İzole edilmiş kadınlar
Kadın Haberleri —
- Almanya’da yaşayan mülteci kadınlar, toplumdan izole ediliyor ve eğitim-sağlık alanlarında dil bilmedikleri için kendilerini ifade edemiyorlar. Hem mülteci kadınlar hem de farklı ülkelerdeki kadınlarla dayanışma içerisinde olduklarını belirten Almanya'daki aktivistler, birleşik bir harekete ihtiyaç olduğunu belirtti.
Erkek-devlet iktidarlarının başlattığı savaşlar en çok kadınları etkiliyor. Uğradığı cinsel şiddet ve baskının dışında topraklarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Bununla başlayan mültecilik yaşadıkları zorlukları ikiye katlıyor. Mülteci kadınların en fazla olduğu ülkelerin başında Almanya geliyor.
Almanya’daki mülteci sayısı, geçen yıldan bu yana 111 bin artarak 3 milyon 260 bine ulaşmış durumda. Bu veriye, iltica başvurusu kabul edilmemiş olanlar, iltica başvuru süreci devam edenler, savaş mültecileri ve geçici oturum izni bulunanlar dahil ediliyor. Aile içi şiddet ve eşitsizliğe karşı mücadele veren Almanya’daki örgütlü kadınlar, diğer yandan da mülteci kadınlarla dayanışma içinde.
Feministler Eylemde (Feminists in Action) Kadın Derneği’nden Elisabeth Rieger ve 8 Mart İttifakı’ndan (The 8 March Alliance) aktivist Elif Simon, mülteci kadınların durumunun yanı sıra ülkedeki kadın mücadelesine dair Mezopotamya Ajansı’dan (MA) Sterk Sütcü ile Zemo Ağgöz’ya konuştu.
Yaşamdan izole ediliyorlar
Mülteci kadınların yasal güvencesinin olmadığını belirten Elif Simon, “Toplu yaşadıkları yerlerde her türlü şiddete maruz kalıyorlar. Diğer yandan mülteci kadınlar, toplumdan izole edilmiş bir durumda. Çünkü barınma yerleri şehir dışında. Bu da şu anlama geliyor; sağlık, eğitim ve topluma ayak uydurma konusunda dışta kalıyorlar. Diğer bir sorun her yerde olduğu gibi burada da ırkçılık var. Bu durum, özellikle bu son dönemlerde daha da artmaya başladı” diye belirtti.
Öncelik dil öğrenimi
Ayrıca, ülkelerindeki şiddetten kaçan kadınların burada da başka bir biçimde şiddete maruz bırakıldığına dikkat çekti.
Dil bilmeyen kadınların özellikle sağlık ve eğitim alanında kendilerini ifade edemediğine işaret eden Simon, şu örnekleri verdi: “Kürtajda, doğumda ve ya kadınsal sağlık sorunlarında pek çok sorunla karşılaşıyorlar. Kendilerini iyi ifade edemedikleri için olması gereken tedavi sağlanmıyor. Çocukları okulda ırkçılığa maruz kalıyor. Bu da tabi onların yaşamına yansıyor.”
Kadın örgütlerinde artış
Almanya genelinde büyük bir kadın hareketinin olmadığını ancak son 10 yılda kadın örgütlerinin arttığına dikkat çeken Simon, yürütükleri dayanışmayı şöyle anlattı: “Şiddete ve kadın cinayetlerine karşı toplumda mücadelenin artığı net bir şekilde görülüyor. Tabi ki bunun dünyadaki kadın hareketiyle de alakası var. En önemlisi her ne kadar kadın örgütleri ayrı gruplar halinde olsalar da belli tarihlerde bir araya gelebiliyorlar. Örneğin bizim platformumuzda farklı ülkelerden birçok kadın inisiyatifi var. Kurdistan, Türkiye, Afrika ve İran kadın örgütlerinin hepsi yer alıyor. Bu kadar büyük bir enternasyonal bir platform yaratabilmek bir başarıdır. Bunların dışında Almanya'da enternasyonal anlamda mülteci kadınların dayanışma grupları da var. Bizler de onlarla dayanışma içirişindeyiz ve birlikte çalışma yürütüyoruz.”
Simon son olarak tüm kadınların şiddete karşı birlikte mücadeleetme çağrısı yaptı.
Her yıl 100’den fazla kadın katliamı
Aile içi şiddet ve kadın katliamları ülkede en temel sorunlardan birisi. Her yıl 100’den fazla kadın en yakınındaki erkekler tarafından katlediliyor. Elisabeth Rieger, buna ilişkin, “Bunlarla mücadele ediyoruz ve hükümetimizin de bu konularda daha fazla çalışma yürütmesi için çabalıyoruz. Aynı zamanda eşit olmayan ücret ve istihdamla da mücadele ediyoruz. Eşit olmayan ücret tüm kadınların yoksulluğuna yol açıyor. Devlette çalışıyorsanız daha az para alırsınız çünkü onlara göre ‘daha az çalışıyorsunuz’ demektir. Almanya'da kadınlar genelde dağıtım, üretim ve ev işlerinde çalışıyor. Çocuklarla ve yaşlılarla ilgileniyorlar. İş dağılımında kadın-erkek eşitliği söz konusu değil. Kadınların giderek daha az para kazanmasının nedeni de budur” dedi.
Rojava ile danışma
Mücadeleyi uluslararası kadın hareketleri ve Almanya’daki kadın gruplarıyla birlikte yürüttüklerini belirten Rieger, ayrıca Kuzey-Doğu Suriye’deki kadınlarla kapsamlı bir dayanışma içinde olduklarını aktardı.
“Organizasyonumuzda Kürt, Türk İran ve ya Avrupa ülkelerinden çok faklı etnik gruptan kadın sığınmacılar da var. Dünyanın farklı yerlerinden kadınların ne için mücadele ettiklerini duymak ve aynı temelde mücadele verdiğimizi öğrenmek çok değerlidir. Burada bir eylem, etkinlik gerçekleştirdiğimizde farklı ülkelerdeki kadınlar da katılımcı olarak bulunuyor. Çünkü sorunlar birbirleriyle bağlantılıdır.”
Farklı ülkelerden kadınlarla dayanışma içinde olsalar da Almanya’da birleşik bir kadın hareketinin olmadığına değinen Rieger, şöyle devam etti: “Farklı odak noktalarına sahip birçok farklı kadın grupları var. Bu gruplar, kadınların özel günlerinde ve ya herhangi bir konuda dayanışma için bir araya gelebiliyorlar. Bu yönden baktığımızda da aslında çok güçlüyüz.” BERLİN