İHH çocukları götürdü 

• Deprem enkazından kurtarılan çocukların vakıflara teslim edildiği ihbarını araştıran ÇHD avukatlarından Tuğba Yılmaz, görgü tanıklarının aktarımı ve araştırmalar sonucunda suç duyurusunda bulunduklarını aktardı. Yılmaz, çocukların İHH’de olduğunu öğrendiklerini söyleyerek, “İHH’nın yetimhaneler grubunun başında da Aynur Akdeniz var” dedi.

ARAM PİRO

Depremden sonra yaşanan kaos hala devam ederken, refakatsiz ve kaybolan çocukların akıbeti de merak ediliyor. İstanbul Beykoz’da bir görgü tanığının Çağdaş Hukukçular Derneği’ne (ÇHD) başvuru yapmasıyla beraber ÇHD avukatları konu ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Konunun medyaya yansıması, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkililerin açıklamalar, görgü tanığını doğruladı. Bakanlık çalışanlarının polis ekipleriyle beraber gittiği villanın Aynur Akdeniz isimli İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı yöneticisine ait olduğu tespit edildi.

Çocukların akıbeti araştırılsın 

Konuyu takip eden avukatlardan Tuğba Yılmaz görgü tanığının aktarımlarını araştırıp 13 Şubat tarihinde Beykoz’da suç duyurusunda bulunduklarını belirterek “Bir görgü tanığı ÇHD’ye kalabalık bir çocuk grubunun Beykoz’da bir villaya getirildiğini ve yanlarında az sayıda yetişkinin bulunduğu bir çocuk grubunun da arabaya bindirilip götürüldüğünü söyledi. Kendisi de o esnada o gruptan bir yetişkinle konuşmuş ve çocukların kimsesiz depremzede olduğunu buraya da bir dernekle getirildiklerini söylemiş. Bunun üzerine biz de çocukların akıbetinin araştırılmasıyla ilgili Beykoz’da suç duyurusunda bulunduk. Onun öncesinde de mahallenin muhtarından villa sitesinin çalışanından bilgi almıştık” dedi. 

İHH yetkilisi evi

Avukat Tuğba Yılmaz, konuyla ilgili yaptıkları araştırmanın sonuçlarını da şöyle dile getirdi: “Geldiğimiz aşamada iddia edilen derneğin İHH olduğunu öğrenmiş olduk. İHH’nın yetimhaneler grubunun başında da Aynur Akdeniz var. Hatta Yeni Şafak gazetesine röportaj vermiş geçtiğimiz günlerde, bakanlık ilk zamanlarda İHH olduğunu söylemişti ama İHH bunu yalanladı. Neticede Yeni Şafak’a verdiği röportajda kabul etmiş oldu. Bunu o yolla öğrenmiş olduk bizim tahminimiz de İHH vardı. Süreç içerisinde savcılık karakola yazı yazılmış delillerimizin toplanması için. Tanıklamız dinlendi, site çalışanı, muhtar ve o evdeki depremzede yetişkinler dinlenmiş. Ev sahibi yani bu işi organize eden dinlenmiş. Bazı çocukların Tuzla’ya götürüldüklerinin de bilgisine ulaştık. Kamera kayıtlarının toplanmasını istemiştik toplandığını söylediler. Tanığımız çocukları bindirildiği aracın plakasını çekmişti, onların hepsinin toplandığını söylediler. Dosya henüz karakoldan dönmediği için dosyayı incelememiş olduk. Yani ben karakola gittim ve sözlü aktarım alabildim.”

İHH’nın işi değil 

İHH’nın ve hiçbir derneğin bu görevi üstlenemeyeceğini belirten Yılmaz, refakatsiz çocukların sadece Aile Bakanlığı’nca bir yere yerleştirilebileceğini belirtti.

Açıklamalar tehlikeli

Göç ve İnsani Yardım Vakfı Başkanı Çiğdem Ertak’a Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın refakatsiz çocuklarla ilgili olarak koruyucu aile başvuruları hakkında yaptığı açıklama ve kamuoyundaki evlat edinme/edindirme tartışmalarını da sorduk. Ertak, ortaya atılan iddialar ve bakanlığın açıklamalarının son derece tehlikeli olduğunu belirterek “Refakatsiz çocuklarla ilgili sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Bildiğimiz kadarıyla Diyarbakır’da öyle bir durum yok ama diğer deprem bölgelerinde olduğunu biliyoruz. Evlat edindirmek üzerinden bir gündem işliyor ama evlat edindirme durumu çok hassas bir mevzu. Çok dikkatle yaklaşılması gereken bir şey. Çünkü henüz her şey çok taze. Acı, yaşanan şok, travma… Depremin etkilemediği herhangi bir yerde olup yaşanan sürecin etkisiyle evlat edinmeye karar verebiliyor insanlar. Ama bu kararı verenler gerçekten o sorumluluğu yüklenebilecek mi? Bunların tüm yönleriyle iyice ölçülüp tartılması lazım. Bir de evlat edinme süreçlerine zaten normalde de çok titizlikle yaklaşılması lazım. Evlat edinecek bireylerin buna gerçekten hazır olup olmadığına ilişkin normal süreçte bile hassasiyetle yaklaşılması gereken bir sürü test ve aşama var. Hele ki böylesi travmatik bir süreçte bu konu çok dikkat edilmesi gereken bir konu. Çocuğa fayda sağlayacağına daha da zarar verebilir. Kaldı ki daha depremden zarar gören insanlar, aileler birbirine ulaşabilmiş değil. Çocukların önemli bir kısmını aileleri de arıyor olabilir şu an. Çok aceleci davranılıyor” dedi.