HTŞ’yi meşrulaştırmaktan vazgeçin
Dünya Haberleri —

Almanya Federal Meclisi temsilciler
- Alevi, Êzîdî, Kürt, Dürzi ve Süryaniler: Ahmed El Şara ve ona bağlı cihatçı gruplar, bölgede radikal İslamcı bir düzen kurmak istiyor. Demokrasiyle hiçbir ilgileri yok. Avrupa’da bazı çevrelerin bu yapıları ‘konservatif’ olarak tanımlaması büyük bir hata. BM, El Şara’nın işlediği suçlardan yargılanabilmesi için karar almalıdır.
HAKAN TÜRKMEN/ BERLİN
Almanya Federal Meclisi’nde bir araya gelen Alevi, Êzîdî, Kürt, Dürzi ve Süryani topluluklarının temsilcileri, Ahmed El Şara (Colani) ve Heyet Tehrir (HTŞ) yönetiminin Suriye’de yarattığı tehdide dikkat çekmek için açıklama yaptı. Açıklamaya Die Linke (Sol Parti) Eşbaşkanı Jan Van Aken ve dış politika sözcüsü Cansu Özdemir ev sahipliği yaptı.
Federal Meclis’te yapılan açıklamaya Avrupa Süryaniler Birliği’nden Metin Rhawi, PYD temsilcisi Bhzad Dher, Kongra Star’dan Laila Ahmed, Suriye Alevi Topluluğu adına İbrahim Ali, Dürzi Topluluğu adına Evlin Assaf, Êzîdî Topluluğu adına Hussein Sino Hussein ve insan hakları örgütü PRO ASYL'den Tareq Alaows katıldı. Açıklamada Suriye’nin sadece tek bir halk veya inanç grubundan oluşmadığı vurgulanarak, “Suriye Kürtlerin, Arapların, Alevilerin, Dürzilerin, Hristiyanların, Êzîdîlerin ve diğer azınlıkların ortak yurdudur” denildi.
Demokrasiyle alakaları yok
Katılımcılar, El Şara’nın başında olduğu cihatçı çetelerin, kadın haklarını yok saydığını, azınlıkları tehdit ettiğini ve dini söylemleri araçsallaştırarak meşruiyet sağlamaya çalıştığını belirtti.
“HTŞ lideri Ahmed El Şara ve ona bağlı cihatçı gruplar, bölgede radikal İslamcı bir düzen kurmak istiyor. Bu gruplar kadınları susturuyor, azınlıkları yok sayıyor, farklı inançları tehdit ediyor. Korkuya ve silaha dayanan bir temsil olabilir mi? Demokrasi ve halk iradesiyle hiçbir ilgileri yoktur. Avrupa’da bazı çevrelerin bu yapıları ‘konservatif’ olarak tanımlaması büyük bir hatadır.”
Çoğulcu anayasa sürecini destekleyin
Suriye halklarının anayasal sürece dahil olması gerektiği belirtilen açıklamada şu çağrı yapıldı: “Suriye halkları olarak anayasal bir sürecin içinde yer almalıyız. Haklarımız sözle değil, anayasa ile garanti altına alınmalıdır. Suriye’de herkesin eşit yurttaş olduğu, haklarının korunduğu ve kimliğinin tanındığı bir sistem kurulmadan barış mümkün değildir. Bu nedenle Avrupa Birliği (AB), ABD ve Birleşmiş Milletler’e (BM) sesleniyoruz; Suriye'de tüm halkların eşit katılımını temel alan, çoğulcu bir anayasal süreci destekleyin.”
Uluslararası topluma açık çağrı
Katılımcılar, cihatçı gruplara destek veren aktörlere karşı net tavır alınması gerektiğini belirterek, “Barış ancak adaletle mümkündür. Suriye’de yükselen radikalizm sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkiler. Uluslararası toplum, insan haklarını ve çoğulcu yapıyı savunmalıdır” mesajı verdi.
Suriyelileri geri gönderebilmek için!
Toplantının ev sahiplerinden Cansu Özdemir, Almanya ve Avrupa’nın Suriye politikalarını sert dille eleştirdi. “HTŞ’nin başını çektiği hükümetin ‘normalleşmesi’, Suriyelilerin geri gönderilmesini kolaylaştırmak için planlanıyor. Bu yaklaşım, sadece Suriye için değil, tüm bölge için yıkıcı sonuçlar doğurur. Radikal grupların meşrulaştırılması tehlikeli bir hatadır” dedi.
İnsani yardım hızla ulaştırılmalı
Suriye Dürzileri adına konuşan Evlin Assaf, çözüm önerisi olarak federal bir yönetim modelini gündeme getirdi. Assaf, mezhep ve etnik temelli çatışmaların Suriye’yi bir çıkmaza sürüklediğini belirtti: “Federal bir sistemin Suriye için istikrar, adalet ve toplumsal uyumun temeli olduğuna inanıyoruz. İnsani yardımın acil şekilde ulaştırılması, demokratik ve çoğulcu bir Suriye’nin inşası için uluslararası desteğe ihtiyaç var.”
Colani yargılansın
Avrupa Süryaniler Birliği temsilcisi Metin Rhawi, Ahmed El Şara’nın uluslararası toplum tarafından tanınmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayarak şu çağrıyı yaptı: “BM, Ahmed El Şara’nın işlediği suçlar nedeniyle yargılanabilmesi için yeni bir karar almalıdır.”














