İsrail nükleer santralı, İran hastaneyi vurdu

Dünya Haberleri —

İran hastaneyi vurdu

İran hastaneyi vurdu

  • İran, İsrail’e düzenlediği balistik füze saldırısında Soroka Hastanesi'ni hedef aldı. İsrail ise nükleer santralarını vurdu.

İsrail, geçen hafta başlattığı 'Yükselen Aslan Operasyonu' kapsamından İran nükleer tesislerini, füze rampalarını, depolarını, askeri karargahlarını vurmaya devam ediyor. Komuta kademesini yitiren ve hava sahasının kontrolünü tamamen kaybetmek üzere olan İran ise fırlattığı balistik füzelerle bu kez bir hastaneyi de hedef aldı.

İran’a ait balistik füze, Perşembe sabahı Beerşeba’daki Soroka Tıp Merkezi’ni vurarak hastanenin birkaç ünitesinde hasara yol açtı. Füze saldırısı, İsrail’in merkez şehirlerinde de doğrudan isabetlere neden oldu. Magen David Adom (MDA), ülke genelinde isabetlerden toplam 89 kişinin yaralandığını bildirdi. Saldırı sonrası hastane, hayati tehlike arz eden vakalar dışında hasta kabulünü durdurdu. Soroka, binden fazla yatak kapasitesiyle İsrail’in güneyindeki yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet veriyor. Diğer füzeler, Tel Aviv’deki bir yüksek katlı apartman binasını ve İsrail’in merkezindeki başka noktaları vurdu.

İsrail Sağlık Bakanı Uriel Busso, The Jerusalem Post’a, “Bu, bir hastaneyi kasıtlı olarak hedef alan bir terörist eylemdir; kadınları, çocukları, yaşlıları ve savunmasızları tedavi eden hastanelere saldırmak kırmızı çizgidir. Bu, devlet için önemli bir olaydır” dedi. Bakan, hastanenin ciddi hasar görmesine rağmen korunaklı acil servis, tahliye işlemleri ve korunaklı yeraltı koğuşlarının çalışmaya devam edeceğini söyledi. Bakan, hastanedeki hasarın çok daha ağır olabileceğini belirterek, “Vurulan bina, iç hastalıkları koğuşları, yoğun bakım üniteleri ve ventilatöre bağlı hastaları içeriyordu; bu hastalar siren sırasında kesinlikle kaçamaz. Son saldırılar nedeniyle bina tahliye edilmişti ve bu, hayat kurtaran unsurlardan biri oldu” diye konuştu. Busso, bu saldırının İsrail’in saldırılara karşı önceden yaptığı hazırlıkların önemini ortaya koyduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Aylardır hazırlandığımız senaryo gerçekleşti. Ekipler ve sağlık sistemi hazırdı ve ne yazık ki şimdi hazırladığımız şeyleri uygulamak zorunda kaldık.” 

Erken talimat katliamı önledi

Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Moshe Bar Siman-Tov'un Soroka Tıp Merkezi’ne balistik füzeler isabet etmeden yaklaşık 24 saat önce onlarca, hatta yüzlerce hayatı kurtaran dramatik bir karar aldığı ortaya çıktı. “Hastanenin cerrahi katını boşaltın, burası güvenli değil” talimatının nedeni, Perşembe sabahı anlaşıldı. Negev’de şafak vakti sirenler çalarken bir İran füzesi, artık boş olan 3. kattaki cerrahi servisine çarptı. Bar Siman-Tov’un önleyici talimatı sayesinde sadece bir hasta hafif yaralandı. Zarar görebilecek onlarca hasta, daha güvenli katlara önceden taşınmıştı; bu, olası bir felaketi kıl payı bir kurtuluşa dönüştürdü.  

İsrail tesisleri vurdu

İsrail ise sadece Natanz, İsfahan ve Arak nükleer tesislerini vurdu. İran’ın nükleer programının bir parçası olan Arak, ağır su reaktörüdür. Buşehr’e yönelik saldırı konusunda ise ne teyit ne de yalanlama yapıldı. Buşehr, İran’ın tek çalışan nükleer santrali olup Rus yakıtı kullanıyor. Rusya, nükleer yayılma riskini azaltmak için kullanılmış yakıtı geri alıyor ve orada Rus personel de bulunuyor. 

İsrail’in ağır su reaktörüne yönelik saldırısı, geçtiğimiz Cuma günü askeri tesisler, üst düzey subaylar ve nükleer bilim insanlarını hedef alan sürpriz hava saldırılarıyla başlayan çatışmaların devamı niteliğinde. İsrail ordusu, savaş uçaklarının Arak tesisini plütonyum üretimini önlemek için hedef aldığını açıkladı. İran devlet televizyonu, Arak saldırısında “hiçbir radyasyon tehlikesi” olmadığını duyurdu. İsrail, Perşembe sabahı tesisi vuracağını duyurmuş ve halkı bölgeyi terk etmeye çağırmıştı. Arak ağır su reaktörü, Tahran’ın 250 kilometre güneybatısında yer alıyor. Ağır su, nükleer reaktörleri soğutuyor, ancak yan ürün olarak plütonyum üretiyor; bu, nükleer silah yapımında kullanılabilir. Bu, İran’a zenginleştirilmiş uranyum dışında başka bir yol sağlayabilir. İran, 2015 nükleer anlaşması kapsamında tesisi yayılma endişelerini gidermek için yeniden tasarlamayı kabul etmişti.

IAEA, doğruladı

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Arak ağır su araştırma reaktörünün saldırıya uğradığını doğruladı. Saldırı sırasında reaktörde nükleer malzeme bulunmadığı için halk için radyasyon tehlikesi olmadığı belirtildi. IAEA, “Reaktör çalışmıyordu ve nükleer malzeme içermiyordu, bu nedenle radyolojik etkisi yok” dedi. İsrail, daha sonra Arak reaktörüne yönelik saldırısının siyah-beyaz görüntülerini yayınladı. Görüntülerde, bir bombanın kubbesine isabet ettiği ve büyük bir alev ve duman bulutu oluşturduğu görüldü.  

Yok edene kadar

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İran’ın nükleer programını yok edene kadar ülkenin şimdiye kadarki en büyük saldırısını sürdürme sözü verdi ve Tahran’daki tiranların bedeli tam olarak ödeyeceğini söyledi. Savunma Bakanı Israel Katz da ordunun Tahran’daki stratejik hedeflere yönelik saldırıları yoğunlaştırması ve rejimi destabilize etmesi talimatını aldığını ifade etti. Katz, "Hamaney gibi, İsrail’in yok edilmesini misyon edinmiş bir diktatör varlığını sürdüremez” dedi.

Washington merkezli bir İranlı insan hakları grubu, İran’da en az 639 kişinin öldüğünü ve bin 300’den fazla kişinin yaralandığını bildirdi. İran, 400’den fazla füze ve yüzlerce insansız hava aracı ateşledi; İsrail’de 24 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.  

Hizbullah uyarısı

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Perşembe günü Lübnan’daki üst düzey yetkililerle görüştükten sonra, Hizbullah'ın İran’ı askeri olarak desteklemesi halinde bunun Lübnan için “çok büyük bir hata” olacağını söyledi.

Cenevre'de yarın

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, yarın Cenevre’de Avrupalı mevkidaşlarıyla görüşeceğini açıkladı. Resmi IRNA haber ajansı, toplantıya İngiltere, Fransa, Almanya dışişleri bakanları ve AB’nin üst düzey diplomatının katılacağını bildirdi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Perşembe günü yaptığı açıklamada, Fransa ve Avrupalı ortaklarının İran’la “müzakerelere yeniden başlamaya” hazır olduğunu söyledi. Barrot, Paris’te düzenlediği basın toplantısında, “Ateşkes sağlanması koşuluyla ABD dahil olmak üzere görüşmelere yeniden başlama isteği var. Bizim tarafımızda, İran’ın nükleer programı, balistik programı ve bölgede istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri konusunda kalıcı ve somut adımlar geri atması koşuluyla müzakerelere yeniden başlama isteği var” dedi. 

Bu arada, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul Çarşamba günü İran liderlerine, nükleer programları konusunda güvence verecek bir çözüm için çalışmaya çağırarak, “Müzakere masasına gelmek için asla geç değildir” dedi.

Bir ABD yetkilisi, Avrupa’nın üst düzey diplomatlarıyla İran arasında Cenevre’de yapılacak nükleer görüşmelere ABD’nin önceki akşam itibarıyla katılmayı planlamadığını, ancak bu durumun değişebileceğini söyledi.

Cumartesi günü Türkiye’de

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin Cumartesi günü İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısına katılmasının beklendiği öne sürüldü. Bir Türk kaynak, 51. İİT Dışişleri Bakanları Konseyi’nin özel oturumunun, İsrail’in İran’a yönelik son saldırılarına, özellikle Perşembe günü Arak’taki Khondab nükleer tesisine düzenlenen saldırıya odaklanacağını söyledi. İki gün sürecek zirvenin açılışında, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Müslüman ülkeleri birlik olmaya çağıracağı belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konferansta konuşacak. 57 üye devleti bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı, uzun süredir Müslüman ülkeler için siyasi ve diplomatik bir forum olarak hizmet veriyor.

Putin ve Şi görüşmesi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinde durumu değerlendirdi. Putin’in dış politika danışmanı Yuri Uşakov, Moskova ve Pekin’in mevcut durumun ve İran nükleer programıyla ilgili meselelerin güçle çözülemeyeceği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. İki lider, bir çözümün yalnızca siyasi ve diplomatik yollarla bulunabileceğini ve bulunması gerektiğini savundu. Uşakov, Putin’in çatışmanın “kilit aktörleriyle” yaptığı görüşmeler hakkında Şi’yi bilgilendirdiğini ve düşmanlıkların sona ermesi için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu belirtti. Şi, Rusya’nın arabuluculuğunu memnuniyetle karşıladı.  

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun, Perşembe günü düzenlediği günlük basın toplantısında, “Çin, İran, İsrail, Mısır, Umman ve diğer taraflarla iletişim kurarak tüm tarafları gerilimi azaltmaya ve bölgenin daha büyük bir kaosa sürüklenmesini önlemeye çağırdı. Çin, bölgedeki ülkeler ve uluslararası toplumla birlikte, Ortadoğu’da barış ve istikrarın bir an önce yeniden sağlanması için yapıcı bir rol oynamaya devam etmeye hazır” dedi.

ABD'ye tehditler

İran Devrim Muhafızları, Perşembe günü ABD’yi, İran ile İsrail arasındaki çatışmaya doğrudan dahil olmaması konusunda bir kez daha tehdit etti. İran devlet televizyonunda yayınlanan açıklamada, "Bu savaşa doğrudan dahil olmak, çatışmanın bölge geneline yayılmasına yol açar ve ağır, onarılamaz darbeler almasına neden olur” denildi. 

Irak’ın en yüksek Şii otoritesi Büyük Ayetullah Ali el-Sistani de Perşembe günü İran’ın üst düzey dini veya siyasi liderliğine yönelik bir saldırının bölgede kontrol edilemeyen bir kaosa yol açabileceği uyarısında bulundu. İran nükleer meselesine barışçıl bir çözüm bulmaya çağıran El-Sistani, İran’daki gibi din adamlarının doğrudan yönetimde bulunduğu sisteme karşı çıkan bir Şii ekolünü temsil ediyor.  

İngiltere'nin çabası

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Ortadoğu’daki krizi görüşmek üzere dün Washington’a uçtu. Lammy, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşecek. Ziyaret, Başbakan Keir Starmer’ın Çarşamba günü hükümetin kriz komitesi COBRA’da üst düzey bakanlar, askeri liderler ve istihbarat yetkilileriyle yaptığı toplantının ardından gerçekleşiyor. Toplantıda, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine olası bir saldırısına İngiltere’nin nasıl yanıt vereceği tartışıldı. ABD’nin, İran’ın Fordo yeraltı nükleer tesisine olası bir saldırıda İngiltere’nin kontrolündeki Diego Garcia üssünü kullanmak isteyebileceği, ancak henüz böyle bir talepte bulunmadığı belirtiliyor. İngiltere, gerilimi azaltma çağrılarını sürdürüyor, ancak Ortadoğu’daki İngiliz personel ve çıkarlarını korumak için Kıbrıs’a iki yakıt ikmal uçağı ve 14 Typhoon jeti konuşlandırdı. Dışişleri Bakanlığı, İngiliz Büyükelçiliği personelinin ailelerini İsrail’den tahliye etti, ancak İngiltere vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri tavsiyesinde bulunmadı.  

Mısır'ın diyalog uğraşı

Mısırlı Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty, Perşembe günü Fransız mevkidaşı Jean-Noël Barrot ve İngiliz Ulusal Güvenlik Danışmanı Jonathan Powell ile İran-İsrail arasındaki gerilimi görüşmek için telefon görüşmesi yaptı. Abdelatty, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın oluşturduğu E3 grubunun, “diyalog ve müzakere kanallarını açma ve İran’la tüm mevcut kanalları kullanarak gerginliği azaltmaya katkıda bulunacak uzlaşmalara varma” gerektiğini belirtti. 

ABD'nin hareketliliği

ABD'nin İran'a yönelik operasyonu doğrudan katılabileceği ihtimali tartışılırken Ortadoğu'ya askeri sevkiyatlar da artıyor. Bir ABD yetkilisi, geçen haftalarda bölgede halihazırda yaklaşık 40 bin Amerikan askerinin bulunduğunu açıklamıştı. Son birkaç gün içinde ABD'deki üslerden Avrupa'ya en az 30 askeri uçak sevk edildi. Bu uçakların tamamı, savaş uçakları ve bombardıman uçaklarını havada yakıtla beslemek için kullanılan askeri tanker uçaklar. USS Nimitz uçak gemisi, Güney Çin Denizi'nden Ortadoğu'ya doğru ilerliyor. Geminin yanında birkaç güdümlü füze destroyeri de bulunuyor. Umman Körfezi ve Basra Körfezi'nde konumlandırılmış diğer Amerikan savaş gemileri de İran'dan atılan füzelerin engellenmesinde İsrail'e destek verdi. ABD, ayrıca F-16, F-22 ve F-35 savaş uçaklarını Ortadoğu'daki üslerine konuşlandırmış durumda. Katar’ın Doha kentindeki Al Udeid Hava Üssü, ABD Merkez Komutanlığının ileri karargâhı konumunda. Normalde üste çok sayıda nakliye uçağı, savaş jeti ve insansız hava aracı bulunuyor. Planet Labs PBC tarafından Çarşamba günü çekilen bir uydu fotoğrafı, üssün pistinin boşaldığını gösterdi. ABD ordusu bu değişikliği resmi olarak açıklamadı. Bu durum, Bahreyn’deki ABD Donanması’nın 5. Filo üssündeki gemilerin de dağıtılmasının ardından geldi. Bu, genellikle bir saldırıda savaş gemileri ve uçakların yok edilmesini önlemek için kullanılan bir askeri strateji.

Trump, kararını açıklamadı

ABD Başkanı Donald Trump, İran’a saldırıp saldırmama konusunda henüz nihai kararını vermediğini söyledi. ABD Başkanı Trump, Nihai kararımı, son saniyeden önce vermek istiyorum çünkü savaşta işler değişir" dedi. İran’ın nükleer silaha sahip olmasına birkaç hafta kaldığını savunan Trump, uzun zamandır İran'ın asla nükleer silaha sahip olamayacağını vurgulayarak, "İstediğimiz şey ateşkes değil, tam ve kesin bir zafer istiyoruz. Zafer, nükleer silahların olmamasıdır" diye konuştu. Trump'ın, askeri danışmanlarına sığınak avcısı bomba planının İran'ın Fordo Nükleer Tesisi'ni yok edip edemeyeceğini sorduğu öne sürüldü. ABC News'ün haberine göre de ismi paylaşılmayan yetkili, Trump'ın, Fordo Nükleer Tesisi'ni ortadan kaldırmak için saldırı fikrine ısındığını ve bunun için tek saldırı değil birden çok saldırının gerekeceğini savundu. Yetkili, bu fikir doğrultusunda hazırlık için harekete geçildiğini öne sürdü. MAHABAD

 

* * *

Daha yarısı yok edilmedi

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), İran’ın balistik füze fırlatıcılarının yarısını yok etmeye yaklaştığını bildirdi.

IDF Baş Sözcüsü Tuğgeneral Effie Defrin, Perşembe öğleden sonra yaptığı açıklamada, “yüzlerce” fırlatıcıyı imha ettiğini belirtti. İran’ın fırlatıcılarına yüzde 50-70 oranında zarar verilmesi durumunda, bin 500 balistik füze kalsa bile aynı anda yalnızca 10-30 füze fırlatabilmesi mümkün olacak. Bu da tüm füzelerin vurulmasını çok daha kolay hale getirecek bir dönüm noktası anlamına geliyor.

IDF, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran’ın toplam fırlatıcılarının yaklaşık üçte biri olan 120 balistik füze fırlatıcısını yok ettiğini duyurmuştu. JP'ye göre; son istatistikler, Pazartesi günkü tahminin fazla iyimser olabileceğini gösteriyor. Perşembe sabahı İran füzelerinin dört isabet noktası, büyük hasara ve yaklaşık 150 sivilin yaralanmasına neden oldu; bu, tehdidin halen çok gerçek olduğunu ortaya koyuyor. İran’ın bir seferde yüzlerce füze fırlatma kapasitesinin onlarca füzeye düşmesi, birkaç gündür devam eden net bir eğilim haline geldi. Bu, IDF’nin bir dönüm noktasına yaklaştığını gösteriyor.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.