemleyebilirken, rahatsızlıklara odaklanmak yerine ‘inleme sesleri’ gibi absürt tabirler kullanılmış raporda. Dolayısıyla bu rapor kesinlikle tıbbi bir rapor değildir. Bu raporda yapılan tek şey niyet okuma ve görevi kötüye kullanmaktır. ATK, tıbbi değerlendirme yapmayıp niyet okuyarak görevi kötüye kullandı.”

Nefret ve ayrımcılık suçu

Bu raporun Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’ne de aykırı olduğunu vurgulayan Bulut, ”TUAY-DER, ÖHD ve TİHV adına hekimler hakkında görevi kötüye kullanmaktan, nefret ve ayrımcılık suçu işlediklerinden ötürü suç duyurusunda bulunacağız. Asıl gerçekçemiz ise müvekkilimizin soruları ‘Bilmiyorum’ diye yanıtladığı için hakkında ‘kendini kötü gösterme çabası içinde olduğu’ yorumunun yapılmasıdır. Bu değerlendirmenin hem tıbbın etik kurallarına aykırı olduğunu düşünüyoruz hem de nefret ve ayrımcılık suçu işlendiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Kandırarak dilekçe imzalatmak istediler

Devletin politikalarını uygulayabilmek için kendilerine iş birlikçilik teklif ettiğini de açıklayan Av. Aslıhan Bulut, Türkçe bilmeyen müvekkili Mehmet Emin Özkan’a içeriğini bilmediği bir dilekçe imzalatılarak İstanbul’a sevk edilmek istendiğini söyledi. Bulut, ”Cezaevi idaresi Mehmet Emin Özkan’a, ATK’ya sevk edilmesinden önceki gün Metris R Tipi Cezaevi’ne sevk edilmek istediğinin yazılı olduğu bir dilekçe imzalatmak istiyorlar. Ancak bunu ‘ATK’ya sevk edileceksin. Bu dilekçe onun için’ diyerek açıklamışlar. Aynı odada kalan tutuklu oğlu dilekçenin içeriğini fark edip okuma yazma bilmeyen Mehmet Emin Özkan’ın dilekçeyi imzalamasına engel oluyor” dedi. Bulut, devletin Mehmet Emin Özkan’ın Türkçe ve okuma-yazma bilmemesinden faydalanmak istediğini kaydetti.

Hayati riski artacaktır

Apar topar cezaevine gittiklerinde cezaevi müdürünün kendileriyle görüştüğünü aktaran Bulut, şöyle konuştu: ”Cezaevi müdürünün avukatlarla görüşmesi normalde görülmeyen bir durumdur. Biz Mehmet Emin Özkan’ın R-Tipi cezaevine gönderilmesini istiyoruz. Siz de bize yardımcı olun’ dedi. Ben de devam eden bir süreç varken, ATK raporları beklenirken böyle bir şey istemeyeceğimizi söyledim. Kaldı ki zaten kişisel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir insandan söz ediyoruz. Bu insanın ailesi, görüşçüleri, avukatları hep aynı şehirde. Yolculuğa çıkması bile sağlığını tehlikeye sokabilecek bir risk taşıyor.”

Avukatlara iş birliği teklifi

Cezaevi yönetiminin Mehmet Emin Özkan’ı R Tipi Cezaevi’ne göndererek onu tedavi edilmiş gibi gösterip infazının sürdürülmesini hedeflediğini vurgulayan Bulut, şunları dile getirdi: ”Mehmet Emin Özkan’ın ailesi ve avukatlarıyla bağını koparmak istiyorlar. Mehmet Emin Özkan’ı ölüme terk etmek istiyorlar. Cezaevi müdürüyle yaptığım görüşmede bu uygulamayı kabul etmeyeceğimizi söylediğimde müdür bana ‘Uzlaşı yoluyla hareket edelim. Müvekilinizi ikna edin’ yanıtını verdi. Müvekkilimizi kendileri böyle bir şeye ikna edemediği için bizim üzerimizden ikna etme çabası içerisindeler. Biz bunu kabul etseydik Mehmet Emin Özkan R - Tipine götürülecekti. Burada bir ay kalacaktı. Bir aydan sonra da ‘Bu kişi iyileşti, artık cezaevinde kalabilir’ deyip hasta haliyle götürüldüğü yerde ailesinden ve avukatlarından uzakta kalmasını sağlayacaklardı. Sizin aracılığınızla bunu da ifşa etmek istiyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.