Iğdır'da alicengiz oyunları!

Dosya Haberleri —

Iğdır

Iğdır

AKP-MHP iktidarı, Iğdır’da Kürtleri ve Azerileri karşı karşıya getirmek için her türlü kirli politikaya başvuruyor. DEM Parti Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun’ ile Iğdır’ın sorunlarını, yürütülen kirli politikayı ve yerel seçimleri konuştuk...

  • Kürtler ve diğer halklar burada bin yıldır kardeşçe yaşıyor. Biz de eşit ve adil yaşamın etrafında birleşiyoruz. Devlet ise aksine kendi sistemini oluşturmaya çalışıyor. Serhed’in kuzeyini ve Kürtleri ablukaya almak istiyor. Hedefinde demokrasi yok, nerede iki kutuplu halklar varsa karşı karşıya getirip, dengelerle oynuyor.
  • Devlet seçimlerde de nüfus mühendisliği yapıyor. Geçen dönem MHP ile aramızda 1514 oy fark vardı. Şimdi bu farkı kapatmak için 4 bin 360 asker ve polisi buraya kaydırmış. Yine Aralık ilçesinden bine yakın kişi getirmişler. Emniyeti, askeri, polisi, jandarması, valisi ve kurumu Kürt halkına karşı birleşmiş durumda.

FELEKXAN SERHAT

İktidarını 20 yıldır seçim hileleri ile garantilemeye çalışan AKP-MHP iktidarı, bir kez daha seçim hilelerine başvurdu. Başta Şırnak, Siirt, Van, Hakkari olmak üzere Kurdistan'ın birçok bölgesinde binlerce hayali seçmenin olduğunu tespit eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Karadeniz'den ve batıdan bölgeye seçmen kaydırıldığını duyurdu. Yine boş binalarda binlerce asker ve polisin seçmen olarak kaydırıldığı ortaya çıktı. Sadece hile ile de yetinmeyen AKP-MHP iktidarı, Serhed Bölgesi'nde halkları da karşı karşıya getirmek için binbir dümen çeviriyor. 31 Mart yerel seçimlere iki ay kalırken, Serhed’de Iğdır, Kars ve Ardahan gibi kentler Kürt karşıtı ittifaklarla gündemden düşmüyor. Kürtlerin kazandığı belediyeleri kayyum aracılığıyla gasp eden devlet aklı şimdi de asker-polislerden oluşan ‘seçmenleri’ bu şehirlere kaydırarak 2019 seçimlerindeki oy farkını kapatmaya çalışıyor. Üç ülkeye sınır olmasına rağmen ekonomisine çökülen, göçün ve işsizliğin yoğun olduğu Iğdır’da da AKP-MHP iktidarı, Kürtler ve Azerileri karşı karşıya getirmek için her türlü kirli politikaya başvuruyor. DEM Parti Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun’la, Iğdır’ın sorunlarını, yürütülen kirli politikayı ve yerel seçimleri konuştuk.

Devletin sorunlarını çözmediği Iğdır’da her seçim Kürtlere karşı farklı ittifaklar yapılıyor. Iğdır neden bu kadar önemli?

Iğdır’ın çok özel ve stratejik bir konumu var. Çok kültürlü, çok renkli ve çok kimlikli bir kenttir. Kürtler, Azeriler ve Terekemeler jeopolitik açıdan etkili olan bu yerde bir arada yaşıyor. Buradaki halklar, kimliklerini devletlerin saldırılarına ve tektipleştirme politikalarına karşı korumayı başarmışlardır. Öte yandan, kuzeyde Ermenistan, doğuda Azerbaycan ve güneyde İran’la sınırı var. Bu da farklı kültürlerden etkilenme özelliğini beraberinde getiriyor. Bunun yanı sıra Türkiye için ‘Kafkaslara açılan kapı’, dahası Kafkasya ve İran’a transit bölge olma misyonu taşıyor. Hem cari hem enerji hatları da yine buradan geçiyor. Dolayısıyla devletin burada nüfus dengeleriyle oynaması, yönetim biçimlerine müdahale etmesinin sebebi bunlardır diyebiliriz.

Azerbaycan, İran ve Ermenistan’la sınır olan ama aynı zamanda göçün ve işsizliğin en yoğun kent. Problemleri nasıl ele alıyorsunuz?

Iğdır da Kurdistan’ın diğer kentleriyle aynı kaderi yaşıyor. 1990’lı yıllarda köylerden kente doğru yaygın bir göçertme politikası vardı. Devlet buradan sonuç alamayınca şimdi de Türkiye kentlerine ve oradan da Avrupa’ya göçertmeye çalışıyor. Bunu nasıl mı yapıyor? Kamu hizmetleri Kayseri, Eskişehir veya Konya gibi değil, yetersiz ve sınırlı. Yani insanların kendi topraklarına doyamadığı bir sistem yaratarak, göçün bir ayağını oluşturuyor. Şu anda Serhed’in tamamında bir boşaltma politikası güdüyor. Mesela tüm bölgeyi besleyecek verimli topraklar mevcut ama tarlalar ekilmiyor, boş. Doğru bir tarım ve hayvancılık politikasının uygulanmaması gençleri işsizliğe sürükledi. Yine 3 ülkeye sınır olan bu il sınır ticaretinden faydalanmıyor çünkü sınırlar kartellere teslim edilmiş durumda. Büyük şirketler ticaret yapıyor ama halkın giriş çıkışı yasak, küçük çaplı ticaretler engelleniyor.

Peki sizin çözüm önerileriniz neler?

Öncelikle halkçı bir politika izlemek gerekiyor. Zaten parti programımızda yerelin kendi kendine yetebildiği, öz gücüyle üretebildiği bir paradigma söz konusu. Tarıma elverişli olan Iğdır’da doğru bir politika uygulanıp, gençlere yeni iş imkanları sağlanırsa kimsenin ne şehir dışına ne de Avrupa’ya gitmesine gerek kalır. Burada ayrı bir parantez açmak gerekirse; insanlar ayrıca kendini burada güvende hissetmiyor, güvenmediği için de gitme yolunu tercih etmek zorunda kalıyorlar.

Genç kesimde göç, işsizlik ve güven sorunu demişken, son yıllarda Kurdistan’da yürütülen uyuşturucu ve fuhuş politikasına da değinmek gerekiyor. Iğdır’da durum nedir?

Yüksekova’dan tutun Cizre, Silopi ve Amed’e kadar tam bir çürütme politikası var. Iğdır ve Doğubayazıt gibi sınır kentlerinde bu yaygın. Bunu iki boyutla açıklayabiliriz; birincisi Türklük Sözleşmesi durumu. İnsanların Türk olmasının bir önemi yok, Türklüğe hizmet eden herkes Türk sayılıyor. Bir tarafta gençleri Avrupa’ya göçertirken diğer yandan da Arapları ve Afganları içeri alıyor. Bilinçli ve hakkını arayan Kürt’e karşı güvensizlik duyuyor. Onun için tarikat ve cemaatler aracılığıyla kendi milliyetçi neslini yetiştiriyor. Tabi ekonomi kartelleri de burada rol oynuyor. Dikkat ederseniz Türkiye’ye gelen Arapların tümü AKP’ye oy verdi. Hangi milletten veya ideolojiye sahip olduğunun bir önemi yok. Kürt nüfusunu azaltıp Araplardan Türklüğe hizmet eden bir taban oluşturma planı söz konusu. Adeta nüfus mühendisliği yapılıyor.

İkinci boyut ise sözünü ettiğim baskı ve göçertme politikası. Ekonomik ve politik nedenlerden dolayı Kürt gençlerini öyle bir sürdüler ki Mayıs seçimlerinde bayrakları asacak, çalışmalara dahil olacak genç bulamadım. Düşünün 15-16 yaşındaki gençler göç ediyor. Kalan kesim ise uyuşturucu ve fuhuş batağına sürüklendi. Kurdistan’da kuş uçurtmazlar, iki kişi bir araya gelse ne konuşulduğu bilinir ama şehirlerdeki uyuşturucu ağları engellenmiyor. Kristal denilen ucuz madde tiplerinin burada kullanıldığını emniyet biliyor. Kullanan veya satan kişiler gözaltına alınıp hemen bırakılıyor. Bu sorunu bizzat emniyet müdürüyle de konuştum ama çözüm yok. Yani düşünen, sorgulayan gençlik yerine itaat eden askeri bir toplum yaratılıyor.

Yerel seçimlere gelecek olursak; Kürt partilerin kazanmaması için her dönem farklı ittifaklar yapılıyor. MHP kökenli partiler bir araya geliyor ya da AKP’den doğrudan destek alıyorlar. Şu an nasıl bir strateji izliyorlar?

İdeolojik tartışmanın ve mücadelenin en yoğun olduğu Iğdır gibi şehirler üzerinde büyük bir baskı var. Haliyle MHP, Büyük Birlik Partisi, Zafer Partisi gibi partiler devlet politikası önünde sıraya diziliyor. Buna karşı direnişimiz var. Kürtler ve diğer halklar burada bin yıldır kardeşçe yaşıyor. Biz de eşit ve adil yaşamın etrafında birleşiyoruz. Devlet ise aksine kendi sistemini oluşturmaya çalışıyor. Serhed’in kuzeyini ve Kürtleri ablukaya almak istiyor. Hedefinde demokrasi yok, nerede iki kutuplu halklar varsa karşı karşıya getirip, dengelerle oynuyor. Somut örnek vermek gerekirse; şu anda Iğdır’daki tüm kamu kurumlarında Azeriler yer alıyor. Kürtler yıllarca bir şekilde kamu hizmeti görevlerinin dışında tutuldu. Ya KHK ile ihraç edildi ya da daha basit görevlere sürüldü. Bu da ırkçılığı tetikledi. Azerlerin, Kürtlere karşı ırkçılığı arttı. Bu tabi ki Azeri halkımızın bilinçli yaptığı bir şey değil. Bunun tek sorumlusu halklar arasındaki dengelerle oynayan devlet.

Mesela Zafer Partisi veya Sinan Oğan’ın öncülük ettiği oyları yüzde 0,5 civarında olan partiler için devlet aklı devreye girdi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde bunu gördük. Kürt, emekçi ve devrimci oyları değersizleştirip, milliyetçi oyları yücelten bir sistem devreye konuldu. Tabi söz konusu partiler de halktan değil, devletten yana şekilde irade beyanı gösterdi.

Kurdistan’ın diğer kentlerinde olduğu gibi Iğdır’a da seçmen taşındığı ortaya çıktı. Şehirde tam olarak nasıl bir seçim hesabı yapıyorlar?

Röportajın başında da belirtmiştim. Devlet seçimlerde de nüfus mühendisliği yapıyor. Daha önce Şırnak’ta uyguladığı sistemi Kurdistan’ın geneline yayıyor. Kazanma ihtimalinin çok düşük olduğu yerlerdeki seçmenini az farkla kaybettiği şehirlere kaydırıyor.

Peki taşınan seçmenler kimler?

Bunların hepsi 23-35 yaş aralığında olan asker ve polislerdir. Tespit ettiğimiz kadarıyla toplu olarak bir yerlere götürülüp oy kullandırtmışlar. Bir önceki seçimde belki yurtdışında belki de Suriye’de oy kullandılar. AKP, hiçbiri Iğdırlı olmayan bu mobil seçmeni elinde tuttu. Bu kişilerin şu anda nerede olduğunu bilmiyoruz ve bu kişiler belki de hayatında Iğdır’ı hiç görmedi. Geçen dönem MHP ile aramızda 1514 oy fark vardı. Şimdi bu farkı kapatmak için 4 bin 360 asker ve polisi buraya kaydırmış. Yine Aralık ilçesinden bine yakın kişi getirmişler. Emniyeti, askeri, polisi, jandarması, valisi ve kurumu Kürt halkına karşı birleşmiş durumda.

Öte yandan, 90’lı yıllarda köylerden Iğdır’ın uç mahallelerine gelen Kürtler oldu. Ağırlıklı gecekondu evlerde yaşanan bu insanlar bizim tabanımız. Orada bile Kürtlerin olduğu evleri bir kısmını köylere kaydırmışlar. Siyasi partilerin üyeleri meclisinde olmadığı için itiraz eden yok, kayyumu zaten valisi. Konaklı, Pir Sultan ve Atatürk mahallelerine de asker-polis taşımışlar. Bunların hepsine itiraz ettik. Yüksek Seçim Kurulu’na da itiraz edeceğiz. Bir iki yıl öncesinden planlanan bu sisteme yaptığımız itirazlara kopyala yapıştır cevaplar alıyoruz.

DEM Parti buna karşı seçmenini sandığa nasıl taşıyacak?

Iğdır’da ciddi bir işsizlik ve istihdam problemi olduğu için genç nüfus, ailelerini burada bırakıp batıya çalışmaya gitmek zorunda kalıyor. Şimdiden oluşturduğumuz kriz merkezi ve komisyonlarımız aracılığıyla ailelere, şehir dışında olan gençlere tek tek ulaşıp oy kullanmasını sağlayacağız. Her seçimde bunu yapıyoruz. Gerekli ekonomik bütçeyi çıkarıp, adreslere ve kişilere ulaşmayı şimdiden planlıyoruz. Burada en büyük yük halka düşüyor çünkü biz gücümüzü halktan alıyoruz. Halkımız her işini neredeyse kendisi yapıyor. Dediğim gibi çalışmalarımıza başladık.

***

Seçmen değil, kolluk kuvveti

AKP, 2019 seçimlerinde 1514 oy farkla kaybettiği Iğdır Belediyesi’ni DEM Parti’den almak için yaşları 23-35 arasında olan asker ve polis 4 bin 360 kişiyi Iğdır’a taşıdı. Bu kişiler Iğdırlı değil ve şu an nerede oldukları bilinmiyor. Yine merkezde bulunan uç mahallelerdeki Kürtleri en yakın köylere kaydırarak seçimi çalmaya çalışıyor. DEM Parti ise şehir dışındaki seçmeninin oy kullanması için kriz merkezleri ve komisyonlar oluşturturdu, ekonomik planlamasını yaptı. Ailelere ve gençlere tek tek ulaşarak belediyeyi kayyumdan geri almak için çalışmalara başladı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.